Ne yaptık, kampı Pamukkale ye attık. Çok ünlü olan kamp bir çadıra 40 tl istedi. Vermedik,naradık. Gecesi 20 Tl ye DolphinYunuz Hotel in bahçesine yerleştik. Neden hem Türkçe hem İngilizce İsim kullanmışlar bilemedik.
Gece çimlerde muhabbet. Hava Şile de ki gibi serinledi. Sabah kalktık, kahvaltı etsek mi, çay var mı derken, haydi Denizliye gidelim dedik, o arada gece sesi gelen büyük olduğunu tahmin ettiğim köpeğe bakmaya gittim karşı bahçeye. İyiki gitmişim, koca bir Kangal. Safkan. 13 aylıkmış. Sevdim yakışıklıyı, bir kuyruk sallama bir cilve ama yine de gittim sahibine sordum,msevebilirmiyim ? Diye. OluR aldıktan sonra sevdim ama bir anlaştık, fakat severken ikidebirde dikkati dağılıyor kapıya bakıyor, belli karnı aç. Yanımda da birşey yok. Neyse önüne kabaca atılan bir torbadan pirinç, ekmek falan yedi. Hayvanı dolaştırmıyorlarda. Diğer yavrularınsatacaklarmış, hatta bir tanesini bana teklif ettiler. Alamam ki. Arslan ı satmayacakları halde dolaştırmıyorlar ve iyi bakmıyorlar. Yine aynı hikaye. Hangibirini kurtarayım. Denetim olmalı,mvergi olmalı. Off off.
Evet,matladık Denizli minübüsüne ve ver elini Denizli. İndik düzenli ve temiz garda çıktık şehre.
Daha önce tavsiye edilen Babadağlılar han ına gittik. Döne döene yürüyerek çıkacağınız bir han. Merdivenlerde var. Aman Tanrım, cennet bu olsa gerek, fiyatlar ekonomik, kalite yüksek. Gidin, birdaha Englis Home yada Madame Coco ya uğramayacağınızı garanti ederim. Orjinal fikirler, renkler, kalite, örtüler, bornozlar ve daha neler neler. Bisikletle olmasak bayağı cüzdan boşaltılır burada.
Oradan çıktık ve arkasında ki bizim Eminönü, Tahtakale ye benzer Bayramyeri diye güzel isimlendirilmiş çarşılara daldık. Kahveler, cafe ler, envai çeşit dükkanlar, neler neler. Ve fakat krem kavanozu bulamadım 😪 ama çıngıraklar, gazoz yapma makinası ve kapakları ve daha neler neler buldum. Bayıldım.
Kebapçıya ayrı "post" zaten yaptım.
Sonra baktım hava Yaz, sıcak ne yapalım bir park bulamayınca, çünkü maalesef heryere palmiye dikilmiş, güzelim Çınar varken niçin Palmiye dikerler anlamam. Gölge yok birşey yok. E buradakiler kurumuş, direkler var birsürü. Dedik hadi alışveriş merkezine gidelim de serinleyelim. Epeyi yürüdük, güya bugün dinlenme günümüzdü. Ne oldu, I phone göre 16 km 30.000 adım yürümüşüz. Oturduk kahve dünyasına, ohhh güzel bir kahve çukulatalar, akşam yemeği yemeyiz dedik ama Arby s görünce dayanamadık. Ohhh gelsin kıvırcık patatesler.
O arada Köyceğiz de yolda tanıştığımız bisikletli arkadaşları aradık, onlar hadi arkeolojik parka gidelim dediler ama bu sıcakta olmaz dedik onlar geldiler, İbrahim ve Özgür, birer kahve içtik, sohbet muhabbet, yol konuşmaları eğlendik.
Yarın sabah yola çıkıyoruz, Özgür bize bir süre rehberlik edecek sonrası ver elini Salda gölü, yani inşallah.
Atladık bir minübüse gar, oradan Pamukkakle minübüsü ve kampımız,öArslan a bir merhaba ve ..
Döndük kampımıza, harika 3 karavan gelmiş. Burası serin. Ohhh.. Birazdan yatarız.
Kalın sağlıcakla
Şehirli anne
Merhabalar.
YanıtlaSilPaylaştığınız anlatılar ve fotoğraf kareleri ile bizleri de beraberinizde gezdiriyorsunuz. Ben şahsen yaptığınız gezi turlarınızı çok seviyor ve bunları burada paylaşmanızdan çok memnunum.
En az sizin kadar ben de gezmiş gibi yoruluyorum. Tabi birebir bu mekanlarda olup, pedal çevirmek işin aslıdır. Ama ne yapalım biz de paylaştıklarınızı okuyarak, fotoğraflarınıza bakarak kendimizi bu gezi serüveninin içinde hissediyoruz. Bize bu mutluluğu, keyfi ve zevki yaşattığınız için teşekkürlerimi sunarım.
Selam ve dualarımla.