Sonbahar girdi, havalar şeker, gündüz denize girme sıcaklığında, bahçe seriiiin. Akşamlar ve gece süper şahane, serrriin. Bugün yürüyüşe bile başladık Poyraz la ve pilates, Poyraz köpeğimiz,( pilates e katılamadı tabi).
Haydi hayırlısı. Karatay takibim de sürüyor. Gelecek Cumartesi 2 ay olacak ve tartılacağım. Tatlı yemedim, inanamıyorum ama tatlı yemedim. Cem bugün ''snickers'' gömerken bi fena olmadım değil ama yemedim.
Tatlı demişken, hatırladım ki; geçen gece, Canan a kahve ile kek vermedim. Fahri ye kahvesi ile birlikte kek verdim ama ahh ah. kimbilir meler düşünmüştür Canan benim hakkımda, ah.. ahh ben. :-)
Dün sabah evden 09.00 civarı çıktık. Poğaça aldık ve hoop yuvarlakçay kenarına, çıkardık masamızı sandalyeleri ve kahvaltı. Hava da bi güzel.
Sando yapmaya üşendim, kendime yumurta haşladım ama :-)
Çay da yaptım, kahve de.
Oturduğumuz bölgede iki ceviz ağacı ve bir, üstü dolu Trabzon hurması vardı.
Ceviz lerin çoğu kurtlanmıştı ama süper şahane olanları da vardı.
Mesela bu hayli tatlıydı. Burada havalar sıcak olduğu için ceviz pek tutmuyormuş.
Eh bu ağaç hernasılsa becermiş işte.
Biz aşağıda arabamız yukarıda.
Sonra saat 11,00 civarı düştük yola.
Ve ilk hedefimizi gördük, biraz geçtik de hatta. hoop geri vites ve sağa saptık.
15-17 yıl önce gelmiştik annemlerle. Annem gittiğimiz pek çok yeri hatırlamaz. Ne zaman biz buraya geldik desem, hatırlamıyorum der, gülüşürüz. Şimdi sorsak biz gelmedik der, üstüne de yemin eder.
Hani insan bir yere gider ve pek beğenir, seneye yada yakın zamanda tekrar geleyim der ama birtürlü olmaz. İşte Sedir Ada sı da böyle bir mekandı benim için.
Burası otopark. Siz Ada dayken arabanız burada kalıyor ve 10 Tl. Yuh dedim ama ödeme de yaptık tabi.
Bilet alınan iskele, Ada ücratesiz ama adam başı 15 Tl tekne gidiş dönüş. Yine bence pahalı.
Harkulade su.
Ada ya geçmeye gerek yok burada da denize rahatlıkla girilebilir.
Suratsız tekne yolcuları. Bir hanımın yanına oturdum, Ada ve Cem diğer tarafta kaldı. Hiç çekilmiyor hanım. Dedim ki işte bla .. bla.. cevap bile vermedi, lütfetti biraz kımıldattı cık... cık.. hadi o bir tane diyeceğim ama diğerleri de nasıl suratsız, mutsuz. Böyle bir yerde mümkün değil gibi ama oldu işte.
İnsanlar saygısız, bilgisiz, pis. Neden böyle olduk anlamak imkansız.
Konuşmuyoruz bile. Ben mi gevezeyim ve çok canayakınım anlamadım ki. :-)
Baba - kız mutluluğu.
Suyun rengi muhteşem.
Vapur olsa keşke burada. ne güzel olur.
Doğa o kadar ama o kadar güzel ki.
Şımarığımız. Ama teknede ki diğer çocuklar ile kıyaslanırsa üffff, melek kızım melek. Maşallah.
Amanm ne dedikodulu bir yazı oldu bu. Böyle gezilerde onunla da yaptığımız sohbetler çok tatlı, değişik ve bizim açımızdan bilgilendirici oluyor.
Yaklaşıyoruz, tekneler, yelkenliler..
