Günaydın,
Of ki of. Dün neler yedim neler. Çukulata, lahmacun, bisküvi vs. Spor da yapmadım. Buyrun.
Kızım da aynı ve dün enerji patlaması vardı, acaba çocuklar bu hazır gıdalardan dolayı mı hiperaktif oluyorlar!!!!
Benim kızım var ya benim kızım, babasından ne ara öğrendiyese bir güzel tornavida kullanıyorki sormayın. Minicik parmakları ile o vidayı nasıl sıkıyor, uygun ucu bulup tornavidaya nasıl takıyor görmelisiniz. Sağolsun Cem. Öğretmiş ona.
Kullandığı takım da bu. Nazar değmesin kızıma, maşallah.
Şimdi gelelim detarjan konusuna, epeyidir evde kullanılmak üzere temizlik malzemelerini kendim yapmak istiyordum. Malum kullandıklarımızda ki maddeler bize ve çocuklarımıza çok zararlı ve kısa vadede değilsede uzun vadede vücutta birikmeleri, hastalıklara ve alerjilere sebebiyet veriyor.
Girdim internete ve araştırdım, tabiki birsürü tarif ve fikir buldum. Ama ben ''net'' te bu tip şeyleri araştırırken, hep düşünürüm, ulan bir deli kuyuya taş atıyor ötekilerde uyguluyor. Yazan da herhalde ulan bi uydurdum hale bak herkes yapıyor diye gülüyordur diye düşünürüm. Bu sebeple arkadaşım Nurhayat bir tarifi denediğini ve neredeyse son bir yıldır kullandığını söyleyince, dinleyen ben ve Belgin konuya atladık tabi.
İçinde Buğday dergisinden alıntı yapılmış izlenimi veren bir text gönderdi bize Nurhayat ve ben nihayet dün uyguladım. Bulaşıkları yıkadım, sıra makina için detarjan yapmakta.
Öncelikle doğal rendelenmiş sabunu tencereye koydum ve üzerini kapatacak kadar su koyup hafif ısıttım, sabunlar eridi. Üzerine yarım tatlı kaşığı boraks ve yarım tatlı kaşığı Viking Çamasır sodası ekledim ve jel gibi olan bir karışım elde ettim. ( Sabun rendesini İpek hanım Çiftliğinden aldım.)
Sonra zor da olsa şişeye boşalttım.
Buyrun detarjanımız.
Dezavantajları şunlar; lavabo eskisi gibi parlamıyor, daha mat. Viking çamaşır sodası paketinin üzerinde , %100 sodyum bikarbonat yazıyor ama içinde klor varmı yokmu yazmamış. Tüketici hattını aradım. Bakalım dönecekler mi. ( İçinde klor olmamalıymış) Bir de üzerinde gıda maddeleri için kullanmayın yazıyor. Ama biliyorsunuz kullandığımız tüm detarjanların içindeki maddelerde öyle ve milyon tanesi var.
Bakalım yolumuz açık olsun.
Anne bak, saçlarım artık düz, kıvırcık diil. Nedense düz saç seviyor kızım.
Gelelim bal kabaklı kekimize.
Bir ara ''blog'' larda dolaşırken, Oya nın ''blog'' unda kabaklı uyduruk kek tarifi görmüştüm. Bu hafta kabak alınca hadi bende deneyeyim dedim ve bu keki de ben uydurdum. Ana fikir Oya nın. Ellerine sağlık Oya. http://kedilimutfaklar.blogspot.com/ 24 Kasım yazısına bakabilirsiniz. Ben tam link almayı beceremedim.
Ne yaptım anlatayım. Pazardan aldığım bir kilo kabağı, evde şeker kalmadığı için kalan son az mı az şekeri üzerine serpeleyerek tencereye koydum ve ağzını kapadım. Ertesi sabah a kadar onu unuttum. Ertesi sabah, şekerler su olmuştu, kısık ateşte bildiğimiz usulde pişirdim. Hafif soğuyunca, yağladığım kek tabanıma yerleştirdim ve çatalla ezdim. Üstüne bir sıra kuvor serdim ve üstünede 4 yumurta, pekmez ( ne kadar diye sormayın, olan kadar) z.yağı,un, kabartma tozu karışımını ekledim. Ve hoop fırına. Çok beğenildi. Cem beğendi o kadar sööliim. Ayşegül ve Irmak da sebeplendi ve onlarda beğendiler.
İşte kek karışımı, dut pekmezli.
Kalıp tabanına kabaklar döşendi.
Kuvör ler, sosis gibi duruyor değil mi?
Üstüne kek hamuru.
Piştikten sonra. Kek leri kabarmayan Edaaaa kulakların çınlasın.
Ters çevirdim.
Yakından görünüş.
Boydan :-)
Ve dilimli hali. Hımmm...
Afiyet Olsun.
