31 Ağustos 2010 Salı
Sokakağzı - 30 Agustos
Resim patlamiş ama Sokakagzi'n daki moteli anlatacak başka bir resim yok. Bu agac motelin hayatını kurtaran agaç. Denizkenarında oturmak istemezsseniz, bu lokanta-cafe de istediğiniz heran serince vakit geçirebilirsiniz. Küçük bira 5 Tl. Bir duble raki 8 Tl. Akşam açık büfesi muhteşem. Baliklar taze ve güzel. Bu sefer daha önce hiç yemediğimiz dil balığı fileto yedik. Çok beğendik. Tabi bana gore balık gibi degilde çerez gibiydi.
Aaaa bu arada yöreye özgü ''avcı böreği'', '' baklava'' ve ''dövme dondurma'' mutlaka denenmeli. Ballı bademli dondurma ve dut mükemmeldi.
Ilgilenenler için; http://www.sokakagzimotel.com/
Daha önce bir arkadaşıma tavsiye ettim, yaklaşık 2,5 yaşındaki oğullarına deniz serin gelmişti. Duyurulur. Biz ve Ada da problem yok.
Cumartesi sabah 07,00 Pendik-Yalova yaptık. Bandırma feribotunda maalesef yer yoktu. Oglen 14,30 gibi Sokakağzına indik. Hoop deniz. Akşam ziyafet ve 22,30 da yatiş. Ada sabah 07,20 de kalktı ve tabiki konuşmaya başladı. Baktım baba uyanacak, hoop makinayı alıp dışarıya çıktık. Nasıl güzel bir rüzgar, nasıl güzel bir hava. Ada ya hırkasını giydirdim, sahilde güzel bir yürüyüs yaptık. Köpekler, kediler, horozlar v.s. Sabah güneşi ile kızımın resimlerinide çektim pek hoş çıktı. İçtiğ sütte kutu değil ha.. sağolsun kardeşimin verdiği termosla süt taşımıştım, Aysun un sütünü içiyor kızım. Haziran da gittiğimizde el kadar olan köpek de büyümüş, Ada ya bir atladıki sormayın, kıkırdamalar, ağlamalar eşliğinde oynadılar bayağı.
Baktık saat 10,00 ve kimse kalkmamış bizde beklemekten vazgeçip kahvaltımızı ettik, sonra hooop sahile. Biz Ada ile bütüngün sahildeydik, Büyükbaba, Cem ve Selim Behramkale ve Assos a gittiler. Döndüklerinde Sokakazı cennet Assos bitmiş dediler. Araba ile ne girilebiliyor ne çıkılabiliyor, esmiyor, sıcak ve heryer restaurant olmuş dediler. Oh iyiki gitmemişim. Eskiden olduğu gibi kalsın aklımda. Yalnız kale ye gidip satılan takı, elbise v.s bakmadığıma yandım tabi.
Neyse birdahaki sefere bir gece gideriz böylece serinde olur.
Ada sahilde tam 3 arkadaşı ile oynadı. Hepsi kız ve hepsinin yaşı birbirine yakın. Doğa, Deniz, Ada, Ceren. Deniz yatağına çıkıp yüzmeleri görülmeye değerdi dogrusu. Yatağa yanlamasına sığışıp, ayaklarını çırptılar. Kıçlar süperdi.
Kokoş kızım kumlara basmak istemedi, kum yerine deniz çantasına filan oturdu ama sonra alıştı. Yalınayak bile yürüdü heryerde. Denizde bir hoplayıp zıplayışları vardıki..
Resimlerden birinde Ada nın en sevdiği mayosu sallanıyor. Sagol Boraaaa ve Lidya. Hayat bu koyduk o resmin adını.
Büyükbaba ve torun sıkı tavla partileri çevirdiler.
Gönlümüz Sokakağzında kaldı. Birde benim keyifle okuduğum tam tatil için uygun olan GOA yayınları, Coffe,Tea, Me (Kkahve mi, Çaymi ben mi?) isimli kitabım kaldı. Sahilde unutmuşum, ertesi gün kitap yoktu. Belliki biri okuyor oraya ait. Kim alırki kitabı. İlginç. Ertesi gün bulacağımdan o kadar emindimki, bulamayınca bayağı bir hayalkırıklığı yaşadım.
Dönüşmü, Biga daki köftecimiz Ramazan sebebi ile kapalıydı, kös, kös Bandırma ya gittik, oradan Yenikapı sonra Sirkeci-Harem ve 22,00 civarı evdeydik. Ada çoktan uyumuştu. Vapurda bir bomba ihbarı olayı ile karşılaştık, neyseki fos çıktı. Bende üzülmüştüm, daha arabamızın 3, taksidini yeni ödedik yahu. :-)
Motel e 60 Tl adambaşı ödedik. Yarım pansiyon. Odalar geniş ve güzel. Tv ve klima var.
Balkonlar güzel. Ama oyle çok bişey beklemeyin. Rahat ve temiz onu söyleyebilirim. Haziran ve Eylül de 50Tl ye zorlayın derim.
Sevgiler
Gezginci anne Çiğdem
26 Ağustos 2010 Perşembe
Minubus maceramiz ve oradan buradan.
Ada kız yüzünü boyamaya bayılıyor ve biz hayret ediyoruz ama çok da güzel boyuyor. Hatta lokantaya gittiğimizde diğer çoçukları ikna edip onların bile yüzlerini boyadığı oluyor. Kereta.
