Doğa üstü ğüçler - Chronicle

Merhaba,

Dedim ya, sinemaya gittim diye, fırtına yazısında sinema aktivitesi arada kayboldu.
Filmin adı Doğa Üstü Güçler. Aslında pek de kaybolmamış, eğer benim de güçlerim olsaydı, vapuru havaya kaldırır hoop, sonra da biraz burnum kanardı olurdu biterdi.





Yönetmen: Josh Trank
Oyuncular: Dane DeHaan, Alex Russell, Michael B. Jordan, devamı...

Orjinal adı : Chronicle

Ömür Gedik yazmıştı bişeyler, gazetenin haftasonu Keyf ekin de ama ben pek dikkat etmedim ve okumadım. Önce o film mi olsun Ferzan Özpetek in filmi mi olsun derken, haydi bu filme gireyim nede olsa inanılmaz şeyleri seviyorum. Gerçi Özpetek in hikayesinde de hayaletler varmış.

Film hiç sevmediğim tarz olan el kamerası çekimiyle başladı, amannn derken kırsal da bir delik buldu kahramanlar ve hoopp gelsin seyirciye hissettirlen uzaylıya dokunma ve yetenek alma keyfi sahneleri. Orada filme bağlandım ve birdaha hiç kopmadım. El kamerası ve hareketli sahneler sinirimi bozmadı değil ama genelde konu iyi ilerledi. 


Yönetmen genç, bende yaşlı bir izleyen olunca kritik de ona göre oluyor tabi. 

Okul çağındaki gençler bayılacaktır bu filme. Ortam uygun, aktivite, sex bilgileri, doğa üstü güçler. Daha ne olsun.

Sonu çok iyi toparlanmamış ve açıkta kalan noktalar var ama seyredilmeli mi ''evet''

Bilet fiyatı 10 Tl. 3 kişi seyrettik filmi.

Reks 2. salonda seyrettim. Kozzy de gittiğim sinemadan ne kadar farklı. Bir kere koltuklar çok kötü. Koltuk araları benim gibi bir pigme için bile çok dar. Boynunuzu koyacak bir yer yok. Ses düzeni iyi değil. Kozzy ve diğer alışveriş merkezlerinde ki konfora alışmışız hakikaten.  


Bunun yanında Kadıköy de sinemaya gitmek birsürü anımı da geri getirdi tabi. Makbule ile Belgin ile çok günlerimiz oldu Kadıköy de lisedeyken. Ve daha nice arkadaşımla tabi. Daha bir sürü anı.. Kadıköy ü seviyorum. 


Dolaşırken, Şenay ın yerine de dolaştım, o geçen gün şöyle bir yalnız başına dolaşsam özledim dediydi.



Ada dan inciler;



Ada kaka yaparken, oh allaha sükür..canım yanmadı dedi. Bu aralar ''aneston'' kullanıyoruz da.Biraz problemliyiz.

Merhaba benim adım popolak, anne, Emer Kaan işte, gülmekten öldük. Emer Kaan öğretmiş kızlara bu popolak işini, hem söylüyor hemde beni ne tepki vereceğim diye gözleriyle kontrol ediyor. Güldüğümü görünce de rahatlayıp, gülmekten öldüklerini söylüyor. Bi de ekliyor Emer Kaan işte.

Yanlış söyledim yerinede, zaman zaman; ağzım şaşırdı diyor.

Tv de Italyanca bir kanalı seyrediyoruz. Ada kız soruyor; Baba ne diyor, babası cevap veriyor bilmiyorum kızım. Ada dan inci geliyor; Altta yazmıyor mu??

Haber, Gizem den. Bir Buğday çalışanı; Buğday dergisi yakında ''küllü su '' dağıtmaya başlayacakmış. Anneannemin dönemine geri dönüyoruz yani. Bakalım merakla bekliyorum. Aslında bizim fırından kül alıp bende deneyebilirim ama o kadar büyük kabım yok. Neyse küllü su olayını evde başaran Nurhayat tanda haberleri alayım, detaylı yazacağım.

Sevgiler
Filmsever anne Çiğdem