Beter anne Çiğdem
29 Aralık 2011 Perşembe
28 Aralık 2011 Çarşamba
Günaydın,
Herkesin yeni yılının sağlıklı, mutlu, bol paralı ve sevdikleriyle geçirmesini temenni ederim. Iyi yıllar.
Yazarımız artık 45 yaşında. Hissediyor mu ''hayır''. Sanırım herkese bööle oluyor o yüzden kimse yaşlandığını kabul etmiyor. Bir büyüğüm bana şu hikayesini anlatmıştı; Karşıdan karşıya geçmek üzere koşmaya başlamış, fakat koşuyorum zannederken, araba daha da hızlı şekilde kendisine yaklaşmaya başlamış. Beyin koşuyor ama vücut komuta uymuyor demişti ve o zaman 65 yaşındaydı. Allah uzun ömür versin Sevgi teyzeme.
Sanırım bu yüzden kimse kandini yaşlı hissetmiyor. Ne ilginç dimi.
Nice mutlu senelere hepbirlikte inşallah. Sağlıkla ve mutlulukla.
Büyükanne Ada ya bakmaya tesadüf Pazartesi geldi. Sağolsun. E benim doğum günüm. Trio da City wings den mesaj gelmiş, buyrun kimliğinizi gösterin film seyredin diye. Önce Maltepe de simit fırınında kahvaltı. Kaşarlar Aysun dan. Telefon un öyle durduğuna bakmayın. Bütüngün neredeyse kimse bana ulaşamadı. Sineme da sessiz moduna aldım ve birşekilde bütün gün ööle kalmış.
Doğumgünümü kutlamadan önce herkes bir kere küfür etti bana. Akşamda Cem getirdiği çiçekleri önce kafama kafama vurdu. Herkes onu aramış tabi. Nerede bu kız diye. Dostlar sağolun.
Aaa doğumgünüm yahu, ısmarladım kendime bir filtre ohhhh.. bedeva biletim de yanımda. Hem de Görevimiz Tehlike filmine. Doğumgünüm desem Starbucks da bedeva kaave verirmiş. Ben geç öğrendim, bilmeyenlere duyurulur.
Kitabımıda okudum aralarda.
Iki kişilik koltuğa bir yayıldım ki. Zaten sabah seansına gittiğim için toplam 3 kişi seyrettik filmi.
O iki kişde gelip önüme oturdular. Neyse yer değiştirdim sonra. Insanlar. En büyük salondu, keyften yarıldım resmen. Ikinci yarıda bir cappicino. Ohhh doğumgünü diye buna derim ben.
Pazartesi pazarını kaçırmadım. Ada kız ın yılbaşı ağacı da hazır. Umduğum gibi çok iştahlı yemedi ama ağaca bayıldı. Teşekkürler Ufuk. Link; http://www.ufukmutfakta.com/2011/12/brokoliden-cam-salatasi.html Ben mısır alamadığım için Mısır yok ama bizimki de güzel oldu.
Filmi çok beğendim. Çocukluğumda hep seyrederdim ben Görevimiz Tehlike yi. Tüm klasik diyalogları bulmak; görevin şu, eğer kabul edersen gibi, beni çok mutlu etti. Aksiyonu fazla ve hızlı bir Amerikan filmi. Tom Cruise bence hiç yaşlanmamış ve vücut taş gibi. Filmin başında Lost dizisinde ki yakışıklı oynamıştı ve hemn öldürdüler garibi. Öldürmeseler Tom abi gölgede kalırdı o ayrı. Lost dizisinde benim favorim dr. Jack olmasına rağmen Sawyer (Jash Holloway) bu filmde yapı, boy pos, çok etkileyiciydi. Çok. Yapımcısı da Tom abimizmiş. Hasılatı da iyiymiş.
Filmsever 45 lik anne Çiğdem
Herkesin yeni yılının sağlıklı, mutlu, bol paralı ve sevdikleriyle geçirmesini temenni ederim. Iyi yıllar.
Yazarımız artık 45 yaşında. Hissediyor mu ''hayır''. Sanırım herkese bööle oluyor o yüzden kimse yaşlandığını kabul etmiyor. Bir büyüğüm bana şu hikayesini anlatmıştı; Karşıdan karşıya geçmek üzere koşmaya başlamış, fakat koşuyorum zannederken, araba daha da hızlı şekilde kendisine yaklaşmaya başlamış. Beyin koşuyor ama vücut komuta uymuyor demişti ve o zaman 65 yaşındaydı. Allah uzun ömür versin Sevgi teyzeme.
Sanırım bu yüzden kimse kandini yaşlı hissetmiyor. Ne ilginç dimi.
Nice mutlu senelere hepbirlikte inşallah. Sağlıkla ve mutlulukla.