Boya kalemleri bitti ve yenisini almadım. Onlarda Senay ın hediyesiydi, sagolsun. Çünkü bu işe çok sardığını düşündüm. Sizce haklımıyım??
Diğer resim haftasonu katıldığımız bağbozumu gezisi. Sagol Yaprak. Gezi çok güzeldi. Ramazan sebebi ile anıları bayram sonrasına. Sunu belirtmeliyimki şapkaları bize hediye etmelerine pek sevindik, dönüş yolundaki dondurmada ilaç gibi geldi. Bağdaki üzümlerin tadı ise mukemmeldi.
Dün Ada ile kuaföre minübüs ile gittik, bayıldı, bayıldı. Arada bir ayağada kalktı. Oturuken onun belinden sarıldım ki ani fren olursa bişey olmasın,- daha doğrusu korumaya çalıştim amma pek hoş bir çözüm değil tabi. Arabalarda çocuk koltuğu zorunlu tutuldu ama toplu taşıma arçları ne olacak. - Ayağa kalktıktan sonra ikinci oturuşunda minübüs duruyor diye onun belinden sarılmamiştim. Ne yaptı biliyormusunuz. Oturdu ve elimi alıp beline koydurdu. Bu ne güzel bir duygudur arkadaşlar. Iyiki var Ada. Sonrada bana sokulup, seni çok seviyorum anne demez mi, gelde yeme veleti.
Bazı diyaloglar;
-Anneeee cırt cırt mi yapıcak sana Mehtap.
- Evet kizim.
-Tamam, bende çiçekleri sularım.
-Annneee neden insanlar cabuk cabuk inip biniyorlar.
- İnecekleri yere geliyorlarda ondan.
- Biz ne zaman gelecegiz.
Yolda PTT ye uğramamız gerekti, indi bindi yaptık. Inince;
- Anneee ben arabamiza binmek istiyorum, yürumek istemiyorum.
- Ama kizim bak yuruyunce daha guzel, herşeye dokunabilir çeşitli şeyler görebilirsin.
- Ben hiçbirşeye dokunmak istemiyorum, der demez bir domatese dokundu.
yani kizimiz luxe alıştı. Ancak havaların normale dönmesi ile birlikte heryere toplu taşıma araçları ile gideceğiz. Haberi yok tabi :-)
Dönüş yolunda da minübüse bindik, tesadüf hep kadın vardı, Ada biner binmez;
-Anneee, bu kadınlar minübüsü.
Minübüsten bir kahkaha tufanı koptuki sormayın.
Bahçeyi suladık, baba geldi, eve çıktık. Mutfakta bana yardım etmeye bayılıyor. Renklı plastik taburesini getirip üstüne çıkıyor. O sırada ben bıçakla patlıcanları kesiyorum ve kabuklarını çöpe atmak için, çöpü yanıma alacağıma nedense Ada nın arkasında dolanıyorum. Ne dese beğenirsiniz.
Annnneeee, ( bilmiş bir ses tonu) bıçağa dikkat et yoksa artık bir kızınız olmayacak.
Önceki gün havuzdayız. The World is mine diye bir parça çalıyor. Ada şöyle dedi.
-Anneee, bu Dünya hepimizin neden benim diyor.
Daha var da, artık öteki yazilarımıza kalsın. Sizi sıkmayalım.
Bu arada ''disney on the ice'' için davetiye arıyoruz. Bilginize. Ada bayılacak bu gösteriye. Sanırım Ekim de.
Şaşırmış anne Çiğdem
24 Ağustos 2010 Salı
kaybolan yazı.
Kaybolan bir yazı yazdım demiştim ya, işte bugun onun tekrarı buyrun efem;
Ilk iki resim, bizim heray aldığımız Meraklı Minik dergisine ait. Bu dergiyi tüm 2,5-3 yaş annelerine öneriyorum. Erken demeyin alın. Çocuğunuzun nasıl güzel cevaplar verdiğini, aman canım bu soruyu ona sormayayım anlamaz diyip sonra hadi bir deneyeyim diye fikir değiştirdiğnizde, onlardan ne güzel cevaplar alacağınıza siz bile şaşıracaksınız.
Sticker sayfaları ki biz dergiyi aldığımızda ilk yaptığımız çalışma oluyor. Kesme biçme sayfaları, benim gibi el becerisi olmayan anneleri bile çocuklarının gözünde birer sanatçı yapan sayfalar v.s. Bir de cıvıl cıvıl, renkli ve konu seçimleri çok başarılı. Bir tek İngilizce versiyonları yada sayfa altında konuyu birde Ingilizce anlatan bölümleri eksik o kadar. :-)
Resimlerden birinde Aysun dan gelen sutun soğuma aşaması da var, kaçırılmasın ltf. Soğuduktan sonra kaymak ayırılacak ve dogruca sürahilere ve ertesi sabah sürahilerin üstünden bir posta kaymak daha ohhh... Sagolsun Aysun. Ne olur ne olmaz sütsüz kalınca kullanırım diye aldığım kutu sütün son kullanma tarihi gelmek üzere, dolapta bekliyor. Sonu kedilere yem olmak olacak herhalde. Bu arada kedilere sut verirken lutfen yarı yarıya su katmayı unutmayınız yoksa sindirim problemi yuzunden çok karın ağrısı çekiyorlarmış.
