Merhaba,
Dan Brown un son kitabı, Cehennem. O kadar heyecanlıydı ki, kalbim dayanmayacak tempoya diye ara vererek okudum. Son yirmibeş sayfasını okumak içinse tam iki gün ara verdim. Nasıl.
Ben çok beğendim ve keyifle okudum.
Istanbul da geçen bölümler ve detaylar beni memnun etti.
Çocukluğumun ''yere batan sarnıc''ı , yenilenmiş hali; bazı anılar üşüştü aklıma okurken. Kitap okumak ve film seyretmenin en güzel yanlarından birisi bu sebepler. Bir de, kitabı okurken, küt, Ada bana sesleniyor; anneeee , kafamı bir kaldırıyorum ama aslında kitapta bahsedilen yerdeyim. Şöyle bir silkiniyorum ve efendim kızım diyorum. Tabi her yazar da bu yetenek yok. Ben de uzmanım ya :-)
Brown, bayağı kıyak yapmış İstanbul a. Yorumlarda hep iyimser. Ehh satışlarda düşünülmeli tabi. Bir de ilk kitap kadar vurmuyor insanı, o beklenti ile okunmamalı bence.
Kitabın dayandırıldığı ana fikir de güzel ve inandırıcı.
Babam da eskiden trafik kazaları için ''nüfus planlaması'' evladım derdi. Bilenler bilir, kendisini sevgiyle anıyorum!
foto kaynak;
Bir de kitapta bahsi geçen belgesele ait kısa bir filmi var. Buyrun;
Tabi okurken, yok o tabloya bakayım, aa ben oraya gitmemiştim internetten araştırayım da diyorsunuz ve kitabı okumak dahada uzuyor ve keyifleniyor.
Ne diyeyim, iyi okumalar.
Ada dan inciler,
Anne telefüs zili çalınca - hababam sınıfı müziği - içeri giriyoruz. Iyi dersler öğretmenler veya öğrenciler diyor kayıtta diyip gülüyor.
Telefüs :-)
Kalın sağlıcakla
Nostaljik anne
Beni de kitaptaki İstanbul ile ilgili olan ilk defa gerçeği yansıtan bir tasvir en fazla etkileyenler arasındaydı.Sultanahmet Meydanından bahsederken "Bazı insanlar ezanın okunuşu ile birlikte camiye namaz kılmaya giderken bazıları sokak aralarındaki mekanlarda içkilerini yudumluyorlardı" gibi bir ifade idi.
YanıtlaSilOkuyucu kitlesini iyi analiz etmiş belli ki...