Florya Akvaryum a nasıl gidilir? ve Anadolu yakası metro deneyimi.

Merhaba,

Öyle çok yazılacak şey var ki, neyse artık aklıma geldikçe, yaşandıkları günleri sıraya koymadan yazacağım artık. Çarşamba günü ( 22/08) Florya Akvaryum a gittik. Nasıl mı? Atladık trene ve ver elini Haydarpaşa. Eski tren geldi, hava da sıcaktı. Ne çabuk alıştık klimalı ve renkli camli trenlere. Yıllardır ne cefalar çekiyormuş insanlar, biz. Ah milletim, yurdum.

Kızım camdan dışarı bakmaya bayılıyor. Eski tren in bu güzelliği var tabi. Yeni trenlerde camlar açılmıyor.

Sıcaktan bunalmış baba Karal.

Haydarpaşa iskelesinde ki zarif vitraylar. Oradan motorları tercih etmenizi tavsiye ederim, çünkü; onlar Eminönüne de uğruyorlar.

Eminönü, Saray. Harika bir yere açmış ve dolu ama servis sıfır. Güleryüz sıfır. Gitmeyin, birsürü yer var oraları deneyin mümkünse. Cem, menemen yedi, fean diilmiş.

Ben ve Ada kız bu döner i paylaştık, harikaydı. Limonata çok kötüydü. Kadıköy Saray daki limonata daha güzel.

Oradan yürüyerek Sirkeci istasyonuna geldik. Muhteşem bir yapı.

Bab - kız trene doğru, Allahtan yeni tren. Bi soğuk bi soğuk. Florya da indiğimizde buhar yüzümüze çarptı resmen.

Orient Express çi turistler.

Tren in içi.

Florya istasyonun da iniyorsunuz. Zaten altında ki küçük yazılarda Akvaryum diye de belirtiyor.

Tren den istasyonda indik, bizim aldığımız tarifte 5 dakikalı yürüme mesafesi diyor ama yanıltıcı en az 15-20 dakika hele yanınızda çocuk varsa ve sıcaksa daha da uzayabilir. Hiç tavsiye etmiyorum. Biz taksi ye bindik 5 Tl ve 5 dakika. 3 kişilik aile 68 TL. Aldık bileti ve hoop içeriye..

İlk görüntü bu minik akvaryum ve şanssız üyeleri. Çok üzüldüm balıkların hallerine, yazık, hernekadar büyükde olsa küçük yerde yaşıyorlar. Dna larında ki yazılı göçleri, avlanmaları yapamıyorlar. Flaş yasak denmesine rağmen offf herkes flaş kullanıyor, rahatsızlıkları had safhada.
Yani aslında Yunus gösterileri gibi buralarada gitmemek lazım ama ben bile yapamıyorum dediğimi.

Boğaz kenarını betimledikleri akvaryum.

Dizayn harikası vatoz.

 Kızım bayıldı akvaryuma.

Duvarları temizleyen balıkadam. Herşey sahte akvaryum içinde. Bitkiler v.s.
Zor tabi canlı tutmak ve doğal ortamlarını sağlamak.

Orta kızımda ki neredesiniz haritası.

Merkez güzel yapılmış, tam bişey içsek derken önünüze Sütiş çıkıveriyor. Ohh oturduk hemen ben bi kaaavve kızım yarım tavuk çorba, eşim de çay içiyor. Ekmekleri paketlettik ( yüzsüz anne) ertesi sabah Şişe ye giderken kahvaltı oldular bize )

Servis süperdi, o yüzden bahşisi kaptılar oh helali hoş olsun.

Baba Karal portresi.

Benim bildik kaave.

Ekmekler, üzümlü ve cevizlisi harika.

Manzara da harika.
Uçaklar üstünüze geliyorlar ama olsun, oda manzaranın bir parçası.

Ada kız buzlu bölüme bayıldı. Ayrılamadık oradan.

Yolda bir de batık var. Bu çan ı çalmadan geçmeyin derim ben.

Burada en az 15 dakika oturmuşuzdur, harika.

İnsan sular akarsa ne olur diye düşünmeden yapamıyor o ayrı.

Ada kız.

Muhteşem ( şanssız ) balık.

İlginç kurbağa.

Yağmur ormanları, baba - kız.
Oradan çıkınca bir ohh çekiyorsunuz, nem inanılmaz.
Aşağıda ki resimler de baba Karal ın objektifinden. O makina daha güzel, fotolarda daha net tabi.

Sanki ağız ve burunları var.

Bu balığa bayıldık.

Kendimden geçtim diyebilirim.

e balıklar tavandaa..

 Kızım erkeğini buldu.

Hiç susmuyor ki ( Allah eksik etmesin)

Harika pozlar. Teşekkürler Cem.

Dönüşte deniz otobüsü ile dönelim dedik, ve bomboş olan Akvaryum un servisi ile tam önüne kadar bırakıldık. Turist gezisi gibi oldu çünkü epeyidir oralardan geçmemiştik. Eski camping de maalesef TOKI nin tabelası duruyor. Bostancı ydı niyet ama yolda fikir değiştirip Kadıköy de indik.

Kızım soruyor anne Deniz Yıldız ına mı gidiyoruz. Kızım ne ara öğrendin ismini !!
Yemekten sonra yemek üzere Hacı Bekir den portakal kabuğu şekerlemesi aldım kızıma. Anne kışın bana yaptığın portskal kabuğundan varmıymış diye adlı adınca sordu kerata. Yağlarım eridi gururlandım tabi.

Sokağın genel görünüşü. Sakin, kızım arkadaşta buldu ohhhh.. 23,30 civarı kalktık, iki katlı ile dönelim dedik, 10 dk bekledik gelmedi, hadi metroyu deneyelim dedik ve hoop aşağıya. İstasyon da tam Beşiktaş iskelesinin önü, rahat yani.

Güvenlik var, temiz, duvarlara resim yapılmalı yalnız çünkü çirkin duruyor. Acele olduğu anlaşılıyor ama güzel, serin.

5 dk sonra bindik vagona, yerler ve tavan desenli.

Baba kız mesut, içerisi serin ve sadece 20 dk sonra Maltepe deyiz. Kimse ile muhatap olmadık, abla para üstü diyen olmadı, kimse beni dürtmedi, şuradan Kartal alırmınız diye, her durakta bana sormadan duruldu ve kapılar açıldı, kalabalık diil, trafik yok, rahat.  Daha ne istiyim MEDENIYET

Oradan bir minübüs ve ev. Şöföre sordum ne kadar, adam iki kere bişiy sööledi ama anlamadım valla.

Operim.
Sizde hemen gezin derim.
Leylek i havada görmüş anne Çiğdem