Bir diğer resimde parkta oynayan çocukları pür dikkat seyreden arkadaşım, hemşerim ise Ayşegül ve diğer resim keyfi yerinde olan çocuklar. Kartal a doğru giderken solda Migros u geçince görebileceğiniz Papatya adlı kafe de oturken çektiğimiz resimler.
Yiğit,Irmak ve Ada gölge olan parkta çok güzel eğlenirken biz anneler; Çiğdem,Seda ve Ayşegül saunadaymışız misali, şemsiye gölgesi altında ter attık. Güzel bir mekan ama İlkbahar yada Sonbaharda gidilmeli yada serin Yaz günleri ve akşamlarında. Çocuklar çok eğlendiler sagolasın Ayşegül. Eğer siz bişeyler içiyorsanız, çocukların evden getirilen yemekleri yemelerine ses etmiyorlar. Bir soda 2,5 tl v.s.
En alttaki resim ise, bir blog da görüp denediğimiz. Sosisli makarna. Sosis çok nadir veriyorum Ada ya ben. Ama Polonez Dana %100 dana olduğu için tercihim. Valla reklam desinler ne yapayım.
Evet sosis vermek istemesemde bu tarifte kesilmiş makarnalari, kesilmiş sosilere batırma ve sonra tencereye koyma işlemlerinin hepsini Ada yapıyor ve çok eğleniyor ve ilk defa anne bir tabak daha yiyebilirmiyim cümlesini bana bahşediyor bu tarif. Ne diyeyim ki başka.
Geçen hafta sonu Kayra nin gezisine katildik. O da başka bir yazı konusu. O gün Kardeşim Ada ile ilgilendi, zaten geziyi bize o hediye etti sagolsun. Onun yeğeni ile geçirdiği günün özetini kapsayan cümleleri buraya alıyorum. Çok hoşuma gitti çünkü;
Birde ek bir yorum; kızım kokoş benim ama annesi diil. Zavallı alışverişi seviyor ama ben sevmiyorum. Iyiki teyzesi var saatlerce alışveriş yaparlar giysi denerler, saşlarını tararlar v.s. aman bana dokunmasınlar. :-)
Haftasonu Raporunu vereyim dedimJ Havuza gitmedik, sabah 12.00den akşam 2000e kadar dışarılardaydık… önce remzi kitabevi 1.5 saat sonra Caddebostan kültür merkezine kadar yürüdük..Kendisiyle dondurma keyfi yaptık özsüt’te…
Ardından alışveriş yaptık kendisiyle, inanamazsın .. gidip beğeniyor ayakkabı ya da elbise,hadi bunu dene diyor… inanamadım.. giyince de “ aaaaaaaaaçok güzel olmuş” diyorJ sonra gene bir kitapcı ziyareti yaptık, işbank’a gittik. İşbank klütr merkezinden içeri girince ama burası küçük auntiee deyince kadıncağınzın teki kahkahayı patlattı… J sonra da onu klübe götürdüm, maç seyretti ellerini çırparakJ akşam ben nakavttım.. hanfendi hala şakıyorduJ
Sevgiler
18 Ağustos 2010 Çarşamba
Deneme
Arada yazdığım bir yazı yok.
Deneme yapalım tekrar.
Resimde patlıcanlı kofte gorulmektedir. Pek bir lezzetli tarif oldu. Hatta evinde tadilat olan bir arkadaşımı bile ağırladım bu yemekle. Umarım begenmişlerdir. Onlarda gelirken Mado dan kucuk kullahta dondurma şekilli tatlılar ve dondurma getirmislerdi. Kucuk şekilli dondurmalar bir harikaydı. Keselerine bereket. ( Yaprak sen okuma bunu ehi..)
Dondurma demişken Aysun geçenlerde haber verdi. Caddebostan Kultur Merkezine yakin bir Dondurmaccccııııı açilmiş ve Aysun un sütlerini kullanarak dondurma yapıyormuş. Ben daha gidemedim. Kapın çocuklarınızı siz gidin ltf. Deneyenler bana lezzeti bildirebilirlermi??
Pazartesi ve Sali akşami Ada yi Goztepe Özgürluk Parkina götürdük. İlk akşam sadece ben ve Ada. Eşim pek bir uykusuzdu. Ikinci akşam Cem de bize katildi ve iyiki gelmişim dedi.
Kuba li çoçukların harika bir perforfansı vardı. Cool kızım once hiç dansetmedi ama ne zamanki Park annesi Yasemin ve kizi Beliz bize katıldı, ohhh değmeğin onların keyfine. Hopladılar, zıpladılar bayağı bir terlediler. Çıkışta rutinimiz tren seyahati ve eve dönüş. Tabiki arabada uykuya dalış.
Sali günü ise aynı grubun '' Küçük Hamamböceği Martina'' adlı bir tiyatro oyunu sergilendi. Bence çocuklar çok yetenekli ve saatlerce performans düşürmeden ( ee çocuk tabi) ilgiyi kendilerinde tutarak oyunlarını bitirdiler. Dönüş ayni hikaye. Ada koca bir pop corn kutusunu bitirdi. Oyunun sonunda sahne kenarına gitmek istedi. Favori beyefendisi beni öptü pek mutlu oldu. Velhasıl, Küba Çocuk tiyatrosu ekibi bizi fethetti. Yolları açık olsun. Dünya turu yapıyorlarmiş.
Ada biraz üşüttü. sanırım klimadan. Burnu akıp duruyor. Umarım ayakta geçer. Bulaşık makinamız bozuk servis beklediğimiz için evdeyiz. Havuza gidemiyoruz.
