Merhaba,
Yine sıkıntılı bir gün. Gün geçmiyor ki, burada yapılan '' Hes'' , şu sahilde yapılacak olan hotel v.s. Onu kurma, bunu yapma demekle geçmesin. Yeşil alanlar ve koruma alanları baki kalsın. İktidar ve siyaset bu işlere bulaştırılmasın, yeşili hep birlikte koruyalım diyorum ama ''rant'' durmuyor.
Hangibirine itiraz edeceğiz, neye kızacağız, neyi protesto edeceğiz şaşırdık.
Enson bize en yakın olaylardan biri ise şu; yeni geldiğimiz bu cennet vatan köşesi Dalyan da uzun yıllardan bu yana belediye tarafından işletilen sahilde ki işletmeler. Bu işletmeler, doğaya uyumlu klubelerde tost, patates kızartması, alkollü, alkolsüz içecek, çips v.s satan ve çok güzel para kazanan işletmeler ve gelirleri belediye tarafından ilgili beldeye harcanıyor. Dalyan ve çevresini güzelleştirme adına harcanıyor ( du)
Ve fakat ne oluyor, belde, büyükşehir belediyesine bağlanıp, bir günde mahalle oluyor ve çok geçmeden bir telefon talimatı ile İztuzun daki bu işletmelerin özel sektöre bağlanacağı bilgisi ve şu tarihte çıkın diyen yazısı da gecikmeden belediyenin eline geçiyor. Duyduklarıma göre ortada ne ihale ne açıkça yapılan birşey var. Bu arada, mahalle olunca, hayvan besleyememe , tarım yapamama tohum v.s. işlerine hiç girmiyorum burada. Yine yazılıp çizilenlere göre, bahsi geçen şirket Konya lı, yerel bir halıcı ve ortaklarının ikisi İngiliz!! Ve en son seçimlerde iktidar daki partiden aday olup bu bölgede kaybetmiş kişiler. Karıştırmayın siyaseti, rantı . ama olmazzz.
Bunlar hikaye kısmı, ben poltika ile, iktidara gelip gidenlerle ilgilenmiyorum. Bence İztuzu ndaki işletmeler, belediyece işletilmeli ve geliri halka ve yöreye harcanmalı. Bundan doğal birşey olamaz diye düşünüyorum. Neden, zaten kar eden bir işletme, ihalesiz özelleştirilir ki. Off ki offff. O zaman zaten iktidarın oy alamadığı bu bölgede, harcamalar nasıl yapılacak. Amaç aslında bumudur. Karışık işler.
Ilgili bir link
Bugün, çağrı üzerine İztuzun da bulunduk ama maalesef bizim katıldığımız tarafta katılım azdı. Sahil yaklaşık 6 km ve her iki uç ta belediyeye ait tesisler çalıştırılıyor. Yine de orada olduk, destek olduk.
Kaptan June ve onun uzun yıllardır destekçisi ve bizim tabi bir sir bile gördük :-) Şaka bir yana; Umarım, bizim bakış açımızla konuya bakıp, kararlar değiştirilebilir. Kıyılar talan edilmez, Yatağan, Patara, Yuvarlakçay ve nice sayamadığım yerlere yapılan yanlışlar yapılmaz. En son örneklerden biri de Alakır. Neyse konu çok rahat dağılabilecek bir konu, burada keseyim ve gelelim 8 bin100 konusuna:
Geçenlerde, şehirdeyken güvenerek sütünü aldığım Aysun un sosyal medya sayfasında 8 bin 100 diye bir ibare gördüm, merak edince Aysun herzaman ki kibarlığı ile bana bayağı bir açıklama yaptı. E bu iş de benim aklıma yattı. Şehirde kalsaydım eğer zaten aklım hep onun çiftliğinde yapacağım yada kuracağım yumurta işindeydi zaten.
Çünkü: hepimiz gibi bende çocuğuma, kendime ve aileme sağlıklı gıdalar sağlama çabasındayım. Beyaz şeker den uzaklaşma çabasındayım ve... hepimizin istediği şeyler. Sonunda, ben, sen ve Dünya.
