25 Mart 2014 Salı
Ustam ve Ben / Elif Şafak
Merhaba,
Gecenin bir yarısı, üstelikk çocuğu dün gece ateşlenmiş olan hangi anne ''çalıkuşu'' seyredip, zırıl zırıl ağlar ve geç yatar söyleyin bana.
Daha sonra gelen cevap; regl olacak olan anne. Ek not, oh.. daha menopoza girmedim diye aynı zamanda sevinen anne.
Mendil yetmedi, 9. Bölümü seyrettim, çocukluğumdan beri severim hikayeyi, herhalde tüm versiyonlarını da, tamamını olmasa da izledim. Kitabı, Yaprak ın ''küçük kadınlar'' kitabını okuması gibi, kaçkere okudum hatırlamıyorum. Aydan Sener in oynadığı da güzeldi ve bence Fahriye Evcen e de çok yakışmış, Çalıkuşu olmak.
Arada bölüm bulamadığım için seyredemediklerim oluyor, yada iki bölüm arasında bir ay filan bekliyorum ki tüm bölümü kesintisiz seyredebileyim diye. Bu akşam da kafam bozuk, hiçbişeye odaklanamıyorum, sinirliyim ama dizi sakinleştirdi beni. Nasıl sakinleşmekse.
Havalar soğukken başladım diziyi seyretmeye I pad de. Hernasılsa aklıma geliverdi. O aralar Cem ile konuşurken şöyle cümleler geçiyordu aramızda; yahu herkesin bir dizisi var bizim niye yok. Soba yanarken, kızım babası ile ders çalışrken seyrettim bazı bölümleri. Cem vallahi özeniyorum sana diyordu. Bu akşam da uzun bir aradan sonra haydi bakayım 8.bölümü atlayayım belki 9 . Bölüm vardır dedim ve bingo, güya uykum vardı yatacaktım, arada dışarıda yatan köpeğimiz Poyraz ın horlamaları, yada silkelenme gürültüleri eşliğinde. Pek bir keyif aldım. Galiba geçtiğimiz Pazar gecesiydi.
Tabi bu kadar ağlamanın üstüne şimdi burun temizleme ve nefes alamama seansı var.
Yada Ada kız bu gece sayıklayabilir, kalkabilir ateşle, bakalım yatağa yatıp uyumak için şansımızı deneyelim.
İyi geceler, yarını devam ederim artık.
Çalıkuşu na , Elif Şafak ın Ustam ve Ben kitabı ile beraber başladım, aynı değil tabi ama bazı hikayeler, zaman ve olaylar benzeşince tadından yenmez oldu hem kitap hem dizi.
Sanki yine Elif Şafak ın Bit Palas ını okur gibi keyifle okudum, Süt ten sonra pek soğumuştum, gerçi Aşk ın tadı hala damağımda o ayrı.
Ellerine sağlık Elif Şafak. Kitap ile ilgili bir projem var, belki yazar ile de görüşürüm bakalım. İmza hayalci anne :-)
Gelelim kitaba;
Bu tip kurgu tarihi romanlara bayılıyorum, insan kendini o tarihte, o prenses gibi giyinmiş hayal edebiliyor yada şimdiki Topkapı Sarayının bahçesini hayal edip kendimi yada hikayeyi oralarda geçiyormuş gibi hayal etmek de çok hoş. Bir nevi kendi sinema filmimi kendim yönetiyorum.
sayfa 119, bazı detaylar var beni düşündüren ve hep aynı kalacağız millet olarak diye hayıflandıran.
önce o işi yapıyoruz ve hiç fizibilite yapmıyoruz, örnek vereyim, messela hiçbir dükkan açıldığı yerde bir sene kalmıyor, üç-beş ay sonra kapanıyor, bir başkası geliyor yine üç ay ve hoop güle güle. Kim kazanıyor tabiki dekorasyon yapanlar ve malzemeciler. Hiçbir işimizde arştırma yada bir hatta beş adım ötesini planlayan yok ve bu bence heriş kolunda aynı.