En baştaki resim pazardan gelince evin mutfağının aldığı şekil. Cem de akşam kapıdan girince ohhh mis gibi kokuyor diyor. Manzara bize çok güzel geliyor. Maydanoz, dereotu, reyham gibi yeşillikleri ben vazoya koyuyorum o da çok güzel bir manzara oluşturuyor. Biliyormusunuz ben iki yıllık Ingiltere maceramdan döndüğümde ilk iş pazara gidip bol bol dolaşmış ve bolluk ve manzara için Tanrı ya şükretmisştim. Bir Rus arkadaşımızda habire resim çektirip annesine gönderirdi. Tanyaaa kulakların çınlasın.
Deneme bile uzun oldu. Deneyelim bakalım kayit yapacakmı blog.
Çiğdem, Denemeci anne.
6 Ağustos 2010 Cuma
Yüzme dersleri başlıyooorrrr.
Amacim, Ada ya yüzme öğretebilmek. Net e baktim, kimileri yaş 6 ve sonrası, kimileride ana karninda sudalar, korkmadan onlari alıstırırsanız, yaşın önemi yok diyor. Kafama yatan bir yazı buldum, paylaşıyorum;
Agustos havuz üyeliğimizi henüz başlatmadım ama yakındır. Büyükannesi telefonda kızıma soruyor;
Bu arada 16. Agustos ta. Kadıköy Özgürlük Parkında çocuk tiyatrosu varmış. Grup yabancı. 21,00 de. Bilginiz olsun. 27. Agustosta da büyükler için tiyartolar başlıyormuş.
Aşağıdaki yazı için kaynak VATAN diyordu. Alinti oradan yapılmıştır.
Boğaz’ın akıntılı denizinde 4.5 yaşında yüzme öğrenen, günün sekiz saatini denizde geçiren ve bundan müthiş keyif alan bir çocuktum. Dudaklarım morarır, dişlerim birbirine çarpardı ama yemek için bile sudan çıkmayı reddederdim.
Şimdi 3.5 yaşındaki su perimi izleyince kendi çocukluğumu hatırlıyor, onun benden de önce yüzmeyi öğrenmesiyle gurur duyuyorum.
Bu sene yaptığım en akıllıca davranış şu kolluk meselesine bir son vermek oldu. Amerika seyahatinde içi hafif süngerli can yeleklerini keşfettim. Yeleğin önünden ve arkasında sarkan kemer, bacak altından da kilitleniyor, böylece çocuk dengesini kaybetmiyordu. Zaten üzerinde “yüzme öğrenmeye yardımcı” yazıyordu. Bir de sadece sırtında sünger olan mayolar vardı. Ben yelekleri tercih ettim.
Bizimkiler ilk havuza girdiğinde burun hizalarına kadar battılar, sonra ağızlarını dışarı çıkartmak için bir çaba sarfetmek gerektiğini fark ettiler ve ikisi de halk arasında “köpekleme” dediğimiz yüzme stiliyle içgüdüsel olarak tanışmış oldu.
Defne’nin suya olan aşkını ve cesaretini fark etmem uzun sürmedi. Deniz gözlüğüyle suyun altındaki balıkları seyreden, “Havuzun dibi yaprak olmuş” diye şikayet eden, sırtüstü yüzmeye çalışan, suda bale yapan, ellerini yana açıp, yüzünü güneşe doğrultarak keyif yaptığını söyleyen bir kızım var. Küçük Ayşe işte...
Cesaretimi toplayıp sordum: “Kızım bu yeleği çıkartarak yüzmeyi deneyelim mi? Söz ben hep yanındayım.” Dünden hazırdı.
Yeleği çıkartıp, elimle karnını hafifçe tuttum. Yüzüyordu. Yavaş yavaş elimi çektim ve bana doğru gelmesini istedim. O bana geldikçe, ben geri gidiyordum. Sakin ve korkusuz ilerledi. Ne kadar gururlandığımı anlatamam. İlk gün 10 dakika yeleği çıkarttık, ikinci gün 20 dakika... Şimdi tam çıkartmamız gerekiyor ama çok efor harcadığı ve yorulduğu için biraz endişeleniyorum.
Küçüklerin kafalarını karıştırmamak gerek
Çocuk fitness merkezi Mygym’in kurucusu Arzu Zilbermann’ı arayıp “Ne yapayım?” diye sordum. “Sakın bir daha yeleği giydirme” dedi. “Aynı bez gibi. Nasıl çocuklar bezi arada sırada takmayla tuvalet eğitimi kazanamaz, bu şekilde de tam yüzme öğrenemez. Kafalarını karıştırmamak gerek.” Kendisini bulmuşken konuyla ilgili merak ettiğim diğer soruları da yönelttim. Mesela Ege’nin de yeleğini çıkartırsa yüzeceğini biliyorum ama asla çıkartmak istemiyor. Ne yapmalıyım? Normalde çocuklar kaç yaşlarında yüzme öğrenir? Siz küçük çocuklara hangi yöntemle yüzme öğretiyorsunuz? Havuzda güvenliği nasıl sağlıyorsunuz? 3 yaşlarındaki çocuğa amatörce yüzme öğretmek doğru mu yoksa profesyonel yardım mı almak gerek?