Fakat artık kırsaldayım, ama laf arasında bana cildiyecibaşımız olursun diyen Aysun, aslında kafamda ki tarlaya bir sürü tohum attı. neden olmasın dı?
Biliyorsunuz yaklaşık 14 senedir, kendi kremlerimi kendim yapıyorum ben. Tüm ailemde kullanıyor.
Sonja da burada beni itekleyince, neden olmasın dedim. Sonuçta herkes kendi ve ailesi için sağlıklı vucüt, nemlendirici ve aynı zamanda güneş yağı gibi de kullanılan bu krem den kullanmasın ki. Şimdiye kadar alerji de yapmadı ve neredeyse yenilebilir bir gida! Bunları yazarken ilk başladığım ve telef ettiğim hammaddelerim gözümün önüne geldi :-)
Başlangıç Dalyan da ki tüm uluslardan gelmiş karışık hanımlara yapılan atölyeler oldu, 27-29 Haziran da Caddebostan, Iyi Cüceler kitapçısı nda devam edecek ve Kış sezonuna da Aysunthe sütçü nün, ayrıca birsürü değişik ülkelerden insanları ( Tatatu) ağırladığı güzel çiftliğinde. Ve sonra kremlerim kutulanacak iş ticarete dökülecek ve hoopp özel 8bin 100 etiketlerimiz, yaşasın.
Evrene mesaj gönderilmiştir. Yemeyin uzaylılar.
Kalın sağlıcakla
Emekli & İş kadını ay bi de heyecanlı anne
Bu konularda çok kalem oynatmışlığım vardır. Dahası pek çok kampanyada emeğim vardır. Galiba kendimiz söyleyip kendimiz işitiyoruz:(
YanıtlaSilKendi kremlerini kendin yapma fikir çok hoş geldi bana. Bunu hiç bilmiyordum. Nasıl kremler yapıyorsun çok merak ettim.
YanıtlaSilOralar, o güzellikle cennetten bir köşe katletmesinler ne olur?
Sevgiler güzel ve marifetli anne ...
Çok sevindim bu gelişmelere Çiğdem'cim. Allah nazarlardan saklasın diyorum,
YanıtlaSilÖptüm!
Geçen akşam tvde gördüm, şaşırdım kaldım. Kumsalda klubeler, bir sürü insan, klubelerin arasında minik kafesler. Kafeslerin altında yumurtalar varmış. Şaşırdım gerçekten bu koruma yöntemi mi? Yetecek mi kaplumbağaların yaşamlarını sürdürmelerine?
YanıtlaSilBiz insanlar hırslarımız ve umursamazlığımla yok edeceğiz dünyayı. Onca canlının vebali üstümüzde kalacak:(
Begonvilli,
YanıtlaSilVallahi. ben de aynı düşüncedeyim. Hele gazete ve tv seyrederken '' kendin söyle kendin oyna'' meselesi daha da bir ortayua çıkıyor sanki.
Dansöz anne
Özlem,
YanıtlaSilBlog da var tarif, bir göz atıver ltf.
http://oglakkizlari.blogspot.com.tr/2014/01/evde-yuz-icin-nemlendirici-ve-goz-alt.html
öpen anne
Aslı cım, İyiki varsın.
YanıtlaSilNazardan korunan anne
Begonvilli ev, bence atalım o imzaları inanmazsın ama gerçekten onlarla kazanıyoruz, o imzalar desteğinizin garantisi.. Bu arada Ölüdeniz ve İz tuzu aynı gerekçelerle reddedildi.Yani en azından ihaleleri iptal edildi.
YanıtlaSilSarkaç; o minik kafesler olmazsa yumurtaları köpekler ve diğer serbest yaşayan canlılar hatta insanlar kırıyor, parçalıyor,şu an en büyük koruma araçları onlar bildiğim kadarıyla...
Çiğdemcim, biraz evsahibine yardımcı olayım dedim.Bu arada 8100 krem isterim bende :) Sevgiler..
Sağol Asortik im.
YanıtlaSilKrem tabi, hazırda var.
Şu ara misafirim vae ama Agustos ta , atölyeler yapayım istiyorum, konuşalım olur mu?
İlan da vereyim istiyorum sana, Cem logo üstünde çalışıyor :)
Öperim
İş kadını anne