Büyükanne Ada ya bakmaya tesadüf Pazartesi geldi. Sağolsun. E benim doğum günüm. Trio da City wings den mesaj gelmiş, buyrun kimliğinizi gösterin film seyredin diye. Önce Maltepe de simit fırınında kahvaltı. Kaşarlar Aysun dan. Telefon un öyle durduğuna bakmayın. Bütüngün neredeyse kimse bana ulaşamadı. Sineme da sessiz moduna aldım ve birşekilde bütün gün ööle kalmış.
Doğumgünümü kutlamadan önce herkes bir kere küfür etti bana. Akşamda Cem getirdiği çiçekleri önce kafama kafama vurdu. Herkes onu aramış tabi. Nerede bu kız diye. Dostlar sağolun.
Aaa doğumgünüm yahu, ısmarladım kendime bir filtre ohhhh.. bedeva biletim de yanımda. Hem de Görevimiz Tehlike filmine. Doğumgünüm desem Starbucks da bedeva kaave verirmiş. Ben geç öğrendim, bilmeyenlere duyurulur.
Kitabımıda okudum aralarda.
Iki kişilik koltuğa bir yayıldım ki. Zaten sabah seansına gittiğim için toplam 3 kişi seyrettik filmi.
O iki kişde gelip önüme oturdular. Neyse yer değiştirdim sonra. Insanlar. En büyük salondu, keyften yarıldım resmen. Ikinci yarıda bir cappicino. Ohhh doğumgünü diye buna derim ben.
Pazartesi pazarını kaçırmadım. Ada kız ın yılbaşı ağacı da hazır. Umduğum gibi çok iştahlı yemedi ama ağaca bayıldı. Teşekkürler Ufuk. Link; http://www.ufukmutfakta.com/2011/12/brokoliden-cam-salatasi.html Ben mısır alamadığım için Mısır yok ama bizimki de güzel oldu.
Filmi çok beğendim. Çocukluğumda hep seyrederdim ben Görevimiz Tehlike yi. Tüm klasik diyalogları bulmak; görevin şu, eğer kabul edersen gibi, beni çok mutlu etti. Aksiyonu fazla ve hızlı bir Amerikan filmi. Tom Cruise bence hiç yaşlanmamış ve vücut taş gibi. Filmin başında Lost dizisinde ki yakışıklı oynamıştı ve hemn öldürdüler garibi. Öldürmeseler Tom abi gölgede kalırdı o ayrı. Lost dizisinde benim favorim dr. Jack olmasına rağmen Sawyer (Jash Holloway) bu filmde yapı, boy pos, çok etkileyiciydi. Çok. Yapımcısı da Tom abimizmiş. Hasılatı da iyiymiş.
Filmsever 45 lik anne Çiğdem
26 Aralık 2011 Pazartesi
Yine yeniden süper ziyafet.
Merhaba,
Ne yaptık biz, hatırlayalım. Ah evet Cuma günü Şenay a gittik. Kızlar eğlendiler, hava fırtınalı ve yağmurluydu.
Şenay bu elbiseleri Mother Care den almış. Hem de 14 Tl ye. İşte doğru yerde, doğru zamanda olmak diye ben buna derim.
Bu arada Ada kız ve Nil aynı yaştalar ama aralarında cüsseleri düşünüldüğünde bir yaş fark var gibi. Maşallah. Çok eğlendiler o gün. Kızım pırasa da yedi karambolde. Acar bebek büyümüş adam olmuş. Nazar değmesin.
Cumartesi sabah Yıldız aradı. Dayım balık almış -istavrit- akşama buyrun dedi.
Keyif aldığımız, ailenin toplandığı bu yegane akşamlara yine yeniden davet edilmek bizi sevindirdi.
Tesekkur ederiz Yıldız.
Baba - kız Cumartesi soguk havaya rağmen dışarı çıktılar. Kısa bir süre kalsalarda yanakları soğuktan pembe pembe olmuş olarak döndüler. Çok da şıktılar. Buyrun;
Yanaklar pembe. içeriye giriş anı.
Verin bakalım bana bir poz. :-)
Bizim evler 5. kat ve asansor yok. Annem cıkamıyor, cicoş çıkamıyor o yuzden bence Yıldız ın verdigi bu yemek davetleri çok ama çok önemli. Paylaşım, görüşmek süper. Çok da gülüyoruz. Bayılıyorum aileme.
4 kilo istavrit kızartmak da kolay iiş değil. Yemeğin sonunda tepside bir balık kaldı şaka gibi. Kimse almıyor, ah o balığın resmini çekmek vardı ya. O kadar dalmışızki masaya resim çekmemişiz.
Ne getirelim dedik. Bişey gerekmez dedi Yıldız. Kek yapalım mı, olur. Bende Ayla nın blog undaki kek i denedim. Yaparken çok tereddüt ettim, hatta fırından çıkmadan bir sürü sordum Ayla ya. O da sağolsun, hiç üşenmeden cevap yazmış bana.