Bakın Zilbermann sorularıma nasıl yanıt verdi. “Ege’yi zorlama. Kendisini hazır hissetiğinde yeleği çıkartmana izin verecektir. Buraya 7 yaşında duşa bile zorla giren bir kız çocuğu geldi. Korkusunu yener, diyerek bir yüzme hocası onu kucağına alıp denize atlamış ve bu çocukta ciddi bir travmaya yol açmıştı. İlk bir hafta sadece uzaktan yaptığımız dersleri seyretti ve çocukların suda ne kadar eğlendiğini gördü. Bir hafta sonra yanında mayosunu getirmişti.
Küçükler derslere sadece sırt bölgesinde sünger bulunan mayolarla giriyor. Bir de sosis dediğimiz çubuklardan destek alıyorlar. Havuzun içinde köpük yapıyorlar, baloncuklar çıkartıyorlar, ağızlarındaki suyu çıkartmayı öğreniyorlar. Tüm bu oyunları oynarken dört hafta içinde desteksiz yüzmeye başlıyorlar.
Güvenlik çok önemli olduğu için 5 çocukla 3 eğitmen ilgileniyor. Profesyonel bir eğitmen eşliğinde 2.5 - 3 yaşından itibaren yüzebilirler.
Çok iyi yüzme bilmeyen anne babanın bu yaşlardaki çocuklara yüzme öğretmesini tavsiye etmem. Ufacık bir hata, çocuğun uzun yıllar sudan soğumasına neden olabilir. Kaç yaşında olursa olsun, yüzme öğrenen çocuk bir daha unutmaz. Çocuk havuzunda ve kollukla yüzme öğrenilemez.”
Notlar
Amerika’da 2007’de yapılan bir araştırmaya göre yazın en çok meydana gelen kazaların birinci sırasında “boğulmalar” yer alıyor. “Çocuğum yüzme öğrendi. Oh ne rahat!” asla demeyin. Esas bundan sonra daha çok dikkat etmeli, onu havuz başında asla yalnız bırakmamalı, kontrolsüz düşme ihtimaline karşı havuz kenarında koşmaması ve kendi kendine havuza girmeye kalkışmaması için onu uyarmalısınız. Amman dikkat!
Çocuklar sınırları belli olmadığı ve kendilerini büyük bir boşlukta hissedebildikleri için denizden korkabilirler. En iyi yöntem şişme bir havuzu denizin tam kıyısına koyup içine oyuncaklar doldurmak. Havuzda kendini güvende hissedecek, oynarken havuza gire çıka denize ayağını sokmaya başlayacaktır. Sonra denize kova kürek setini taşıyarak orada oynamaya teşvik edin. Suyu sevdiği ve alıştığı gün, içine girmeye de itiraz etmeyecektir. Asla zorlamayın.
Yüzmeye yardımcı mayolar Joker ve Leonardini’de satılıyor. Haydi denize!
Çocuk dostu otel tercih edin
Siz dinlenmek istiyorsunuz, çocuğunuz eğlenmek... Ya da bebeğiniz var ve yanınızda sterilitazörden, pusete bir sürü eşya taşımak istemiyorsunuz. Bu hafta bebekli ve çocuklu tatilin adreslerini yayınlıyoruz.
Hillside Beach Club:
Çocuklar için de, başbaşa kalma isteyen anne babalar için de Fethiye’de bir cennet. Denizi çabuk derinleşmediği için çocuklar keyifle yüzüyor. Her yaş için ayrı ders grubu olan ve ağaçlar içinde kurulmuş Kid Side çocuk kulübünde, karaoke, su jimnastiği, tiyatro ve tenis dersleri, illuzyon ve kukla gösterisi var. Öğlen çocuklar hep beraber yemeğe gidiyor, sağlıklı sebze ve et çeşiti bol açık büfeden faydalanıyor. Defne ve Ege Kids Side’de havuz kaydıraklarını, salıncakları, kum havuzunu, çeşit çeşit bisikletleri ve yaşıtlarını görünce arkalarına bile bakmadan eğlenceye daldılar.
Tel: (252) 614 83 60
Divan Marmaris Mares:
Eşsiz bir doğaya sahip Divan Marmaris Mares, bebekli aileler için biçilmiş kaftan. Tesisteki merdivenlerden, sehpa kenarlarına kadar her yer çocuk güvenli hale getirilmiş. Odalarda su ısıtıcısından, el blenderına, pusetten, mama sandalyesine kadar ihtiyaç duyabileceğiniz her şey var.
Tel: (0252) 455 22 00
Lykia World:
Çocuk festivali ile ünlü Fethiye LykiaWorld’ün, çocuk cenneti tam 22 bin metrekarelik alana yayılıyor. 18 havuz kaydırağı, 3’ü ısıtmalı 8 havuzu, bebekler için kum plajı, kumdan çocuk parkı, palyaçodan duşları, önünüze bir anda çıkıveren gizli mağaraları, çocuk tiyatrosu, tırmanış ağları gibi aklınıza gelebilecek birçok farklı aktivite doğanın içerisinde çocuklara sunuluyor. Sadece çocuklara ait restoranı ve tuvaletleri de var.
Tel: (0252) 617 02 00
Ela Quality Resorts:
Everland Q adını verdikleri, çocuk resepsiyonu ayrı olan ve her şeyin 4-12 yaş arası çocuklar için düşünüldüğü bir kulübü var. Odalarda çocukların ihtiyacı olan her şey bulunuyor. Aileler isterse, kameralar aracılığı ile otelin her yerinden çocuklarını izleyebiliyor.
