30 Eylül 2012 Pazar

Rahmi Koç Müzesi ve Aynalıkavak Kasr gezisi

Merhaba,

Bugün de Ada ya gidelim istedik ama yorulmuşuz, vazgeçtik. Dün ne mi yaptık; buyrun;

Hafta arası telefonuma bir not geldi, Düş bahçesi diye bir kurumun, Rahmi Koç Müzesinde ki Fenerbahçe vapurunda çocuklar için 1,5 saatlik bir etkinliği olacakmış. Eh planımız başkaydı ama hadi etkinlik olsun sonra da müzeyi gezeriz dedik.

Ben müzenin ilk açılan kısmını, 15 yıl kadar önce ziyaret etmiştim. Gidince hatırladım. Amma 2000 yada 2002 de açılan Haliç kıyısında ki bölge çok güzel olmuş.

Müze de yok, yok.

Etkinlikte yer kalmamış ( 12 kişilik), Ada kız bayıldı bu habere çünkü müzeyi bizimle gezmek ona daha cazip geldi. Kızım benim.

Aynı etkinlik 13 Ekim de tekrarlanacakmış. Biletler Biletix de, ücret 34 Tl.

Düş Bahçesi - Boyama Atölyesi

İlçe: Beyoğlu
Adres: Fenerbahçe Vapuru
Telefon: (212) 369 66 00




Ada kız okul yollarında. Cuma günü. Eteğinin altında tayt var, sabahları serin oluyor.
Beslenme çantasına da hastayız.


Ne mi yaptık, sabah 10,00 da evden çıktık. 10,11 deki  16A otobüsüne binerek Üsküdar a gittik ve oradan kalkan Kasımpaşa motoruna binerek karşıya geçtik. Üsteeki resim, Üsküdar da ki Faruk Akın ın çalışmalarında biriyle Ada nın fotoğrafı. Fakat tren, vapur yapmadığımız için pişman olduk. Trafikte ne kadar az zaman o kadar iyi.





Faruk Akın ın bir diğer eseri. Çok güzel, şehir hengamesinde birer nefes olmuşlar.



Kızımın motorda ki ara öğün sehpası, taze portakal suyu ve pıstık.
Yeni suluğumuzun içi cam. Sağlıklı ama dışı Winks tabiki.

Motora binerken nereye kadar gidiyor, müzeye gideceğiz dedik, sorduğumuz iki sefil görevlide inip iki dakika yürüyün dedi, boşluğumuza geldi inandık. Siz siz olun kimseye inanmayın, yurdum insanı cevap olarak ''bilmiyorum '' diyemiyor.



İndik ve 2 dakika denilen yolda tam tamına bir saat kaybettik hemde öğlen güneşi altında. Pişman değiliz ama o yürüyüş enerjisi ve zamanı müzenin içine saklanabilirdi. Yürümesyedik de bir diğer harika Aynalıkavak Kasrını gezemezdik ama. Yol da kaldırım çok dar ve bazan dikkat etmesseniz arabaların aynaları size çarpabilir.


Araba ile gelenler, Okmeydanı yönünden Hasköy tabelalarını takip ederek bu kavşağa kadar gelip sonrada sağa dönerek müzeye varabilirler. Çınar ağacı ve cami ne güzel değilmi. Bence Çınar heryere olduğu gibi Camilere de çok yakışıyor, çoğu yerde kesiyorlar nedendir bilinmez. Bence bu da cinayet.



Yol manzaralarımız.


Mavi Marmara gemisi de tersanede.


Haydi gezelim diyip daldık. Iyiki.


Genel görünüm.


Bahçe muhteşem. Havuzlara bayılırız.


Anneee bak burada değişik bir ağaç var. Evet kızım resmini çekelim de ne ağacıymış bulalım.


Bir diğer açıdan Kasr.


Girişte ki tavan süslemesi. Harika. Elektrik sonradan gelmiş, tabi avizelerde.


Havuz zamanında çalışırmış, böylece kapıada bekleyen misafirler, içeride ne konuşulduğunu duyamazlarmış.


Giriş kapısı, içeriden.


Rehber ile geziliyor. Saatlerini sizin için buraya ekledim.


Pembe galoşlara tabiki bayıldık.


Arka bahçe Haliç e bakıyor. Havuz daha büyük, cafe ve tertemiz tuvaletlerde bu tarafta.


Eskiden fener olarak da kullanılmış olan, arka bahçedeki kule.
Restore ediliyor.


Kim izin vermişse, öündeki deniz doldurulmuş ve koca çirkin tersane binalaarı yapılmış.


Cafe ye dışarıdan da gelip oturabiliyorsunuz. Oralarda otursam çok sık gelirdim herhalde. Bahçe çok huzurlu.



Kuruyan koca bir ağaç kesilmiş, o bile güzel.



Yürüdüğümüz yoldaki katledilmiş, bakımsız evler.



İhmal edilmiş güzel mi güzel çeşme.
Silahtar Ağa Yahya Efendi nin sebilinden su içilemiyor artık. Bakımsız ve pis. Oysaki...


Babamla birlikte ofisine gittiğimizde iş çıkışı mutlaka uğradığı ve  bir iki tek attığı, ilk, zarif köprü trafiğe açık.
 

Horoz, çay içiyor ve Ada kız :-)



Eminönü veya Karaköy den otobüse binerseniz, Rahmi Koç müzesi için ineceğiniz durak


Giriş.


Bu su sebilleri, dekoratifmiş.


Tren bölümü.


Sultan Abdülaziz.


Baba ve kız vatman.


En az beş yeni evli çift gördük, resim çektiren.


Beşiktaş ve Kadıköy garip yazılmıştı, muhtemel Fransızca??