Link; http://mutfaktanmiskokular.blogspot.com/search/label/kekler
Tarif;
Malzemeler
Not: Bu tarif için kelepçeli ya da silikon kalıp kullanmayın. Teflon kek kalıbı veya ısıya dayanıklı borcam kullanabilirsiniz.
Kek kalıbını yağladık efem.
Krem kremal gibi olacak olan karışım. 500 ml süt var boru diil. Pazar günü sütsüz kaldık bu hafta. Ayssuuunnnnn...
Kek hamuru.
İçine su doldurulmuş tepsi ve fırının turbo bölümü.
Karamel gibi olmuş karışımı kek kalıbına döker dökmez dondu. Ocağın üstüne alıp eritmeye çalıştım ama nafile. Neyse dedim ve yola devam ettim. Iyiki etmişim.
Fırının içinde kek in yamuk kabardığını görünce öldük gülmekten. Ada bayıldı bu işe.
Fırında bööle yamuk çıktı.
Kalıptan çıkarınca bu haldeydi. Ters çevirince yamuk kekimiz.
Ne yaptık biz, hatırlayalım. Ah evet Cuma günü Şenay a gittik. Kızlar eğlendiler, hava fırtınalı ve yağmurluydu.
Şenay bu elbiseleri Mother Care den almış. Hem de 14 Tl ye. İşte doğru yerde, doğru zamanda olmak diye ben buna derim.
Bu arada Ada kız ve Nil aynı yaştalar ama aralarında cüsseleri düşünüldüğünde bir yaş fark var gibi. Maşallah. Çok eğlendiler o gün. Kızım pırasa da yedi karambolde. Acar bebek büyümüş adam olmuş. Nazar değmesin.
Cumartesi sabah Yıldız aradı. Dayım balık almış -istavrit- akşama buyrun dedi.
Keyif aldığımız, ailenin toplandığı bu yegane akşamlara yine yeniden davet edilmek bizi sevindirdi.
Tesekkur ederiz Yıldız.
Baba - kız Cumartesi soguk havaya rağmen dışarı çıktılar. Kısa bir süre kalsalarda yanakları soğuktan pembe pembe olmuş olarak döndüler. Çok da şıktılar. Buyrun;
Yanaklar pembe. içeriye giriş anı.
Verin bakalım bana bir poz. :-)
Bizim evler 5. kat ve asansor yok. Annem cıkamıyor, cicoş çıkamıyor o yuzden bence Yıldız ın verdigi bu yemek davetleri çok ama çok önemli. Paylaşım, görüşmek süper. Çok da gülüyoruz. Bayılıyorum aileme.
4 kilo istavrit kızartmak da kolay iiş değil. Yemeğin sonunda tepside bir balık kaldı şaka gibi. Kimse almıyor, ah o balığın resmini çekmek vardı ya. O kadar dalmışızki masaya resim çekmemişiz.
Ne getirelim dedik. Bişey gerekmez dedi Yıldız. Kek yapalım mı, olur. Bende Ayla nın blog undaki kek i denedim. Yaparken çok tereddüt ettim, hatta fırından çıkmadan bir sürü sordum Ayla ya. O da sağolsun, hiç üşenmeden cevap yazmış bana.
Link; http://mutfaktanmiskokular.blogspot.com/search/label/kekler
Tarif;
Malzemeler
- Karamel İçin
- Yarım su bardağı şeker
- 4 yumurta
- 3 yemek kaşığı şeker
- 1 paket vanilya
- 500 ml. süt
- 2 portakal kabuğu rendesi
- 3 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1/2 su bardağı süt
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1 paket vanilya
- 2 portakal kabuğu rendesi
- 1,5 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 3 yemek kaşığı kakao
- Yapılışı
- Karamel için şekeri, teflon tavada, karıştırmadan ve kısık ateşte tamamen sıvılaşana dek eritin.
- Sıvılaşan karameli kalıbınızın tabanına dökün.
- Krema için gerekli malzemeleri homojen bir karışım olana kadar çırpma teli ile çırpın. (Mikser kullanmayın.)
- Fırını 175 dereceye ayarlayın. Kek için yumurta ve şekeri mikser ile şeker eriyene kadar çırpın. Yağ, süt, portakal kabuğu rendesi ve vanilyayı ilave edip çırpmaya devam edin. En son un, kabartma tozu ve kakaoyu ilave edip karıştırın.
- Kek kalıbında soğuyup katılaşmış olan karamelin üzerine önce krema karışımını sonra kek hamurunu dökün. Birbirine karışıyor gibi görünsede piştikten sonra krema ve kek fotoğraftaki gibi ayrılıyor.
- İçi sıcak su dolu bir tepsiye kalıbınızı oturtarak 175 dereceye ısınmış fırında 45 dakika pişirin. Piştiğini anlamak için klasik kürdan testi ile bakabilirsiniz.