Tel: (0242) 710 22 00
Magic Life Bodrum Imperial:
Kemer’den Sarıgerme’ye, Marmaris’ten Bodrum’a tüm Magic Life’ların Mungo Club adını verdikleri 3-12 yaş çocukları için bir mini kulüpleri var. Çocuk olimpiyatlarıyla dikkat çeken kulüpte, çeşitli dersler veriliyor. Bodrum Imperial’ın büyük bir kalenin etrafı boyunca havuza uzanan eğlenceli aquaparkı heyecan seven çocuklar için...
Tel: (0252) 391 80 01
Sungate Port Royal:
Kemer’de kurulmuş tesis, çocuklara 20 bin metrekare ayırmış ve bu bölgeye “Çocuk Krallığı” adını verniş. Köpük partisinden, yunus gösterisine her gün farklı bir eğlence olan kulüpte, dev oyun labirenti, 3 kaydıraklı çocuk havuzu, çocuk restoranı, mini disko ve gece 22:30’a kadar çocuk animasyonu var.
Tel: (0242) 824 00 00
İberotel Sarıgerme:
Çocuk havuzu bir yana, 15 santim derinliğinde bebek havuzu var. Mini Kulüp 4-7 yaş arası çocuklar için. Haftada üç gün yüzme kursu ve çocuk için ayrı restoranı olan otel, küçük hayvanat bahçesi ile fark yaratıyor.
Tel: (0252) 286 80 31
Club Med Palmiye:
Kemer’de bulunan tatil köyü, 0-3 yaş çocuklardan ücret almıyor. 0-23 ay, 2-3 yaş ,4-10 yaş ve 11-17 yaş için ayrı çocuk kulüpleri mevcut. Çocuklar için özel bölümlü toplam 3 havuz ve kaydıraklı mini kulüp havuzu mevcut.
Tel: (0212) 233 11 82
Agustos havuz üyeliğimizi henüz başlatmadım ama yakındır. Büyükannesi telefonda kızıma soruyor;
- Niye havuza gitmiyorsunuz Ada?
- Mum's vagina is bleeding.
- ????
- Açıklamayı ben Türkçe yapınca Zekiye anne kahkahayı patlattı tabi.
Bu arada 16. Agustos ta. Kadıköy Özgürlük Parkında çocuk tiyatrosu varmış. Grup yabancı. 21,00 de. Bilginiz olsun. 27. Agustosta da büyükler için tiyartolar başlıyormuş.
Aşağıdaki yazı için kaynak VATAN diyordu. Alinti oradan yapılmıştır.
Çocuğunuz nasıl yüzme öğrenir?
Yazın meydana gelen kazaların başında boğulmalar yer alıyor. Peki çocuklar kaç yaşından sonra kendi başlarına yüzmeye başlamalı? Yüzme öğretirken nelere dikkat etmeli? İşte tüm bu soruların cevabı...Boğaz’ın akıntılı denizinde 4.5 yaşında yüzme öğrenen, günün sekiz saatini denizde geçiren ve bundan müthiş keyif alan bir çocuktum. Dudaklarım morarır, dişlerim birbirine çarpardı ama yemek için bile sudan çıkmayı reddederdim.
Şimdi 3.5 yaşındaki su perimi izleyince kendi çocukluğumu hatırlıyor, onun benden de önce yüzmeyi öğrenmesiyle gurur duyuyorum.
Bu sene yaptığım en akıllıca davranış şu kolluk meselesine bir son vermek oldu. Amerika seyahatinde içi hafif süngerli can yeleklerini keşfettim. Yeleğin önünden ve arkasında sarkan kemer, bacak altından da kilitleniyor, böylece çocuk dengesini kaybetmiyordu. Zaten üzerinde “yüzme öğrenmeye yardımcı” yazıyordu. Bir de sadece sırtında sünger olan mayolar vardı. Ben yelekleri tercih ettim.
Bizimkiler ilk havuza girdiğinde burun hizalarına kadar battılar, sonra ağızlarını dışarı çıkartmak için bir çaba sarfetmek gerektiğini fark ettiler ve ikisi de halk arasında “köpekleme” dediğimiz yüzme stiliyle içgüdüsel olarak tanışmış oldu.
Defne’nin suya olan aşkını ve cesaretini fark etmem uzun sürmedi. Deniz gözlüğüyle suyun altındaki balıkları seyreden, “Havuzun dibi yaprak olmuş” diye şikayet eden, sırtüstü yüzmeye çalışan, suda bale yapan, ellerini yana açıp, yüzünü güneşe doğrultarak keyif yaptığını söyleyen bir kızım var. Küçük Ayşe işte...
Cesaretimi toplayıp sordum: “Kızım bu yeleği çıkartarak yüzmeyi deneyelim mi? Söz ben hep yanındayım.” Dünden hazırdı.
Yeleği çıkartıp, elimle karnını hafifçe tuttum. Yüzüyordu. Yavaş yavaş elimi çektim ve bana doğru gelmesini istedim. O bana geldikçe, ben geri gidiyordum. Sakin ve korkusuz ilerledi. Ne kadar gururlandığımı anlatamam. İlk gün 10 dakika yeleği çıkarttık, ikinci gün 20 dakika... Şimdi tam çıkartmamız gerekiyor ama çok efor harcadığı ve yorulduğu için biraz endişeleniyorum.