Bilet aldığımız yer, evet bir de Ada ya giriş için 15 Tl daha ödüyorsunuz. Müze veya iş bankası müze kartınız varsa ücretsiz. Şezlong dahil amma bulabilirseniz. Aman her geleni yoliyim, birdaha gelmesinler mantığı olsa gerek. Sorsak, tahsilatların biri belediye için, biri muhtar için, öteki müze için v.s...
uzar gider.
kalabalık, gelen-giden turlar. Kuyruk var ama kimin umurunda doğa o kadar güzel ki.
Tahta yürüme yolları yoktu. Karar veremedim iyi mi olmuş, kötü mü. Doğal kalsa iyi diyeceğim ama o kadar kalabalık gruplar gelip gidiyor ki. Umarım yanmaz bişey olmaz. Sigara içmeyi yasaklamalılar bence.
Ben geldiğimde, bu sahile bakıp, ki şimdikinden çok daha genişti ve böyle girmek yasak değildi ve sarıydı kumlar, büyülenmiştim. İnanamamıştım. Fakat şimdi, işte bu kadar kalmış kum ve yasak girmek kumsala, girince cankurtaran yerinde oturan gençler düdük öttürüyorlar. Komik biraz ama gerekli. Çünkü eğer korumöa olmassa, abartmıyorum bu insanlar bir saatte, evet bir saatte bitirirler orayı. Okadar diyim size.
Oraya gelmiş insanlar ama hala gençlerle kavga eden veya Allah Allah bu nasıl yasak neden diyenler var. Yahu deli olacağım, insan geldiği yerle ilgili hiç mi bişey okumaz, hiç mi rehbere sormaz.
Kumları sanki faydalı imiş gibi orasına burasına hatta g.. bile süren var, vallahi gördük.
Yüzlerine kumu sürüp, iskeleden çıkanları uyaran arkadaşlara kızıp, yüzünü yıkamaya nazlananlar bile var.
O kadar kalabalık ki, Cem nasıl böyle; merdivenlerde yalnız Ada yı çekebilmiş hayret.
Önce şezlong bulamadık ama sonra bendeniz,- ki bu huyumla gurur duyarım- hemen güzel bir yer ayarladım. Güneş altında duran ve kimsenin oturmadığı sandalyelerden de aldım. Tamamdır.
Hem ağaç altı hem manzara süper.
Arka fon güzel çıkmış diye ekledim bu fotoğrafı.
Dedim size rahat bir köşe yaptım bize diye :-)
Kızım da anası gibi, dalıyor manzaraya bazan.
Sanatçı olacak çırpı kızım benim.
Flaşlı
alttaki foto ise flaşsız.
Kafamızı kaldırınca da manzara bu.
Teşekkür ettiğimiz ağacımızın güzzeel gövdesi.
Poz vermiş gibi.
Saat dört civarı kalktık, müze yi gezmek üzere. Bir kantin var, ancak bira 10 Tl, tost 5 Tl, karışık tost 6 Tl filan. Pahalı. Yanımızda su vardı, fiyatını sormak aklıma gelmedi açıkçası. Sando falan, tedarikli gidin bence.
Şükür bu kısımların da bir değişiklik yok. Yine herşey büyüleyici.
Bayılıyorum sürüngenlere. Nasıl güzel bir dizayn, hareketler filan muhteşem.
ve dönüş yolu için iskeleye geldik. Akyaka ya giden tekneler de var.
Su muhteşem demişmiydim.
Teknecimizin kızı Günseli. Pek bir tatlı kız ve becerikli.
Umarım gider buralardan, okur dış dünyayı gezer ve sonra geri gelip bölgeye yararlı bişeyler yapar.
Günseli nin annesi aynı zamanda kaptanımız.
Çaylar ikramdır dedik ama 2 Tl ki yine pahalı.
Birkaç müşteri söylendi hatta bari buna bu kadar para almayın diye.
Değdi mi, değdi, birdaha gidermiyiz, gerek yok.
Yıllar sonra Ölüdeniz e gidip yaşadığım hayalkırıklığını yaşadım Sedir Ada sın da. Ah bir sahip çıkabilsek tüm değerlerimize.
Kalın sağlıcakla
Gezerek anne
buraya gitmedim ne yazıkkı ve resimlerinizi görünce cok begendım hemen bende gitmeliyim :)
YanıtlaSilAhah Sedir Adası çok severim 😊
YanıtlaSil