Zarif döşenmiş tramvay içi.


Sandalyeler arkadaki ayrı bölümlerde, tam kitap okumalık ve seyahat edilmelik bölümler.



Bu koltukların arkalık kısımlarını, tramway ın gidiş yönüne göre değiştirebiliyorsunuz. Çok zarif.


Bu harika tren, burada, müzede tamir edilmiş ve çalışır duruma getirilmiş. Ingiltere den de uzmanlar gelmiş. Şu an aküleri üstünde değilmiş. Buharlı makinalara ve tüm makinalara olan merakı, bu kadar çeşitli objeyi toplayabilmesi gerçekten takdiri hak ediyor.
Sağolasın Sn. Koç.

Hem sayesinde neredeyse tüm aile geçiniyoruz.
Hem de zevklerini sayesinde paylaşabiliyoruz. Tam bir aristokrat.
Teşekkür ederiz, Allah Razı Olsun.

Hoşgeldiniz de dedi, daha büyük onur olur mu?



Ya, işte böyle.



Yan-dıştan görünüş.


Ada kız en çok bu uçağın içini görmek istedi. Aman bir küçük, pilotlara yazık.
Birde isterseniz bir düğmeye basarak onların konuşmalarını ve uçağın kalkış sesleri eşliğinde gezebiliyorsunuz.

Ada ya çay, kahve içermisiniz dedim, istemedi, kek e hayır demedi, sonra da camdan dışarı bakıp, gitmiyor ki bu dedi.



Baba - kız Türk filmi pozu.


Çocuklar için bir de oyun alanı var ama akıllı oyunların olduğu bir alan. Neler neler var, gezmek lazım. Bu resimdeki aslında sadece bir parça üçgen ama aynayla bu kadar gözüküyor. Yanlarında İngilizce talimatlarda var, Ada hepsini anladı ve benim gözlerim sulandı. Yani aslında annesinin İngilizcesi daha iyi olup konuşabilse, kızım da anlayacak be yaw.


Müze içinde ki aktivite bölümü.


Bu baloncuk aleti harika. Bayıldık ailece.


Genel görünüm.


Detaylar, objeler, çeşitlilik. Bence bir gün değil bir hafta lazım. Siz siz olun erken gidin müzeye. Otopark mevcut.


Bu bisiklet harika. Hem öndeki hem arkadaki çocuk pedal çevirebiliyor.


Bu bisikletin resmini Şenay için çektim. O kullanabilir bu üç tekerlekliyi. Ben diil.


Hani hep filmlerde görürsünüz ya bu arabaları, oarada görünce sahisini, bi hoş oluyor insan.


Atlar sahici gibi, sevesi geliyor insanın.


Baba - kız, Uzaklar ve Kısmet in olduğu bölümde.



Marangozhanede ki beğendiğim tahtadan yapılmış tablo.
Birçok yer sensörlü, siz girince çalışıyor ki bu da harika bir iş.


Resmin hikayesi altta. Yılmaz baba bu müzede herhalde kendinden geçerdi.



Halat Restaurantın görünümü. Orjinal korunmuş kızak ın hemen yanında.
Müzede 5-6 cafe, var. Hepsininde fiyatları çok makul. Sandolar 3, toslar 2 Tl filan.


Oyuncakçı.


Dalyan da ki evimiz, istediğimiz gibi olsa bahçesine bu lambalardan bulsam.


Saatçi.


Hayat mecmuasının, Koç Topluluğu başlığı atılmış sayısı.
Küçüklüğümde Rahmetli Kıymet teyzem alırdı Hayat ve Ses mecmualarını, şimdi ki Şamdan gibi. Hoşuma giderdi bakmak.  Ucundan yakaladım yani bende.

Bir de teyzemin, geniş paça kumaş pantalonu ve üzerine dar önden bağlanan bluzu. Allah Rahmet Eylesin.



Fenni aletler.
Herşey var hem de detayları ile.


Balina omurgası. Devasa.

 Bir başka harika bölüm.


vapursuz olmazzz.


Detaylar objeler heryerde.


Caddenin karşısında ki binadayız. Yine harkulade.


Hiç duymamıştım. Vizyonumuz gelişti vallahi.



Tren ler.


Ada kız dümende.


Tuvalet molası.
Tüm tuvaletler tertemiz. Çocuklar için yükselticiler düşünülmüş. Activex Barbie ve Ben ten sabunları bile var. Ada bitti.



Müze saat 20,00 de kapanıyor. 19,45 te atlıkarınca ile final.


Ada bu bölgede 1 saat rahat geçirir. Ama şansı olmadı.


Eminönü otobüsü. Bomboş, şöför hızlı. Perşembe pazarının orada biraz tarfik. Hepsi o.


Karaköy - Haydarpaşa vapuru. Ada başladı, uykum geldii. E haklı tabi, bayağı yürüdü kızım.


Esniyoruz. Oradan tren ve ev. Dönüş daha kısa oldı. 1,5 saat. Tren de boştu. Bu kadar yorgunluğun üstüne, anne parkta oynayabilirmiyim diye bile sordu. Olmazzzz Nil e selam yola devam.

Gazeteler okundu ve hoop yatağa.

Mutlaka gezin, çocuğunuz ile birlikte. Bir tam gün yada iki gün.

Yıllardır gezmek istediğim birtürlü kısmet olmayan, denizaltı gezimide burada yaptım. Katılım belgem bile var. Sağolsun rehberimiz emekli, ve bu gemide uzun yıllar görev yapmış olan Ahmet bey. Çıkışta ki Kefal leri görmeliydiniz, uff kocamanlardı.

Gezerek aile annesi Çiğdem