31 Temmuz 2015 Cuma

Keyf

Allah ım nasıl bir keyf, hesapta Cem ve Ada gidince herşey düzenli olacaktı. Olacak ama zaman da alacak. Bugün Cuma, pazara gittim mi hayır. Ne yapıyorum, misafir ağırlıyorum, sohbet, internet ve yavaştaaaaan dip temizlik.

E hani denize gidecektim sabahtan, hem de bisikletle. Ne oldu, yo...yo... Yalan olmayacak. Yürüyüş de yapacağım. Ama bir iki gün çalışarak avare takılayım durun. 



Hayır cannnıım, yine birsürü iş var ama yavaş yavaş. 
Yemek de yavaş yendi, şimdi ööle bakıyorum, dinliyorum. İyi oldu iyi.


Biri de masann altında keyifte,



Ada dan inciler, geçengün denize gittiğimiz de ma- aile denize girdik, hava sıcak su hamam, e kaldık bayağı, oynadık, battık çıktık v.s., sudan çıkarken Ada demez mi, bakın ne kadar kaliteli aile zamanı geçirdik!

Kalın sağlıcakla
Keyif yapan anne
Not Allah eksik etmesin ama arada böyle aralar süper oluyormuş yahu, ne yalan. 


28 Temmuz 2015 Salı

Kuzuincik, sebze güveç

Merhaba,

Bu aralar güveçe taktım. 

En alta bahçeye çıkıp kopardığım asma yaprakları, üstüne patatesler, dolapta hangi sebze varsa koyuyorum. Araya kasaptan şoklanmamış kuzu incikler, veriyorum fırına ve 4 saat sonra alıyorum. 



En zor kısmı o sıcak, çok sıcak güveci eve taşımak oluyor.

Amman soğan ve sarımsak koymayı unutmayın.

Afiyet olsun

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Sulu köfte

Merhaba,

Sulu köfte, sulu köfte, ısrarlar çoğalınca e haydi yapayım dedim.
Yaparken aaa sulu köfte mi, sağol anne, gerçi seninki anneanne ve büyükanneninki gibi olacakmı bakalım, diyor Ada kız.  Strese bakın ya, nasıl bir baskı altındayım anlayın. 

Tarife bakayım da garanti olsun dedim. İrmikli yaptığım sulu köfteyi annem de çok beğenmişti geçen sefer. Tariflere bakarken, aldantelutfen.blogspot.com da bu tarifi gördüm. Köfteleri önce kızartıyordu, lezzetli olsa gerek dedim ve denedim, bakalım nasıl olacak.

Evet yaptık yedik. Sadece sonunda biz terbiyeli sevdiğimiz için; bir yumurta, limon, yoğurt ve  azıcık un koydum. Altını kapattım. Ihmm süper oldu. Teşekkürler andantelutfen.blogspot.com.



İşte tarifi;

Malzeme
  • 250 gr kıyma
  • 2 yemek kaşığı irmik
  • 1 adet soğan
  • 1 adet domates
  • 2 yemek kaşığı ince kıyılmış maydanoz
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 yemek kaşığı domates püresi
  • Yarım kahve fincanı pirinç
  • 3 patates
  • 4 su bardağı sıcak su
  • karabiber
  • tuz



  1. Kıyma, rendelenmiş soğan, irmik, tuz, karabiber, 1 kaşık maydanoz ve pirinci iyice yoğurup top top köfteler yapın.
  2. Kabınıza yağı ekleyin ve köfteleri hafif kızarana kadar sürekli çevirerek pişirin. 
  3. Rendelenmiş domatesi ve domates püresini ekleyin.
  4. Sıcak suyu ve tuzu ekleyin.
  5. 10 dk sonra küp küp doğranmış patetesleri ilave edin. 
  6. Yaklaşık olarak 30 dakika daha pişirin. 
  7. Üzerine ince kıyılmış maydanozu ilave edin.
Ellerine sağlık senin de benim de.