- Soğuduktan sonra buzdolabında 1 gece dinlendirmeniz gerekiyor. Eğer aynı gün servis etmek isterseniz en az 4-5 saat dolapta beklettikten sonra servis edin.
Not: Bu tarif için kelepçeli ya da silikon kalıp kullanmayın. Teflon kek kalıbı veya ısıya dayanıklı borcam kullanabilirsiniz.
Denemenizi ve Ayla yi ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim. Çok güzel tarifler var.
Kek kalıbını yağladık efem.
Krem kremal gibi olacak olan karışım. 500 ml süt var boru diil. Pazar günü sütsüz kaldık bu hafta. Ayssuuunnnnn...
Kek hamuru.
İçine su doldurulmuş tepsi ve fırının turbo bölümü.
Karamel gibi olmuş karışımı kek kalıbına döker dökmez dondu. Ocağın üstüne alıp eritmeye çalıştım ama nafile. Neyse dedim ve yola devam ettim. Iyiki etmişim.
Fırının içinde kek in yamuk kabardığını görünce öldük gülmekten. Ada bayıldı bu işe.
Fırında bööle yamuk çıktı.
Kalıptan çıkarınca bu haldeydi. Ters çevirince yamuk kekimiz.
Fakat lezzet ve görüntü muhteşemdi. Tavsiye ediyorum ve bende bundan böyle yapacağım.Ellerine sağlık Ayla.
Pazar günü mü? kahvaltıda aşağıdaki ev yapımı ekmekleri ikiye bölerek, Pınar hnm ın harika kırmızı biberi, pazar zeytini ve Aysun peyniri ile harika bir kahvaltı ekmeği ziyafeti v sonrasında büyükkannee. Bir sürpriz doğumgünü oldu bana ki sormayın.
Dolapta mozaik pastayı görmeme rağmen uyanamadım.
Nice senelere hepberaber inşallah. Amin.
Cumartesi günü Waterbox dan, evde su arıtma için geldi bir bey. Düşünmekteyiz. Fiyat 1385 Tl.
Şükreded ve kek bayılan anne Çiğdem
23 Aralık 2011 Cuma
Sakızlı Sutlac
Gunaydin,
Nihayet ''blog'' a müzik ekleyebildim. Bakalım begenecekmisiniz. Bi de kar yagdırabilirsem tamamdır bu iş.
Dün ''blog'' ları dolaşırken, - iyiki varsınız bu arada. Öyle çeşitli şeyler öğreniyorum ki, teşekkür ederim.- sütlaç gördüm bu link te; http://birtutamkekik.blogspot.com/
E o gün sütte gelecekti, dolaptada kardeşimin getirdiği ''sakız macunu'' vardı -sağolsun- neden olmasın dedim. Sonra çekmecedeki bir ara aldığım süs ler geldi aklıma veeeee çiğ sütü, haşlanmış pirincin ustune dökerek başladım karıştırmaya, İpek hanim Çiğftliğinden gelen pirinç unununda ekledim ve ortaya misss gibi bir sütlaç çıktı. Ada kız da süslemeye yardım etti ve yemekten sonra baba-kız götürdüler birer tane. ( Pirinç unu, buğday nişatası falan, zorda kalmadıkça kullanmayın diyorlar, ben de has yapıldığı söylenen çiftlikten aldım )
link;
http://www.ipekhanim.com/ipek_hanim_ciftligi/ciftlige_giris.html
Ben mi, yedim bir kase ama akşam yemeği yemedim. Nasıl??
Hazırlanışı
Hergün bir saat adım yapmaya devam ediyorum. Haftada 2 gün de aerobik. Dün katılmadım gerçi. Hiç fena diil, ne dersiniz??
Süslememiz biraz acemice oldu ama bağışlayın artık. Ada serpti, zaman zaman da şekili tuttu.
Cem kalpli olanı almış yemeye hazırlanıyordu, aa senin için yaptığımı bulmuşssun dedim, haa dedi. Yüz ifadesini siz tahmin edin. Çok güldük. Doğumgünümüde 24. Aralık yaptı nasıl. Allahtan herikimiz için de çok önemli değil böyle şeyler.
Nerden aldığımı hatırlamıyorum ama ya bir lira yada elli kuruştu bu şekil paketi. Alırken cappucino üzeri süsü diye almıştım. Neye niyet neye kısmet.
Anneee yemekten sonra mı yiyeceğim. Evet kızım. Anne ne olur iki tane yiyeyim. Olur kızım.
Menü mü; mantıııııı ve Nil in sihirli sosu ( yağda erimiş annemin yaptığı Kuşadası menşeli salça). Nil in sayesinde Ada da artık soslu mantı yiyor ve balık la soğan. Sağol Nil cik.
