Kampinglerde çok konuşanlardan, özellikle sabah erken kalkıp tüm meselelerini çadır önlerinde konuşanların nasıl bir kafa yapısı var merak ediyorum. Yahu insan düşünmez mi, insanlar uyuyor. Düşünmez. Biliyorum. Neyse tatsız konulara girmeyeyim. Sabah kahvaltımızı yaptık, kalış, kahvaltı ve akşam yemeği dahil 135 Tl verdik ve ayrıldık harika ama bir o kadar hor kullanılıp kıymet bilmediğimiz Demre den.
Biz kahvaltı ederken bir çift baktım, torba gibi içi folyolu birşeylere sıcak su ekleyip kendilerine kahvaltı hazırlıyorlar. Merhaba diyip hemen sordum. Likya yolunu yürüyorlarmış. İki erkek bir kız. Ukrayna dan gelmişler. On dakika sonra baktım, iki pakette bize getirmiş, sanırım biz üretiyoruz dedi ama yanılmışda olabilirim. Sağolsun. Bir de şanssızlık, ayak parmağını kırmış. İki gün dinlenip bir gün yürüyorlarmış. Pek bir keyifsizlerdi. Sağlık ocağına gidin dedim ama Ukrayna yı tercih ederim dedi. Baktım şiş yok, ısrarcı olamadım. Koca kız 🙂
Tam yola çıkacakken birkaç problemimiz oldu. Birkaçı halloldu, birkaçı Demre de ki bisikletçide halloldu.
Hava güzel, ara ara bulutlanıp rüzgar zorlaşıyordu ama bir günü daha yağmursuz, kazasız belasız atlattık. Yolda ki tüm tuvaletler temiz. İnsanlar nereden gelip nereye gittiğimizle ilgili sorular soruyorlar.
Yol düz, yokuş az. Demre çıkışında sahil şeridi mükemmel ve bomboş. Denize bu kadar yakın ama sırtı bu kadar dönük yaşanması bize ilginç geldi. Denizin rengi muhteşemdi bugün de. Hemen itiraz etmeyiniz, bu daha önce de gözlemlediğimiz birşey. Araba ile geçerken bile farkettik. Sanki deniz oarada değilmiş gibi yaşıyorlar. Tamam bir de Yaz ın gelir bakarım. Arada lagünlerden de geçtik. Harika bir doğa. Taaa eskiden yengeç yediğimiz yerlerden geçip gittik. Minicik şeyi yemesek de olur. Yaşasınlar garibanlar. Kuşlar mükemmel ve renkli, ötüşleri canalıcı. Lagün harika ama tabi ortasından yol geçmeseymiş daha iyi olurmuş. Bir kızmında sessiz sessiz pedallıyorduk ki, bir ördek grubu bizden ürkerek havalandı, görüntü mükemmeldi amma aniden hızla arkamızda beliren kamyon ve canımızı kurtarırken bu muhteşem gösteriyi de kaçırdık tabi.
Bence Demre-Finike arası, Kalkan-Kaş arası sahil yolundan daha güzel. İnanılmaz bakir koylar var, ve fakat araba nereye parkedilecek aşağıya nasıl inilecek azıcık problem ama inanın hepsi aşılır. Tüm koylar, istisnasız tüm koylar küçük birer Kaputaş. Bazı koylara merdiven yapmışlar, bazı koyları kadın plajı yapmışlar. Bazıları evvelden işletiliyor ama hepsi harika. Memleketim harika.
Bisikletimi 5. Sınıftan bu yana aynasız hiç kullanmadım. Ayna ya bayılırım ben. Hele araba kullanmaya başladıktan sonra bazen yolda yürüken bile aynaya bakmak istediğim çok olmuştur. Hiç bugünkü kadar efektif kullanmamıştım aynayı. Aman ne virajlar ve o virajlara kamyonlarla birlikte girerseniz ve karşıdan araba gelirse, yandınız. Siz siz olun mutlaka durup bekleyin yoksa... kimse siz beklemiyor yada frene basmıyor maalesef. Amman dikkat. Bu vesile ile Akyaka Akbük sahil yolunda ki kamyon şöförünü sevgiyle yad ederim.
30 km lik rahat bir yol yaptık bugün. Yolda çay için mola verdiğimiz mekan arebesk müzikleri dışında harika idi. Aşağıda nefis bir koyu da vardı. Hatta bir Rus çift denize girdi, sahil boyunca gördüğümüz nefis kayalara tırmanıp güneşlendi. Rus turist fazlaca, gençler çoğunlukta.
Finike ye girer girmez sıkı bir yokuş ve sonunda bir hotel gördük, manzarası da tüm ilçe ve marina. Çıktık. 120 tl ye anlaştık. Bir de suit oda kaptık ki mevsim dışı bereketi olsa gerek. 20 yıllık bir bina. Azeri bir çift işletiyor yada sahipleri olabilir. Internet te var. E daha ne olsun. Minik buzdolabına da hayran kaldık, herşey buz gibi ama dolap da ses yok. Döniyim evdekini atacağım.
Duş alıp, temizlenip paklanıp merkeze indik. Biryerlerde bira içelim dedik ama nanay. Biz de daha önce pizza yediğimiz bir yeri hatırladık ve orayı bulduk. White Angel aklınızda bulunsun. Oradan nefis manzaralı ve püfür esen balkonumuza dönüş yaptık. İlçe yenileniyor ve genişliyor. Birçok inşaat ve residance var ! İlçenin içinde çeşitli çaylar ve nehirler geçiyor, üzerlerinde güzel köprüler var. Yeşillendirilmiş. Sanki biraz Eskişehir e özenilmiş ki güzel. Karayollarının arazisine hastahane yapılıyor v.s. Akşam hotel e dönerken, balkonlu mendirek 🙂 te yürürken bir bina ya çok güldük; pavyon gibi ışıklandırmışlar led ile. Yaklaştıkça inanamadık ama bizim kaldığımız hotel. Hey Allah ım, neyse ki 22.00 de kapattılar.
Tabi yollarda ki kekikler, kara kekikler v.s. Toplamadan olmazzzz. Hotel odasını missss gibi kokuttuk.
Yarın hedef Gelidonya feneri, hava yağmur diyor. Bakalım belki rüzgarlı ve dümdüz ilk 22 km aldıktan sonra köyde kalır, sonraki 9-10 km taşlı, kayalıklı yolu bir sonraki gün tamamlar öyle çıkarız fenere. Son iki km, yüklü bisikletlerle zor. Yolda hiçbirşey olmadığı için yiyecek ve su hesabı da yapılmalı. Fener in orada elektrik de yok. Of keşke hava açık olsa da nefis yıldız şölenini kaçırmasak.
Kalın sağlıcakla
Hevesli ve azıcık tırsmış kremci anne
Merhaba, yeni rota veya yeni yazı yok mu 🙂 sessiz de olsam arada açıp bakıyorum 🙃
YanıtlaSil