Kalın sağlıcakla
Kopyacı anne



25 Temmuz 2015 Cumartesi

Vanilya

Merhaba,

Biliyorsunuzdur belki, uuzzzuuuun süredir, dışarıda satılan vanilya tozlarını veya şekerli vanilinleri kullanmıyorum ben. Kabartma tozu da kullanmıyorum. Karbonat la o işi ve pekçok işi çözdüm. 

Yeni yaptığım roll- on larda da karbonat kullandım. Karbonat bir mucize resmen. Suyunu içemedim ama. Yani, hani bir litre su içine bir çay kaşığı karbonat olayı. 

Evet, vanilya diyorduk, efendim toz şeker içine vanilya çubuklarımı koymadım, vanilya çubuklarınn içindeki çekirdekleri çıkarıp keklere mi doğramadım. Derken yan Alman komşum, Almanya dönüşünde Çiğdem sen bunu seversin diye bana bu minik değirmeni getirdi. Nasıl güzel bir buluş. İçinde vanilya çubukları var, çeviriyorsun hoooppp vanilya taneleri gayet güzel bir şekilde nerede kullanacaksanız oradalar. 


Şimdi her Almanya dan gelene bu değirmenlerden sipariş veriyorum. Sağolsunlar, sayelerinde mutfağımdan bu pratik değirmen eksik olmuyor artık. Yanında da birsü değişik vanilla ürünü.sağolsunlar, sevildiğimi biliyorum.



Yeri gelmişken Eylül de topladığım Hayıt tohumlarını da karabiber gibi kullanıyorum heryerde. Koyuyorum değirmene ve hooopp yeni bir baharat.

Kalın sağlıcakla
İmza, cadı anne


22 Temmuz 2015 Çarşamba

Yuvarlakçay

Merhaba,

Havalar ısınınca nereye gidilir, kahvaltı erken edilir ve dooooğruca Yuvarlakçay a üşümeye gidilir.
Gelen misafirler de orada çok iyi ağırlanır.




Beyoba sından geçilirken eski Taş değirmene bir selam çakılır, yakında geleceğim denilir. Unum bitmek üzere zira. 



Herzaman gittiğimiz Sarmaşık adlı lokanta bu sefer Nazik in Facebook da gördüğüm fotoğraflar yüzündn, Yeşilvadi lokantası olarak değiştirilir. Ama kalabalık ve izdiham, suyun akıntısının fazla olması sebebi ile tekrar huzur dolu Sarmaşık Lokantasına gidilir ve çok memnun kalınır. Yolda Kapari çalısının yeni, kornişon a benzeyen meyveleri kontrol edilir ve hımm buraya toplamaya gelmeliyim denir.



Dışarısı 40 dereceyken, 10 derece suya girilebilinemz. Beklenir, o sırada ayaklar uyuşur. Ama bir kere suya girince de ohhh denir, hep atlanmak istenir. Çıkınca ayaklarınız nerede bir süre bilemessiniz.



Güneşlenip kururken, bir türlü ısınamazssınız, dışarıyı, sıcaklığı hatırlar ohhh dersiniz. burada " HES" yapmak isteynlere şöyle bir selam edersiniz. Cık..cık.. larsınız. 



O sırada mor, siyah, yeşil, kahverengi kızböceklerini, yusufçukları görür, selam edersiniz. Güzelliğine hayran kalırsınız. Yanınızda ki çocukların eline birer saz çubuk verip, onları nasıl, kim daha fazla çubuğuna çağırabilecek oyunu oynarsınız.  Onları bu işle keyif alarak, aldırarak bayağı bir oyalarsınız.

Arada suya girer çıkarsınız. Ohhh dersiniz.

Çocuklara, kenara sıkışmış, Yuvarlakçayda ki sırayla dizilmiş ve sizden az yukarıda ki lokanta da suya giren insanların düşürmüş oldukları tek terlikleri toplatırsınız. Komik olur gülersiniz. İçinizden, hımm şu terlik güzelmiş, keşke öteki teki gelse dersiniz. 



