Kolay portakal reçeli ve yeni yıl ve d. günü.

Merhaba,

Herkese ama herkese iyi yıllar.

Epeyice yazı birikti ama yoğunluk ve soğuktan ( bilgisayraın olduğu oda soğuk - gerçi bu aralar iyi hava evin içi 15 derece ki hiç fena diil- dışarısı daha da ılık)  dolayı yazılar sırasıyla gelemiyor maalesef. Bir diğer sebep te o kadar yoğun ki ve yazacak o kadar çok şey var ki, sabır edemiyorum herbirini bir post yapmaya.

Haydi biraz yürüyelim diyorum, o yürüyüşten bin tane hikaye çıkıyor. Ben ne yapayım :-)

Elimde çok portakal var, Kerim abi de sağolsun bir araba mandalin ve portakal göndermiş.
Daha bugün bitti, mandalinalar çok çekirdekliydi, suyunu sıktım, kek yaptım v.s.

Portakalları da bari bir kısmını reçel yapayım dedim. Aslında reçel yapıp yazık ediyorum ama küflenmeden kullanabilmek için bu çareyi buldum. Istanbul a dostlara göndereyim diyorum oda çok pahalıya geliyor.

Burada sokaklara dökülüyor meyveler ve siz oaralarda, pazarlarda para veriyorsunuz narenciyeye. yazık. Keşke öyle güzel bir sistem kurulsa ki ve herkes le paylaşılsa.

Portakalları yıkadım ( 5 adet) kuruladım ve ikiye böldüm. Ortalarını bıçakla aldım.

Daha sonrada ince ince doğradım.
Çok ince değil tabi.

ortalarından çıkan, çekirdekli kısımları da tülbentin içine koyup üzerlerini geçecek kadar su koyup
( 5 bardak) dolaba kaldırdım.

Ertesi sabah içine 3 su bardağı toz şeker attım. Az ateşte kaynattım, hiç karıştırmadım desem yeridir. Kakule, karanfil ve tarçın çubuğu ekledim. Bir saat kadar sonra bir limon suyu ekledim ve altını kapattım.

Bizce hafif acımsı ve nefis oldu. Denemenizi tavsiye ederim.

Yine bir sabah yürüyüşü.
Evden çıkıp 5 dakika sonra doğada olmak harika.
Evin kendisi de doğada ya neyse.

Poyraz hep bizimle.
Bu sabah ta yağmur yağarken bisikletle gitsek bile, bizimle geldi ve döndü.
Hınzır.

heryer Kişniş heryer Bahar burada. :-)

Hindiler. süper şahane. Burada ki yeni arkadaşımız Sonja, ulan siz Türkler hep hayvanlara bakınca yemek görüyorsunuz diyor. :-)

Bir başka yürüyüşte peşimize takılan ve su kenarında kendini serinleten köpek.

yahu bu ne dedim. E, Mamuun dedilerr.

eskiden balık tutarken Dalyan da, küçük tatlı su karidesleri toplanırdı sazlık kenarlarından.
onlar bitmiş herhalde ortalık mamunlara kalmış. :-(
canlı canlı oltaya taktığınız zaman hiçbir zavallı balık bunları es geçemiyormuş tabi.

Doğumgünümde de artık gidip bir mangal alalım dedik. İstediğimiz gibi bir mangalı da Muğla ya gittiğimizde ustalar çarşısından alırız artık.

Cem hiçbirşey yaptırmadı bana o gün.
Aman pek bir kraliçeydim yani.

O kadar uzun zamandır mangal yapmıyorduk ki, açılış sucukla olmalı dedik.

 Aman nasıl özlemişiz sucuğu. Hepimiz lüfüşledik. Ada kocaman sandoyu, dişim yok filan demedi valla hepsini, yalana yalana götürdü.

Hava da süper şahane idi.

Ada kız ın alttaki 4. dişi 01.Ocak ta düştü. Diş perisi hediye getirdi ona. Anneee sensin dimi diş perisi diyor. Akıllı bıdık. Evet benim kızım, noel baba da yok dimi, yok kızım.


Ada kız okulda pek rahat değil, ortalığı ayağa kaldırdım bakalım sonu ne olacak. Bir arkadaş sürekli vuruyor diğer çocuklara. Aslında üç yaramaz bir sınıfa toplanmış, ayırmak lazım ama şimdi nasıl olur nasıl denir. Bakalım konuştum herkesle sonuç ne olacak.

Sonra dedim ki çok mu abartıyorum, ama değil öğretmende bunalmış ki, birşeyler yapılması lazım.
Bakalım.

Anne, büyükbaba bana karne hediyesi alacak ya iki miniş isteyeceğim, e kızım belki almaz, alamaz. öyle istenmez. Yok canım almassa da üzülmem, olur tabi. Kuzum benim.

Bu arada Cem fizik tedaviye başladı, 15 gün boyunca Fethiye ye gidip gelecek. Cumartesi bizde takılırız peşine Asortik uygunmusun gelirsek.


Kalın sağlıcakla
Tembel anne.