Dün jimnastik ten dönerken, arabada radyo dinliyoruz. Reklamlar falan var ben dalmişim bişeyler düşünüyorum, Ada ya zaman zaman cevap veriyorum filan. Bir ara anne, kanalı değiştirme olur mu dedi, merak ettim, niye kızım? Abi (DJ) bir yere ayrılmayın dedi. Açıklama yapmaya uğraşmadım ama çok güldüm.
Sevgiler
Bugün Şenay a gidecek olan anne Çiğdem
Nihayet ''blog'' a müzik ekleyebildim. Bakalım begenecekmisiniz. Bi de kar yagdırabilirsem tamamdır bu iş.
Dün ''blog'' ları dolaşırken, - iyiki varsınız bu arada. Öyle çeşitli şeyler öğreniyorum ki, teşekkür ederim.- sütlaç gördüm bu link te; http://birtutamkekik.blogspot.com/
E o gün sütte gelecekti, dolaptada kardeşimin getirdiği ''sakız macunu'' vardı -sağolsun- neden olmasın dedim. Sonra çekmecedeki bir ara aldığım süs ler geldi aklıma veeeee çiğ sütü, haşlanmış pirincin ustune dökerek başladım karıştırmaya, İpek hanim Çiğftliğinden gelen pirinç unununda ekledim ve ortaya misss gibi bir sütlaç çıktı. Ada kız da süslemeye yardım etti ve yemekten sonra baba-kız götürdüler birer tane. ( Pirinç unu, buğday nişatası falan, zorda kalmadıkça kullanmayın diyorlar, ben de has yapıldığı söylenen çiftlikten aldım )
link;
http://www.ipekhanim.com/ipek_hanim_ciftligi/ciftlige_giris.html
Ben mi, yedim bir kase ama akşam yemeği yemedim. Nasıl??
Malzemeler
- 1 lt süt
- 1 bardak su
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 çay bardağı pirinç
- 3 yemek kaşığı pirinç unu
- damla sakızı
- tarçın
Hazırlanışı
- pirinçlerimizi yıkayıp bir bardak su ile kısık ateşte haşlıyoruz.
- iyice pişip özleşen pirinçlerimizin üzerine sütünü şekerini ve damla sakızını ilave ediyoruz.
- çok az su ile açtığımız pirinç ununu da ekleyip,kısık ateşte karıştırarak kaynatıyoruz...
- kıvamı olgunlaşan sütlacımızı,servis edeceğimiz kaselere alıp üzerini tarçın ile süslüyoruz.
Arzunuza göre,bu sütlacı,fırında üzerini hafif kızartarakta servis edebilirsiniz...( ben kızartmadım)
Hergün bir saat adım yapmaya devam ediyorum. Haftada 2 gün de aerobik. Dün katılmadım gerçi. Hiç fena diil, ne dersiniz??
Süslememiz biraz acemice oldu ama bağışlayın artık. Ada serpti, zaman zaman da şekili tuttu.
Cem kalpli olanı almış yemeye hazırlanıyordu, aa senin için yaptığımı bulmuşssun dedim, haa dedi. Yüz ifadesini siz tahmin edin. Çok güldük. Doğumgünümüde 24. Aralık yaptı nasıl. Allahtan herikimiz için de çok önemli değil böyle şeyler.
Nerden aldığımı hatırlamıyorum ama ya bir lira yada elli kuruştu bu şekil paketi. Alırken cappucino üzeri süsü diye almıştım. Neye niyet neye kısmet.
Anneee yemekten sonra mı yiyeceğim. Evet kızım. Anne ne olur iki tane yiyeyim. Olur kızım.
Menü mü; mantıııııı ve Nil in sihirli sosu ( yağda erimiş annemin yaptığı Kuşadası menşeli salça). Nil in sayesinde Ada da artık soslu mantı yiyor ve balık la soğan. Sağol Nil cik.
Dün jimnastik ten dönerken, arabada radyo dinliyoruz. Reklamlar falan var ben dalmişim bişeyler düşünüyorum, Ada ya zaman zaman cevap veriyorum filan. Bir ara anne, kanalı değiştirme olur mu dedi, merak ettim, niye kızım? Abi (DJ) bir yere ayrılmayın dedi. Açıklama yapmaya uğraşmadım ama çok güldüm.
Sevgiler
Bugün Şenay a gidecek olan anne Çiğdem
20 Aralık 2011 Salı
Mutfak Atelyesi - Coccolat
Merhaba,
.
Bilenleriniz bilir, ben kiş yapmayı çok severim. Tabi herzamanki gibi bir standardim olmaz. Bir öyle bir böyle.
Yani misafirlerimden biri, ay bunu çok beğendim, yine yap dese yaparım amma tat için söz veremem. neden mi, içine son anda mutlaka profesyonelmişim gibi birşeyler eklerim.
Epeyidir kiş yapımını ögreneyim hevesim vardı. Benim yaptıklarım acaba doğru mu merakı vardı.