sayfa 370, hırsızlıkla ilgili bir açıklama var. Yıllar yılı çırağın yaptıklarını aslında usta biliyormuş, okurken benim yaptıklarımın ne kadarını ailem tahmin etti yada biliyor, ben Ada nın yapacaklarını bilecekmiyim. Ses etmeyecekmiyim, hepimiz aynı hayatı yaşıyoruz aslında benzeri düşünceler geçti aklımdan. Burada gizli olaylardan bahsetmiyorum, hani yapılır ama kimse anlamadı zannedilir ya o tip olaylardan bahsediyorum. Enteresan.
sayfa 272, Ustamın malzemesi akan suydu. ve ne vakit herhangi bir engel yolunu kapatacak olsa. bir şekilde ya altından ya üstünden, ya etrafından dolaşıyor, çatlaklardan bir yol buluyor, akmaya debam ediyordu.
Kendi kişiliğimi bu sözlerle tanımlamak hoşuma gidiyor. Ben de böyleyim gibime geliyor. Ne dersiniz??
sayfa 275, Kitapta ki bazı bilgiler var, bildiğim kadarı ile doğru bilgiler. mesela; sarımsak bul,bolca. rezene, karanfil yağı, anason hepsini karıştır, diş etlerine sür... oysa biliyorum ki Elif Şafak normalde böyle şeyler yapmıyor, hatta mutfağa da girmiyor ama harika tarifler veriyor kitaplarında. Yazarlık böyle bir meslek olsa gerek. Araştırmacılık. Takdir ettim naçizane.
sayfa 275, yine sevdiğim ve yıllar önce seyrettiğim ve Belgin ile çoook güldüğüm filmi hatırlatan satırlar; Bütün sevdiklerini gömüp nefes almaya devam etmek, lanettir. Filmin adı; ''Death Becomes Her'' Türkçe si ; Ölüm Kadına Yakışır olarak çevrilen film. Link
Kitap hemen okunuyor ama basit değil, öyle gözüksede. Güzel mesajlar var. Ağır bir kitap, düşündürüyor okurken. Kendi hayatına bir bakış atıyorsun doğallıkla. Yaşam koçluğu görevide yapıyor sanki kitap; hani bak yaşamına, değerlendir, ne yapıyorsan iyi yap gibi.
Büyük usta Mimar Sinan ın hikayesi çevresinde, bir de tabi hayvan sevgisi, aşk, mesajlar tam da bir kitap bence. Daha fazla sayfa olsa diyor insan. Teşekkürler Elif Şafak ve Alev.
Ada dan inciler; Geçen gce yatarken onu biraz fazlaca öptüm, ne dese beğenirsiniz; annneee, babamlaşma lütfeeennn. :-)
Karşı sokaktaki çocuklara bakıp dururken, Ada dan şöyle bir serzeniş geldi; o çocuklarla oynayacağımı aklından bile geçirme :-)
Aklıma gelmişken, Aslı ya, beni Pucca günlük ve ikiz anneleri ile tanıştırdığı için teşekkürler. Çok eğleniyorum onları okurken.
Kalın sağlıcakla
Bu aralar ona buna gaz vermekten sıkılmış anne
Çalıkuşu ile benzerlikler mi , çok merak ettim şimdi.Fahriyeli kısmı sadece 2 bölüm izleyebildim ama kitabı en az 8146545715
YanıtlaSilkez okumuşumdur, o sebepten , kesinlikle okunacaklar arasında yerini aldı , teşekkürler...
Kardeşim ben geliyorum sana gaz vermeye ,üzülme kardeşim:) seni seviyorum kardeşim.
YanıtlaSilgaz vercem sana kardeşim:)
" o çocuklarla oynayacağımı aklından bile geçirme" ye kahkaha attım...
kardeşin
sefil bir şehir insanı
Her zaman Çiğdem'cim.. Ustam ve ben benim de okuma listemde, o nedenle spoiler olması diye araları atladım okurken ;D
YanıtlaSilAda kıza çok geçmiş olsun, daha iyi mi şimdi?
Öpüyorum çok!
Çalı kuşunu hiç izlemedim. Ustam ve ben elimdeki ikici kitap merakla okumayı bekliyorum. Ahmet Ümit kitabı bitince :)
YanıtlaSilSenin yorumundan sonra bende artık kitabı okuya bilirim :)
YanıtlaSilSevgiler öptüm :)