Hayat devam ediyor.
Mitingler devam ediyor.
Sanki bağıra çağıra, bir gürültü bir patırtı parti tanıtımı yapılınca, onlara oy verecekmişiz gibi, tüm partiler çevreyi gürültüye boğuyor.
Bizi dinleyen Ada , anne bunun müziğini beğenmedim, bu partiye oy vermeyelim diyor. :-) Tamam kızım diyorum.
Uzzzuuun zamandır, bergamut reçeli yapmak istiyordum, yine, yeni arkadaşım Nermin ile konuşurken aaa duır ben sana getireyim dedi, sağolsun bir torba getirdide amma Turunç, Bergamut değil. Biz de ne yaptık, o arada gittik Bergamut fidanı aldık ( bir yerde 12 Tl, iki adım ötede aynı fidan 45 Tl - nasıl??) ve ektik, umarım tutar ve hemen önümüzde ki Sonbahar bir meyve olsada verir bize.
Cem de öyle sağlam diktiki fidanı sormayın.
Turunç lar böyle geldi.
Mandalina gibi rahatça soyuluyorlar.
Zaten Turunç ağacı, tüm narenciye grubunun annesi konumundaymış, ne aşılarsan o ağacı oluyormuş.
Ben reçelimi burada ki tariften yaptım. Ama siz bu tariften yapınız.
Önce kazımadan tüm meyveleri rendeledim ve soydum.
Çok ince olmayan şeritler halinde kestim.
İplik makaraları hazır. :-)
ve iplere geçirdim.
Boraaa okuyarsan kulakların çınlasıın.
pek güzel oluyorlar ama bayağı el oyalıyor bu reçel söyliyim.
Bir de mutfak nasıl güzel kokuyor anlatamam.
Ben tam 24 adet orta boy Turunç kullandım.
Cem den rica ettim, korkunç saçlarımla çekti beni.
Olsun kimene.
oturarak yapamıyorum, olmuyor.
Makul miktarda suyu kaynattım ve herbir kolyeyi kaynar suda biraz tuttum.
Sonra soğuk suya aldım. Bu su ılındıkça soğuk su ile değiştirdim.
sonrasında tüm kabukları zaman zaman değiştirdiğiniz bezlerde 3 saat kadar sularını iyice süzssünler diye bekletiyorsunuz.
Sonra 10 su bardağı şeker ve 8 su bardağı su koyarak kaynattığım suya koydum, bir saat kaynadılar kısık ateşte, en son bir bardak turunç suyu ve yarım limon suyu koyup, 5 dakika daha kaynatıp altını kapattım. Kavanozlara koyup, ters çevirdim. Su biraz fazla gelince onu da Alev in tavsiyesi ile kavanozlara koyup, arada soğuk içecek yapmak üzere dolaba kaldırdım.
5-6 dk tuttum sıcak suda.
Meyveler hazır bekliyordu.
Onları da birgüzel sıktım. İçine şeker koymadan yarı miktarı uçuncaya kadar kısık ateşte kaynattım. Acaip güzel, tam dolmalık veya kısırlık bir ekşi oldu. Salatalarda da kullanılabilir. Özlemaki kulakların çınlasın.
İçi böyle gözüküyor meyvenin.
Limonlar bahçeden yeni gelmişti, onların da fotosu raya girsin.
Rendelenen kabuklar ne güzel duruyor değilmi. Mücevher gibi parıldıyorlar.
Tülbente alıp, bir güzel sıktım onları.
5 bardak şeker ve 4 bardak suyu kaynattım, kaynayınca süzdüğüm kabukları attım içine ve yaklaşık 1 saat kısık ateşte kaldı. Kıvam koyulaşmıyor boşuna beklemeyin. Bu reçelin özelliği buymuş !!
Bence benim hazırladığım suyun, suyu fazla geldiği için koyulaşmadı. Birdahaki sefere 5 bardak su 6 bardak şeker yerine 4 bardak su 6 bardak şeker yapmalıyım bence. Bu arada bu kadar şekeri bana koysanız ben bile yenirim hani. Yine son safhada bir bardak turunç suyu ve limon suyu ekledim. Beş dakika daha kaynattım ve sonra aldım ocaktan. Bir minik tane de limon tuzu attım.
kabuklar elekte beklerken.
Ve sonuç;
Bugün evsahibime Türk kahvesi ile sundum bu şekilde nasıl ama? ehi.. ahı...
Kavanozda da güzel oldular ama foto çekmeyi unutmuşum. Aşağı da ki fotoğrafta kabuklara ait.Piştikten sonra kahvaltı soframızda derhal yerini aldı.
K
kaynak
Mesela bu hanımın yaptığı ölçü daha iyi.Bakınız Dantel pike
kızımın aktivite çalışması.
Karabaş otu, Ada kız hersabah bir tane içiyor. Hem de şekersiz yaşasssın. Kim topladı, tabiki ben. Öldüm keyiften.
Kalın sağlıcakla
Deneysel anne
Elinize sağlık çok güzel anlatmışsınız ben de hep yapmak istiyorum bu reçeli Fethiyede yaşıyorum sonuçta yapmam lazım değilmi? Ayrıca kabuğun rendesinin reçeli çok ilginç geldi sevgiler...
YanıtlaSil