Merhaba,
Yine programın gerisindeyiz ama birşey öğrendimki artık program gerisi v.s. olmayacak ve benim de aksatmadan hergün ''post'' koyabildiğim bir ''blog'' um olacak, yihhuuu. Ne mi; Umut sepeti n den öğrendiğim '' otomatik yayın'' meselesi, pek yakındaaa...
Galiba Cuma günü evet, Cuma günü Pera Müzesinde daha önceden ayarladığımız bir ''çamurdan yüzler '' atölyemiz vardı. Ada pek memnun kaldı, ben de. Hem de müzeyi gezdikten sonra bana kitap okuyacak zaman bile kaldı cafe de. Yani hakkı ile oyalıyorlar çocukları. Ellerine sağlık. Teşekkür ederiz.
Ücret 30Tl , benim müzeyi gezme ücretim de içinde. Yine en üst kattan başlayarak aşağıya kadar indim. Nickolas Murray in bir fotoğraf sergisi var. Yıl 1932-1939 v.s ama fotoğraflarda ki netlik ve detay inanılmaz. Ağzım açık indim aşağıya katları. Gerçi o sırada yapılan çekim canımı sıkmadı değil ama kader, çocuklarda bu yüzden çok iyi gezemediler müzeyi. Cafe ve vestiyer çok iyi. Hediyelik eşya mağazası görülmeli, ama çalışanları kaba buldum. Birşey alıyorsanız ok ama mesela benim gibi torba istiyorsanız, aşağıdan vermediler mi gibi bir soruyu gereksiz ve kaba buluyorum.
Yine aynı yolla gittik Pera Müzesi ne; tren, vapur ve tünel.
Vapur un camlarına bayıldık, yerlere kadar ve manzara heryerde içinizde sanki. Yeni vapurların dışları o kadar iyi değil ama içi ve konforu süper. İskeleye uzanan otomatik uzantıları da en son yaşanan üzücü kazadan sonra insanın dikkatini çekiyor. Ama eski vapurlara da bayılıyorum ben, biz.
Ada kız kuruldu cam kenarına.
Sonra rica etti ve aldı benden makinayı. Arka planda anne hep aynı :-)
Kızımın sanatsal çalışmaları.
Sabah saatlerinde ortalık öyle sakin oluyor ki, tüm binalar ve güzellikler gözünüze geliyor kendiliğinden. Tünel den inip vurduk kendimizi aşağıya, ama o da de Tüyap nerede yani eski olan. Yerinde TRT var ama yukarıda kaldı. Meğer Şişhane ye doğru yürümüşüz, o kadar uzun zaman olduki oralya gitmeyeli unutmuşum iyimi. Olsun yukarı yürüdük kızımla ve Pera Hotel e gelince kapıda ki bey e soralım dedim. Beyefendi kapıyı açtı ve bağırarak bize karşıda ki beyaz binayı gösterdi. Şaşırdık. Ada ne dese beğenirsiniz, beyefendi içeri girdikten sonra; Anne sen sadece renk körüsün sağır değilsinki, niye bağırıyor bu beyefendi. Bir beş dakika güldüm diyebilirim. İçeri girmeseymiş beyefendiye söyleyecekmiş ama ..
Ah bu çocuklar.
Girdik Pera ya, o anda yan binada ki Turkcell den bir çalışan grubu çıktı ki sormayın, bir şıklar bir şıklar. Söylemeseler orada bir defile var sanırsınız. Yarım saat kadar erken gelmişiz, oturduk cafe ye ben bir capp. Ada kız da ''snack'' ( ara öğün) olarak kek istedi, gitti seçti, döndü ''cupcake'' istedim dedi. Kuzum benim. Çukulatalı seçti zannettim ama portakallı olanı seçmiş.
İki servis istedim garson dan, malum Ada hepsini yemedi, gerisini ben götürdüm bu muhteşem kek in. Hımm.. Ada kız da benim capp. ın yanında gelen drajeleri yedi, hatta bir tane daha istedi abiden.
Cafe deki, hüzsni Yusuf çiçeklerine bayıldı, bir pozlar verdi sormayın.
Bu tip detayları hemen farketmesine de bayılıyorum.
Bizim kızımız işte.
Dişler mi, eskiye göre daha beyaz. Karbonat işe yarıyor.
Manken pozumuz. Babası kıracak bacaklarını :-)
Bir ara kaldı öööle.
Neşeli bir güle güle.
Atölye sırasında 1.
Atölye sırasında 2.
Kızım da bana git anne sen git, sürpriz diyo o sıra.
Kocaman boyalı, ıslak ama harika bir kil çalışması ile yukarı çıktı Ada. Çok güzüüzel ama bunu nasıl götüreceğiz, bir kriz yaşadık ve akabinde torbaya koyduk ve eve taşıdık. Olmadı tabi ama yapacak bişey yok. Yine zararlı bir Mc Donald's yaptık ve eve döndük. Dönüşte bir de tramwaya bindik çok mutlu oldu Ada.
Tramway da koltukları ters çevirmeyi bilen Ada ( Koç Müzesi sağolsun) koltuk arkalığı yönünü değiştirince alkış aldı yolculardan. Bir dede de bir aaa dediki Ada başladı anlatmaya.... Sonra tekrar Tünel ve dönüş yolculuğu.
Vapurda bir arkadaş bulduk 9 yaşında ki Dilara. Ada, Dilara ya küçük geldi ama idare ettiler.
Tren ise çok konforlu ve tenhaydı dönüşte. Parkta biraz oynadı bile kızım, sonra ev ve Cumartesi son d.günü partisi için hazırlıklar başladı.
Cumartesi partisi de süper oldu. Gerçi Nil gelmedi diye pek bi ağladı ama Ömer Kaan ve Buse neşesini yerine getirdi. Herkes sağolsun.
Bugün mü, Ada biraz öksürüklü dünde hafif ateş var gibiydi ama Turkuvaz var planımızda bakalım kısmet.
Kalın sağlıcakla
Gezerek anne
Başından sonuna keyifle okudum maceralarınızı. İleride yol, su, elektrik olarak geri dönecektir bu emekleriniz. Mutluluğunuzun daim olması dileğiyle. ;))
YanıtlaSilyaaa Çiğdem İstanbul'un altını üstüne getirdin ya bayılıyorum senin bu çalışkanlığına.Bekle beni bir kaçyıl sonra bende tekrar böyle olacağım..
YanıtlaSilÖptüm..
İYİ GEZMELER OLMUŞ KUZUMAKİ!
YanıtlaSilSağol Güven. Amin diyelim.
YanıtlaSilGururlu anne
----------------
Bekliyom.
Yorguna anne
----------------
Iyi oldu indeed.
Anneaki.
ne guzel kizin eline fotograf makinesini almis .armut dibine dusuyor.
YanıtlaSil