Likya yolu, birinci günün sonun da Çukurbağ a vardık. Tabi ki 20 yıldan sonra görünce çok gelişmiş!! buldum.
O akşam ''Düşler Akademisi'' adlı mekanda kaldık. Bayıldım. Eskiden okul olan harabe binayı almışlar ve restore edip, engelliler için de uygun hale getirip gezginlere de içlerinde ikişer ranza olan odalar haline getirmişler.
Bayıldım.
Harkulade, tüm kitaplar ise bağışmış. Bizim Atlas ve Nationa Geographic kitaplarının nereye gideceği belli oldu.
Bizim saat 17.00 de varacağımızı düşünmüşler o yüzden ateş ve nefis pideler hazırdı gittiğimiz de.
Vazgeçemediğim ateş.
Tam hadi yiyelim madem soğumasın pideler, duşumuzu sonra alırız dedik bu sefer de bizi yemek yiyeceğimiz çiftliğe götürdüler.
Orada da bir ateş.
Hava bayağı serin di. Bu sene Yaz ın gelmeyeceğinden falan konuştuk :-)
Mas, kareli masa örtüsü.
Birer bira ve zaten yorgunduk, bir iki dans ve hoop yatağa.
Böyle bir kompleks, yanda odalar karşı da banyolar ve tuvaletler.
Sıcak su varmıdır, tabi ya. hem de kaynar sular.
Teşekkürler herkes.
Diş fırçamı unutmuşmuyum. Gecenin bir yarısı aldırdılar. Kolay değil ha bulmak. hem fırça hem açık bakkal. Sağolsunlar. 10 numara gönüllü hizmeti.
E ben bu tarz örgü çalışmalarının hep facebook da yada pinteres teki gerçek hayatta uygulanmayan işle olduğunu sanıyordum. Yanılmışım.
Örümcek ağı bile var.
Bahçe de de ufak ama güzel detaylar.
Engellilerin sandalyeleri ile sallanabilecekleri salıncak. süper.
Beton zeminde güzel detaylar.
Bu bölgeye ait bir yeşillik adını bilmiyorum.
aaa bizim Cadde deki yıldızlar gelmiş buraya.
meğer sponsorlardanmış.
Heryerde bir köpek bulunur.
En sevdiğim fotoğraflar.
Kendimi de çektim.
Sabah kahvaltısı. Kendi ev ekmeğimi götürmüştüm. Pek sevildi. sevindim.
Akademi çalışanları da çok ilgi gösterdi.
Belli bir engelli aktivitesi yapılmış. Ve bu çalışma kalmış yadigar.
Kumanyalarımız süper. Yalnız vişne suyu midemi ağrıttı. Ve sandolar biz aç ve tüm gün yürüyenlere yetmedi. Ama niyet iyiydi ve bayıldım. Ellerine sağlık.
Heryerde sinir olduğum TV burada yok. Yerine bakın ne koymuşlar, süper.
bayıldım.
Yolunuzu düşürün lütfen bu dost canlısı mekana.
Engelliler için dalış, at binme, aktiviteler. Istanbul da bir kafe de vardı Mecidiyeköy de sanırım. Lütfen oaraya da gidiniz.
Link
Link
Düşlerin bittiği yerde yaşam yok demektir artık…
Var olma nedeni biter insanoğlunun…
Ve yaşam, düşten gerçeğe kimimiz için karanlık, kimimiz için aydınlık bir akış olur…
Hızlı, karşı konulmaz..
Ercan TUTAL
Kısa bir paragraf;
BM Engellilik Sözlesmesini imzalayan bir Türkiye’nin nüfusun neredeyse %15 ini kapsayan engelli insanlarimiz için acil çözümler üretiyor olmasi gerekmektedir. Engelli vatandaslarimizin olmalari gerektigi yer ile bulunduklari yer arasindaki uçurum çok büyüktür. Uçurumun büyüklügü giderek sadece engelliler için degil toplumun diger katmanlari için de giderek artmaktadir. Bu büyük uçurumun kapatilmasi için ciddi ve kalici çözümler üretip uygulamak ve en temel anayasal ve insani yasama haklarini esit ve özgürce kullanabilmelerinin önünü açmak gerekmektedir.