şükranla yemek yersiniz, sonra birden ayaklarınız alttan alttan esen serin rüzgarla üşümeye başlar, sırtınızdan da bir serinlik gelmeye başlar, önce ıslak mayo değiştiririsiniz, sonra çorap niye almadım ki dersiniz.bir çay istersiniz, gelir. Hırka derken çocuklar huysuzlanır v kalkarsınız. Yukarı çıkınca havanın sıcaklığına inanamaz ve çevirisiniz klimanın düğmesini..

Kalın sağlıcakla 
Serin anne




4 Temmuz 2015 Cumartesi

Evde roll- on deodarat yapımı

Merhaba,

Son iki üç gündür heyecanla evde roll - on deodarant denemeleri yapıyordum. 
Evveliyatı çok öncelere dayanıyor ama daha önce cesaret edememeştim.
başak organik - Ayten Kodak ın da desteği ve cesareti ile yürü ya kulum dedim, dedim valla.

Hindistan cevizi sütü ile yaptığım roll -on pek bir güzel oldu ama hindistan cevizi sütü pahalı ve yerel değil. 

Üstelik ertesi gün kararma yaptı ki bu da hoş değil ve çabuk da bozulabilir.

Ne yapmalı derken tüm yabancı - ingilizce olan blog ları bilgileri taradım ve kendime uygun olanaı buldum. BulDuM. Zaten yıllardır bakınıyordum.

Yaptığım deodarant a , Limon kokusuda çok yakıştı ama ben erkekler için okaliptus, bayanlar için zambak kokusu kullanmak istiyorum. 



Düşünsenize, tamamen katkısız, ev yapımı, zararı olmayan roll -on. Yerimde duramıyorum.
Marie buradaydı, ona da denettim, bayıllldıı. Ben de hemen kolumun altını yıkadım, t- shirt değiştirdim ve denedim. Bakalım. Katkısız, zararsız yaşasın.

Sonra aldım kitabımı  - Yılmaz Büyükerşen , zamanı durduran saat  - elime ve başladım okumaya. 

Cık.. Olmuyor, heyecandan okuduğumu anlamıyorum. Sürekli burnuma limon kokusu geliyor. Tamam para kazanmak için yapıyorum bu işi ama, düşünsenize, bebeğini emziren bir anne bile korkusuzca kullanabileceği bir roll on a kavuşuyor falan gibi acaip cümleler geçiyor kafamdan.



Sanırım deliriyorum. Çok sevdim ben bu cadılık işini. Daha şişeler gelmedi tabi ben tüm bu denemeleri daha önce iki firma tarafından bana gönderilen örnek şişelerle yapıyorum.

Eğer satın alma işini ve Cem de etiket işini zamanında yapabilirsek, 12. Temmuz, Köyceğiz pazarın da yeni bir ürünüm daha olacak. 

Ay deliriyorum galiba.

Emeği geçen herkese bin kere teşekkür ederim.

Bu da sonuç. 


İmza emekli ama üretmeye devam eden mutlu anne




1 Temmuz 2015 Çarşamba

Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali

Merhaba,

Yine yeniden Sabahattin Ali. Yaşar Kemal tadı alıyorum bu yazarın romanlarını okurken. Çok daha naif, çok daha basit gibi gözüksede hayır değil, kitapları yıllarca unutmuyor hatırlıyorsunuz. 

Can alıcı yazıyor.

Olmaz diyorsunuz kitabı okurken ama oluyor.

Kitap, 1937 yılında yazılmış ve yazarın ilk kitabıymış.




Kuyucaklı Yusuf, çok etkileyici bir kitap, şiddetle tavsiye ediyorum alınız okuyunuz. Tüm kitaplarını. Ve hala,  Sabahattin Ali nin, Filiz i üzmesinler adlı kızını anlattığı kitabı arıyorum. 


Kalın sağlıcakla
Yine kitap kurdu olan anne