Küçüklerin kafalarını karıştırmamak gerek
Çocuk fitness merkezi Mygym’in kurucusu Arzu Zilbermann’ı arayıp “Ne yapayım?” diye sordum. “Sakın bir daha yeleği giydirme” dedi. “Aynı bez gibi. Nasıl çocuklar bezi arada sırada takmayla tuvalet eğitimi kazanamaz, bu şekilde de tam yüzme öğrenemez. Kafalarını karıştırmamak gerek.” Kendisini bulmuşken konuyla ilgili merak ettiğim diğer soruları da yönelttim. Mesela Ege’nin de yeleğini çıkartırsa yüzeceğini biliyorum ama asla çıkartmak istemiyor. Ne yapmalıyım? Normalde çocuklar kaç yaşlarında yüzme öğrenir? Siz küçük çocuklara hangi yöntemle yüzme öğretiyorsunuz? Havuzda güvenliği nasıl sağlıyorsunuz? 3 yaşlarındaki çocuğa amatörce yüzme öğretmek doğru mu yoksa profesyonel yardım mı almak gerek?
Bakın Zilbermann sorularıma nasıl yanıt verdi. “Ege’yi zorlama. Kendisini hazır hissetiğinde yeleği çıkartmana izin verecektir. Buraya 7 yaşında duşa bile zorla giren bir kız çocuğu geldi. Korkusunu yener, diyerek bir yüzme hocası onu kucağına alıp denize atlamış ve bu çocukta ciddi bir travmaya yol açmıştı. İlk bir hafta sadece uzaktan yaptığımız dersleri seyretti ve çocukların suda ne kadar eğlendiğini gördü. Bir hafta sonra yanında mayosunu getirmişti.
Küçükler derslere sadece sırt bölgesinde sünger bulunan mayolarla giriyor. Bir de sosis dediğimiz çubuklardan destek alıyorlar. Havuzun içinde köpük yapıyorlar, baloncuklar çıkartıyorlar, ağızlarındaki suyu çıkartmayı öğreniyorlar. Tüm bu oyunları oynarken dört hafta içinde desteksiz yüzmeye başlıyorlar.
Güvenlik çok önemli olduğu için 5 çocukla 3 eğitmen ilgileniyor. Profesyonel bir eğitmen eşliğinde 2.5 - 3 yaşından itibaren yüzebilirler.
Çok iyi yüzme bilmeyen anne babanın bu yaşlardaki çocuklara yüzme öğretmesini tavsiye etmem. Ufacık bir hata, çocuğun uzun yıllar sudan soğumasına neden olabilir. Kaç yaşında olursa olsun, yüzme öğrenen çocuk bir daha unutmaz. Çocuk havuzunda ve kollukla yüzme öğrenilemez.”
Notlar
Amerika’da 2007’de yapılan bir araştırmaya göre yazın en çok meydana gelen kazaların birinci sırasında “boğulmalar” yer alıyor. “Çocuğum yüzme öğrendi. Oh ne rahat!” asla demeyin. Esas bundan sonra daha çok dikkat etmeli, onu havuz başında asla yalnız bırakmamalı, kontrolsüz düşme ihtimaline karşı havuz kenarında koşmaması ve kendi kendine havuza girmeye kalkışmaması için onu uyarmalısınız. Amman dikkat!
Çocuklar sınırları belli olmadığı ve kendilerini büyük bir boşlukta hissedebildikleri için denizden korkabilirler. En iyi yöntem şişme bir havuzu denizin tam kıyısına koyup içine oyuncaklar doldurmak. Havuzda kendini güvende hissedecek, oynarken havuza gire çıka denize ayağını sokmaya başlayacaktır. Sonra denize kova kürek setini taşıyarak orada oynamaya teşvik edin. Suyu sevdiği ve alıştığı gün, içine girmeye de itiraz etmeyecektir. Asla zorlamayın.
Yüzmeye yardımcı mayolar Joker ve Leonardini’de satılıyor. Haydi denize!
Çocuk dostu otel tercih edin
Siz dinlenmek istiyorsunuz, çocuğunuz eğlenmek... Ya da bebeğiniz var ve yanınızda sterilitazörden, pusete bir sürü eşya taşımak istemiyorsunuz. Bu hafta bebekli ve çocuklu tatilin adreslerini yayınlıyoruz.
Hillside Beach Club:
Çocuklar için de, başbaşa kalma isteyen anne babalar için de Fethiye’de bir cennet. Denizi çabuk derinleşmediği için çocuklar keyifle yüzüyor. Her yaş için ayrı ders grubu olan ve ağaçlar içinde kurulmuş Kid Side çocuk kulübünde, karaoke, su jimnastiği, tiyatro ve tenis dersleri, illuzyon ve kukla gösterisi var. Öğlen çocuklar hep beraber yemeğe gidiyor, sağlıklı sebze ve et çeşiti bol açık büfeden faydalanıyor. Defne ve Ege Kids Side’de havuz kaydıraklarını, salıncakları, kum havuzunu, çeşit çeşit bisikletleri ve yaşıtlarını görünce arkalarına bile bakmadan eğlenceye daldılar.
Tel: (252) 614 83 60
Divan Marmaris Mares:
Eşsiz bir doğaya sahip Divan Marmaris Mares, bebekli aileler için biçilmiş kaftan. Tesisteki merdivenlerden, sehpa kenarlarına kadar her yer çocuk güvenli hale getirilmiş. Odalarda su ısıtıcısından, el blenderına, pusetten, mama sandalyesine kadar ihtiyaç duyabileceğiniz her şey var.