DÜSLER AKADEMISI bu yaklasimla üretilmis bir projedir. Yillardir “Dalmak Özgürlüktür” “Alternative Camp”, “Reha Istanbul” projeleriyle 10 binlerce engelli vatandasimiza engelsiz sosyal yasam çözümleri ve olanaklari sunan AYDER ( Alternatif Yasam Dernegi), UNDP (Birlesmis Milletler Kalkinma Programi), Kalkınma Bakanlığı ve Türkiye Vodafone Vakfi finansal destegi ile 15 Kasim 2008’de hayata geçmistir.
Çagdas belediyecilik anlayisinin temsilcileri Besiktas Belediyesi, Atasehir Belediyesi, Kadiköy Belediyesi akademinin stratejik-kurumsal partneri ve uygulama ortaklaridir.
Düsler Akademisi bir sosyal sorumluluk projesidir.
Engelli ve sosyal dezavantajli gençlere ücretsiz olarak kültür ve sanat egitimlerinin verildigi Düsler Akademisi hayata hazirlayan, egitim veren kalici bir alternatif sanat akademisine dönüsmüstür.
Vokal – Ritm – Dans – Film – Fotograf – DJ – Enstrüman – Resim - Tasarim gibi sanat atölyelerinden olusmaktadir. Kisisel gelisim ve motivasyon gibi farkli atölyelerde dönem dönem kurgulanabilir. Engelli ve sosyal dezavantajli katilimcilarin atölye egitimlerini takiben branslarinda is edinmeleri esas alinmistir. Konularinin en iyileri olmak yani sira sosyal sorumluluk duyarliligi yüksek olan atölye egitmenleri ve kurumsal partnerleri proje hedeflerine ulasmak, program kalitesi ve sürdürülebilirlik açisindan Düsler Akademisi’nin en güçlü temel taslaridir.
Düsler Akademisi ”herkes için sanat” yaklasimi ile esit katilim olanaklari sunan öncü ve model bir projedir.
Engelli ve sosyal dezavantajli bireylere farkli sanat dallarindan atölyelerde egitim imkani sunulmasiyla toplumda alternat öncü bir bakis açisi yaratilmistir.
Social Inclusion Band: Dünyanin her yerinden duyarli sanatçilarin DA ritim atölyesi ögrencileri ile bir araya gelerek bir dizi workshop ve konser düzenledigi projedir. IKSV Caz, Efes One Love, Rock’n Coke ve Akbank Caz gibi dev organizasyonlarda sahne alarak sanatin ve müzigin engel tanimayan gücünü kanitlamistir.
Düsler Akademisi Gösteri Toplulugu: Düsler Akademisi Drama atölyesi ögrencilerinin tiyatro ve dansla dolu bir oyun sergilemek üzere bulustugu iç projedir. Ilk oyunun yönetmenligini Mehmet Ergen gönüllü olarak üstlenirken, oyunu tiyatro oyuncusu Gökçe Sezer kaleme aldi, çalismalara da bizzat destek vermektedir.
Düsler Akademisi Üretim Stüdyolari: Düsler Akademisi’nin devami olarak kurgulanmis bir projedir. Projede, sanat egitimleri alarak birer sanatçi olan ögrencilerin freelance islerini gerçeklestirebilmeleri amaçlanmistir.
Düsler Akademisi ”Herkes için evrensel tasarim” döneminin ülkemizdeki ilk bütünlüklü örnek uygulamasidir.
Her biri sosyal girisimciligin örnekleri olan projelerimizi sürdürülebilir kilan, katilimciligi en üst düzeyde yayginlastiran, uluslar arasi kimlik kazandiran en önemli unsur yerli ve yabanci bir gönüllüler ailesi tarafindan yürütülüyor olmasidir.
Düsler Akademisi atölye faaliyetlerini halen; Besiktas belediyesi tarafindan projeye tahsis edilen Dilek Sabanci Parki ve Atasehir Merkez Bina’da yürütmektedir.
Kalın sağlıcakla
Gezerek anne
Süper... böyle her posttan sonra hayallere dalmak serbest :)
YanıtlaSilDüşler Akademisi'ne bayıldım. Bunca çirkinliğin arasında, ülkemizde böyle güzelliklerin de olması moral verici. Çok da güzel tanıtmışsın. Bahçedeki detaylardan bazılarını kopyalayacağım:) Her yerde köpek olması da çok çok hoşuma gitti. Ağaçların örgü giysilerini ben de Pinterest'te ve yabancı bloglarda görmüştüm. Ne şanslı ağaçlarmış:)Ay, okudukça yazasım geliyor ama yeter bu kadar. Harika paylaşım için teşekkürler. Sevgimle..
YanıtlaSil