Ağaç yaşken Eğilir - Deniz Orhun / Bremen Mızıkacıları ve yemek maceraları

Merhaba,

Perşembe cimnastiğe gidemedik. Malum hava şartları.  Full evdeydik, keyf yaptık.

Cuma Ada kız çekime gitti efem!! annesi de üşüye üşüye olsa da keyf yaptı ve Açlık Oyunları kitabına iyice sardırdı.

Ada atölye den nazik Esra hanım aradı ve çekim yapılacak, Ada kız da gelmek istermi dedi. Biz de biraz düşündükten sonra Aydan ve kızlarının affına sığınarak, Cuma günü için planladığımız, Oyuncak Müzesi ndeki aktivitemizi  iptal edip herhalde haftaya Digiturk- Turkmax kanalında yayınlanacak olan programın çekimine katıldık. ( Cumartesi - Yaprak hanım, kayıt size bakar ona göre)

 
Ada kız ı artık güvenip bildiğimiz yer olan Ada Atölye ye, Esra ve Sema ( yine yanlış yazdıysam yaşlılığıma veriniz) hanım a bırakıp Burger King diye girdiğim ve alışveriş ettiğim ancak kahveyi elime alınca aslında bir mekanın iki dükkanca paylaşıldığı, sıcak gibi görünen soğuk bir mekanda geçirdim. Ismi Sbarro yada ona benzer bişey işte.  Pizzacıymış, gördüğünüz yerde koşarak uzaklaşın. Tadı nasıl bilemem tabi ama ortam soğuktu.

Ada yı almaya gittiğimde herkes Ada için coştu dedi. Esra ablasının söylemediği figürleri bile yapmış, yaptığı figürlerin altına delikler açıp, parmak kuklaları yapıp onları konuşturmuş filan. Merak ettim umarım çok kesmeden yayınlarlar. Sonuçta program face den takip ettiğim kadarı ile çok uzun olmayan bir formatta. Yakında link ini veririm. Teşekkürler Esra hanım. Bizim için bir ilkti ve kızın ağlayıp, sızlanmasına veya utanmadan bu tip bir çalışmayı atlatmasına pek memnun oldum.

Zavallı Rapunzel şeker hamurundan geriye kalanlar..

Cuma günü, Ada atölye den sonra Kozzy e gittik, saat 15,00 deki tiyatroyu kaçırdık. Winkx e bilet alamadık, kredi kartı geçmiyor :-( Resim de Ada kız kumlarla ve renklerle  tüm ciddiyeti ile ilgileniyor. Kumların renklerini birbirine karıştırmayı deneyince abla onu uyardı. Aslında niyeti, yağlı boyada babasının öğrettiği renk yaratmaca oyunuydu ama yeri değildi tabi.

Poz veriyor kızım artık. Maaşallah.

 Uzun zamandır kadınbudu köfte yapmıyorduk. Özlemişiz. Yanına da sadece bir patates kalmıştı. Bir dahaki sefere kızartma değil fırın deneyeceğim. Bakalım. Bu arada yağlı kağıt kullanmayı tamamen kestim. Temizlik zor oluyor ama çok zararlıymış o yağlı kağıtlar. Kaynak; Karatay kitapları efem.

Billur ve Berrak in getirdiği d.gunu hediyesi, pek bir eğlendiriyor kızımı, teşekkür ederiz. Ayrıca hediye getiren, getirmeyen partimize katılan   tüm dostlara çok teşekkür ederiz. Sağolsunlar.

Kızım, kedi maskesi ve elleri yaptı. Kendi yaptı ben sadece kestim, Cem de lastikleri taktı. Kız benim ya, inanılmaz değilmi yaptıkları. Süper. Nazar değmesin.