Doğruymuş sadece malzeme eksiğim varmış.
Pazartesi günü Kiş ve tuzlu tatlar kursuna katıldım. Coccolat ta. Buyrun link,
http://coccolat.com/index.php?page=anasayfa
Büyükanne sağolsun geldi ve bakti Ada ya. Ben de trenle gittim ve döndüm.
Dönüşte eczaneden ''boraks ve gliserin de '' aldım. O da başka bir günün hikayesi.
Sabah saat 10.30 ve öğlen 13.30 arası sürdü. 10 ve 14 deniyordu ama bir katılımcının geç gelmesine ragmen, erken bitti kurs. O kadar saat kendimden geçtim diyebilirim. Çok zevk aldım. Malzemelerin hepsi ölçülmüş ve hazır olunca, yemek yapmak ne kadar da kolaymış. Bulaşık da yok. Kullan at, ohhh..
Ahçımız Nevzat Güven diye bir beydi. Nazik ve güzel güzel anlattı ve uygulattırdı bize mutfaktaki işleri.
Buyrun resimler. evet o şişko benim ama mutluyum.
Bu arada Osman Müftüoğlu da Karatay gibi yazıyor bu aralar farkındamısınız.
Ay nasıl katana gibiyim. Bi de sormayın 57.3 üm ya kendimi nasıl flinta gibi hissediyorum.
Olsun önce saglik, sonra huzur. Mutluluk budur. Kurs da da çok huzurlu ve mutluydum.
Yumurtanın sarısı ile beyazını ayırıyorum. Insanlar ne kadar acaip sorular sorabiliyorlar, ne kadar çok ve çeşitli insanız. ınanılır gibi değil.
Beşamel sos yapılıyor. Bizimki tuttu, karşı grubun olmadı, yeniden yaptılar.
Ortagim Engin.Şeker bir bayandı. Beykoz da oturuyormuş.
Kiş lerin hamurları ön pişme için fırına gitmeden az önce. İçindekiler, ağırlık yapıp hamur kabarmasın diye defalarca pişen ve yanık kokan fasülye ve nohutlar. İçinde ki yağlı kağıdı nasıl yuvarlak ve kap ölçüsünde kesmemiz gerektiğini de gösterdi Nevzat usta. Çok sevindim Hep cebelleşirdim mutfakta.
Bu da dükkanın ön tarafı.
Kütüphane kısmı.
Ilk pişen soganlı kiş imizdi. Ben mutlaka soyalısınıda deneyeceğim. Tadı mı, bence güzeldi. Akşam hepberaber yedik evde. Cem bayıldı, bence biraz tatlıydı. Şeker i az tutmak lazım.
Kiş im ve ben. Arkadaki Nevzat usta.
Bunlar milföy hamuru, içindeki pesto sos ve sardalya. Aynı tarif kızarmış ekmek üzerine de yapılabilir.
Bu somon füme, bezelye ve kaparili kiş imiz. Lezzeti süperdi. Cem beğenmedi çünkü somon ve herhangibir balık füme sevmez.
Piştikten sonra ki hali.
Kurs bitimende bu kutulara koyduk Kiş lerimizi.
Şekilde ki gibi. Tren istasyonuna giderken tüm köpekler peşimdeydi tabi.
Bu da bizim ev ahalisi tarafından en sevilen jambonlu kiş.
Kurs un ücreti nakit 125, kredi kartı 140 Tl. Nakit bulunca cheese kek kursunada gitmek lazım.
Kurstan sonra eve geldim, Ada ile birlikte jimnastiğe gittik, ben de aerobik dersine girdim. Pek begenmedim ama zaman vereceğim. Bi de en büyük problem o güzelim tesiste duş alma imkanının olmaması. Sıcak su yok iyimi. İnanılır gibi değil. Spor yap terle ve tüm toksinler vücudunda kalsın. Hiç hoş diil. Bakalım.
Akşamına Cem i, Pendik Marina da bulduk. Doğumgünüm için ( 26 Aralık ) Dart tan bana bir MP3 aldık. Çok beğendim. Nice senelereeee.
Bu mu, bu Karatay ın önerdiği kahvaltı. Yumurtalar, İpek hanım Çifliğinden. Evet beni tok tutuyor ama midemi bulandırıyor bu öğün. Sonuna doğru çok midem bulanıyor ve sonrasında çok su içiyorum. bana göre bile çok su içiyorum. O yüzden bugün yapmadım. Ama tok tutması ve benim gibi birinin bile yemeği düşünmeden geçirdiği bir dört saat sağlaması inanılmaz.
45 yaşında ki anne Çiğdem
.
Bilenleriniz bilir, ben kiş yapmayı çok severim. Tabi herzamanki gibi bir standardim olmaz. Bir öyle bir böyle.
