Merhaba,
Hayırlı Ramazanlaaaarrr.
Banu bebeklerle ben tanışmamıştım. Tanışınca sizlerle de paylaşayım istedim. Bence çok hoş çalışmalar var sitede. Buyrun link;
http://banubebek.blogspot.com/2011/07/mina.htmlAllahım lütfen köpeğimin olduğumu zannettiği kişi olmama yardım et! :) ("Koza Kelebeği Bilmez"Robin Sharma). Bizim 14 yılımız Tarçın adlı köpeğimizle geçti. Rahmet dileyelim ve şöyle diyelim, köpeği olanlar beni anlar. :-)
Geçen haftalarda saat 24.00 lere kadar parklarda kalmalar, piknikler, kocaları evde bırakıp parkta sohbetlerle geçti. Tatsız bazı şeylerde var ama burada bahsetmeyelim. Herşey tatlıya bağlanır umarım. Biz park anneleri pek bir keyfteydik yani.
Cumartesi günü sabahtan Caddebostan sahile gittik. Bir ağacın altına konuşlandık. Termos da çay, poğaça, kızımız için de süt, oyuncakları ve piknik yaygısı. Ohhhh yan tarafta da park. Sonra birde arkadaş geldi, değmeyin keyfimize. Üşüdük bile, öğleden sonra 16 civarı, büyükanne ve büyükbabaya gittik ve sıcaktan bittik. Havalar böyle güzel devam ederse, haftaya misafir ağırlarız biz orada. :-) Resim yok, makina onu getirende.
Pazar günü de Şenay, bu hafta benzin bizden, yeri siz seçin diyince, haydi Sapanca ya gidelim dedik. Önce Kartepe yaptık, telesiyej e bindik, Agustos olmasına rağmen hırkalarımızı giydik.
Telesiyej adam başı 10 Tl, 0-6 yaş çocuk için ücret almıyorlar. Çocuklar ata binmek istediler ama bize pahalı geldi. 3 turcuk, yani 20 dk bile diil 20 Tl. Hotel in girişinde de 5 Tl.
En kötü şey, tuvaletleri çok pisti, ben Ada ya çişini dışarıda yaptırdım düşünün. Suları bile az akıyordu. Kesin net sayfasına şikayette bulunacağım. Isteyen telesiyeje binmeden araba veya yürüyerek de telesiyejin çıktığı noktaya ulaşabilir. Sonrasında biz Maşukiye'ye geçtik. Gelsin erimiş peynirler, mantarlar, kiremitte balıklar. Herşey kiremitte olunca Hakan patlattı espriyi, Şenay kola isteyince, kremitte olsun dedi :-)
Serin ve karanlıktı lokantaların olduğu bölge, çocuklar parkta oynadılar, yerdeki kumlarla oynadılar. Suratları, elleri, ve ayakkabılarının halini görmeliydiniz. Sonra hoop aşağıya göl kenarına, dondurma, mısır ve lokma. hepsi de güzeldi.
Bu hafta Nil kız bizde. Ada ile birlikte havuza gidiyor. Sadece bir haftalığına. Ada kız perişan, abi onları havuzda bırakmış, Nil kız suyun üstünde kalmış ama Ada kız glu glu yapmış. Hem Nil dalmayı da biliyormuş. Bende sende yakında durursun kızım dedim ama ben duramıyorum diyor. Hali pek hoş. Bugünde birlikte yuva daki tiyatroya katıldılar. Pek keyifli çıktılar okuldan.
Çıkışta oyuncakçıya gittik onlara söz verdiğim gibi ucuz oyuncak aldım. Zebra lar, yürüyorlar. yaklaşık 2 saattir o Zebra larla oynuyorlar. Nil in hayal gücü sayesinde bir sürü hikaye uyduruyorlar. Bana da zaman zaman hayret etmek ve zaman zaman da katıla katıla gülmek kalıyor.
Şenay, mantı getirdi, Nil kız bayılıyormuş, hakikaten salça soslu bir tabak yedi ve bana bin kere teşekkür etti. Elime sağlıkmış, ne kadar güzel pişirmişim, soso da güzelmiş, acaba soso eve götürebilirmiymiş. Bak bak nasıl gönlümü alıyor. Zebra nın ipini bağlarkende bana diyorki; ne kadar güzel bağlıyorsun Çiğdem ciğim. :-)
Dansetmiycem beni zorllllaamma. Karışmadım hiç diyaloglarına, hallediyorlar. Nil e bakıyorum da daha bağımsız bizimkinden. hem tuvalet konusunda hem de yemek konusunda. Birde hayal gücleri inanılmaz. Aman ne hikayeler, bizimkide ağzından sular akarak dinliyor. Sonra bir bakıyorum kavga ediyorlar. Nil uyduruk şarkılar, türküler söylüyor, Ada müzik aletlerini çalıyor.
Birbirlerini çok güzel tamamlıyorlar.
Şimdide biri koca biri karı. Bizimki seni çok özleyeceğim diyor, öteki kocam uyanmasın diyor. Süperler. Iyiki varlar.
Son diyalog; Nil diyorki; öptü seni yine hamile olacaksın, karnın şişcek ve doğuracaksın, alerjik olacaksın. Öliciim gülmekten.
Sağlıkla
Gülmekten mahvolmuş anne Çiğdem