Cumartesi akşamı sahil de yürüyüşe çıktık, Retto diye biryer var sahilde. Oraya gitmekti amaç. -Yolda hayvanlar için yapılmış bu güzel korunaklı kutuları ve içinde ki birbirlerini ısıtan sakinlerini gördük. Ne şekerler dimi. Kim yaptıysa bu kutuları Allah Razı olsun.- Gittik de, güzel ama ısıtılması problemli biryer olmuş. Hem çocuklara hitap edip hem ortamı ısıtmamaları da enteresan. Saati 10 Tl. Sizde birşeyler okuyup, yiyip içebiliyorsunuz. Bize gelip birşey soran olmadı dolayısıyla 10 Tl mizi verip, birşey yiyip içmeden, kızı alıp çıktık.

Amacımız metrelik kebaba gitmekti ama orası Muazzez Ersoy un çıktığı muhtemelen kazık biryer olmuş. Bizde başka bir Adanacı ya gittik. Eh fena diildi. Çiğköfteyi özlemişim. Adana da fena dilldi. Yemek sonrasında ikramımız diye tatlı getirdiler fakat gelen hesapta tatlılarla birlikte gelen ısmarlamadığımız dondurma için; 5 Tl yazılmıştı. 100 Tl bayılıp çıktık bence değmez. 100Tl yi İpek hanım Çiftliğine göndersem daha iyi olurdu diye düşündüm.

Pazar sabahı Süreyya Opera binasında Bremen Mızıkacıları na gittik. Ada kız oyun değişmiş dedi. Ben bilmem 1. seyredişinde babalar grubu ile gitmişti. Salonda ki lambaları çekmiş kızım. Detaylar ve içerisi çok güzel düzenlenmiş, dekore edilmiş bir salon. Neler hatırlamadım neler. Lise de hep filmleri orada seyrederdik, locadan millete leblebi atardık. E.T.  filmine de yer yokluğu sebebi ile en öndeki sıradan  seyretmiştik.

Kızım koltuğunda.

Rengarek oyundan bir kesit.

Alkım pasajına girmeden az önce bir kitapçının önünde bulunan Şirinler heykeli. Hemen resim çekelim anne. Olur kızım. Bu arada kızıma yine o 5 Tl cd-kitaplardan aldım. Bu sefer Tom amcanın klubesi. Bakalım beğenecekmi.

Karnımız acıkınca epeyidir gitmediğimiz Ciğerci Hulusi yi hatırladık. Ben toktum yiyemedim ama baba - kız götürdüler. Hımm... kesinlikle tavsiye ederim. 

Bu da en bayıldığım pişmiş soğanları yada kavrulmuşmu desek. Vallahi paket yaptırdım ve akşam evde yedim az biraz.

Ada kız tabiki dergiyle meşgul. Yeni kalemlerde aldım ona. Oh yerinden bile kalkmadı kızım.

Cem Karal, yemekten bitmiş ve son derece keyifli çayını içerken.

Ciğerler böyle şişte geliyor, çok ince lavaşa bilumum soğan neyinle sarıp götürüyorsunuz.

hesap mı? 31 Tl 

Moda da ki bu evin hikayesini bilen var mı?? Senelerdir ayıla bayıla geçerim önünden bazan açık bir pencereden yüksek tavanını ve kütüphanesini görüp keşke bir tanıdığım şu binada otursada içeri girebilsem derim hep.

Bu arada Yıldız İbrahimova nın cd sini bulduk. Çocukça Şarkılar, Boyut Yayınları. 15 Tl. Kadıköy Alkım Kitapevin de var. Kahve Dünyası da var içinde, tavsiye ederim, ziyaret edin. Eminim 1 koca gün geçer orada. Yazın da terası mutlaka harika olur.

Karal ailesi, uzun yoldan Moda ya yürüdü ve parkettikleri çarpılan arabalarını alıp eve döndüler efem. Akşam menüsü sosyete mantısıydı. Yarın da aynı menü, yanına Malatya tarhanası girer herhalde. 

Hava da süperdi sanki iki gün önce kar yağmıyormuş gibi. Lodos devam edecekmiş. Bakalım.

Gevezeyim yine. Sevgiler.

Gezerek aile annesi Çiğdem