Yani misafirlerimden biri, ay bunu çok beğendim, yine yap dese yaparım amma tat için söz veremem. neden mi, içine son anda mutlaka profesyonelmişim gibi birşeyler eklerim.
Epeyidir kiş yapımını ögreneyim hevesim vardı. Benim yaptıklarım acaba doğru mu merakı vardı.
Doğruymuş sadece malzeme eksiğim varmış.
Pazartesi günü Kiş ve tuzlu tatlar kursuna katıldım. Coccolat ta. Buyrun link,
http://coccolat.com/index.php?page=anasayfa
Büyükanne sağolsun geldi ve bakti Ada ya. Ben de trenle gittim ve döndüm.
Dönüşte eczaneden ''boraks ve gliserin de '' aldım. O da başka bir günün hikayesi.
Sabah saat 10.30 ve öğlen 13.30 arası sürdü. 10 ve 14 deniyordu ama bir katılımcının geç gelmesine ragmen, erken bitti kurs. O kadar saat kendimden geçtim diyebilirim. Çok zevk aldım. Malzemelerin hepsi ölçülmüş ve hazır olunca, yemek yapmak ne kadar da kolaymış. Bulaşık da yok. Kullan at, ohhh..
Ahçımız Nevzat Güven diye bir beydi. Nazik ve güzel güzel anlattı ve uygulattırdı bize mutfaktaki işleri.
Buyrun resimler. evet o şişko benim ama mutluyum.
Bu arada Osman Müftüoğlu da Karatay gibi yazıyor bu aralar farkındamısınız.
Ay nasıl katana gibiyim. Bi de sormayın 57.3 üm ya kendimi nasıl flinta gibi hissediyorum.
Olsun önce saglik, sonra huzur. Mutluluk budur. Kurs da da çok huzurlu ve mutluydum.
Yumurtanın sarısı ile beyazını ayırıyorum. Insanlar ne kadar acaip sorular sorabiliyorlar, ne kadar çok ve çeşitli insanız. ınanılır gibi değil.
Beşamel sos yapılıyor. Bizimki tuttu, karşı grubun olmadı, yeniden yaptılar.
Ortagim Engin.Şeker bir bayandı. Beykoz da oturuyormuş.
Kiş lerin hamurları ön pişme için fırına gitmeden az önce. İçindekiler, ağırlık yapıp hamur kabarmasın diye defalarca pişen ve yanık kokan fasülye ve nohutlar. İçinde ki yağlı kağıdı nasıl yuvarlak ve kap ölçüsünde kesmemiz gerektiğini de gösterdi Nevzat usta. Çok sevindim Hep cebelleşirdim mutfakta.
Bu da dükkanın ön tarafı.
Kütüphane kısmı.
Ilk pişen soganlı kiş imizdi. Ben mutlaka soyalısınıda deneyeceğim. Tadı mı, bence güzeldi. Akşam hepberaber yedik evde. Cem bayıldı, bence biraz tatlıydı. Şeker i az tutmak lazım.
Kiş im ve ben. Arkadaki Nevzat usta.
Bunlar milföy hamuru, içindeki pesto sos ve sardalya. Aynı tarif kızarmış ekmek üzerine de yapılabilir.
Bu somon füme, bezelye ve kaparili kiş imiz. Lezzeti süperdi. Cem beğenmedi çünkü somon ve herhangibir balık füme sevmez.
Piştikten sonra ki hali.
Kurs bitimende bu kutulara koyduk Kiş lerimizi.
Şekilde ki gibi. Tren istasyonuna giderken tüm köpekler peşimdeydi tabi.
Bu da bizim ev ahalisi tarafından en sevilen jambonlu kiş.
Kurs un ücreti nakit 125, kredi kartı 140 Tl. Nakit bulunca cheese kek kursunada gitmek lazım.
Kurstan sonra eve geldim, Ada ile birlikte jimnastiğe gittik, ben de aerobik dersine girdim. Pek begenmedim ama zaman vereceğim. Bi de en büyük problem o güzelim tesiste duş alma imkanının olmaması. Sıcak su yok iyimi. İnanılır gibi değil. Spor yap terle ve tüm toksinler vücudunda kalsın. Hiç hoş diil. Bakalım.
Akşamına Cem i, Pendik Marina da bulduk. Doğumgünüm için ( 26 Aralık ) Dart tan bana bir MP3 aldık. Çok beğendim. Nice senelereeee.
Bu mu, bu Karatay ın önerdiği kahvaltı. Yumurtalar, İpek hanım Çifliğinden. Evet beni tok tutuyor ama midemi bulandırıyor bu öğün. Sonuna doğru çok midem bulanıyor ve sonrasında çok su içiyorum. bana göre bile çok su içiyorum. O yüzden bugün yapmadım. Ama tok tutması ve benim gibi birinin bile yemeği düşünmeden geçirdiği bir dört saat sağlaması inanılmaz.
45 yaşında ki anne Çiğdem