Tel: (0252) 455 22 00
Lykia World:
Çocuk festivali ile ünlü Fethiye LykiaWorld’ün, çocuk cenneti tam 22 bin metrekarelik alana yayılıyor. 18 havuz kaydırağı, 3’ü ısıtmalı 8 havuzu, bebekler için kum plajı, kumdan çocuk parkı, palyaçodan duşları, önünüze bir anda çıkıveren gizli mağaraları, çocuk tiyatrosu, tırmanış ağları gibi aklınıza gelebilecek birçok farklı aktivite doğanın içerisinde çocuklara sunuluyor. Sadece çocuklara ait restoranı ve tuvaletleri de var.
Tel: (0252) 617 02 00
Ela Quality Resorts:
Everland Q adını verdikleri, çocuk resepsiyonu ayrı olan ve her şeyin 4-12 yaş arası çocuklar için düşünüldüğü bir kulübü var. Odalarda çocukların ihtiyacı olan her şey bulunuyor. Aileler isterse, kameralar aracılığı ile otelin her yerinden çocuklarını izleyebiliyor.
Tel: (0242) 710 22 00
Magic Life Bodrum Imperial:
Kemer’den Sarıgerme’ye, Marmaris’ten Bodrum’a tüm Magic Life’ların Mungo Club adını verdikleri 3-12 yaş çocukları için bir mini kulüpleri var. Çocuk olimpiyatlarıyla dikkat çeken kulüpte, çeşitli dersler veriliyor. Bodrum Imperial’ın büyük bir kalenin etrafı boyunca havuza uzanan eğlenceli aquaparkı heyecan seven çocuklar için...
Tel: (0252) 391 80 01
Sungate Port Royal:
Kemer’de kurulmuş tesis, çocuklara 20 bin metrekare ayırmış ve bu bölgeye “Çocuk Krallığı” adını verniş. Köpük partisinden, yunus gösterisine her gün farklı bir eğlence olan kulüpte, dev oyun labirenti, 3 kaydıraklı çocuk havuzu, çocuk restoranı, mini disko ve gece 22:30’a kadar çocuk animasyonu var.
Tel: (0242) 824 00 00
İberotel Sarıgerme:
Çocuk havuzu bir yana, 15 santim derinliğinde bebek havuzu var. Mini Kulüp 4-7 yaş arası çocuklar için. Haftada üç gün yüzme kursu ve çocuk için ayrı restoranı olan otel, küçük hayvanat bahçesi ile fark yaratıyor.
Tel: (0252) 286 80 31
Club Med Palmiye:
Kemer’de bulunan tatil köyü, 0-3 yaş çocuklardan ücret almıyor. 0-23 ay, 2-3 yaş ,4-10 yaş ve 11-17 yaş için ayrı çocuk kulüpleri mevcut. Çocuklar için özel bölümlü toplam 3 havuz ve kaydıraklı mini kulüp havuzu mevcut.
Tel: (0212) 233 11 82
4 Ağustos 2010 Çarşamba
Hayata keyifle devam.
Blog u yazayim derken saat 10,00 da kucuk yuruyus bandimda çalişacağimi unuttum iyimi. Neyse pilatese baslarim 10,30 da Ebruli ile. Kizim Ebru demiyor, Ebruli diyor. Ebru Şallı nin adini oyle ogrendi nedense. Gerçi dün hamile pilatesi vardi Tv8 de.
Ada zaman zaman hüf hüf diyerek olmayacak yerde ve çıplakken pilates yapıyor ve çok komik oluyor kereta. Gerçi ben full aksesuarli yapıyorum platesi ama o neden çıplakken yapma gereği duyuyor bilemiyorum.
Yandaki resimde şimdi 8 aylik hamile olan ve Avustralya da yaşayan halamiz Yeşim var. Zaten çok güzel bir kizdi hamile oluncada çok güzelleşti, hani erkek bebek bekleyenler çirkin olurdu. Allah bir avazda kurtarsin inşallah. Lotodan bize para çıkınca hepbirlikte onu ziyarete gideceğiz ve ben bir okul sezonu orada kizimi yuvaya gönderip Ingilizce sini pekiştireceğim inşallah. Nasil hayeller ama.
Dün bir arkadaşimin kizini onlar alamayacaklari için yuvadan ben aldim. Eylül sezonu icin haftada üç yarim gune 550 Tl istediler. Çok pahalı olduklarını kendilerinede söyledim. Bakalım bu sene kışın ne yapacağim, herhalde bir gün Ada yi oyun grubuna gönderirim. Bir gün dans, bir gün kağıt v.s., bir gün ev ziyareti, diğer bir gün alışveriş merkezi, belki buz pateni. Bakalım programımız pek yakında bu bloggddaaa..
Üstteki resimler yine Dalyan dan. Baba ve kiz, otantik anne. Elbise fiyati 5Tl.
Bu arada blogumda reklam veriyorum. Adhanse ye uye oldum ama nasıl para kazanacağim hala anlamiş değilim.
Geçen Cumartesi günü Ada kizin odasini değiştirdik. Yatağını kesmek sureti ile küçülttük. Kenara aldik ve kocaman bir yer açıldı Ada ya oynamasi için. Açık olan mutfağimizın tavanina ise Cem birsürü delik açti, oraya asacağimiz iki adet bardaklik, tavalik için. Gerçi gereğinde çok deliğimiz var ama olsun :-)
Pazar günü ise Hidiv Kasri na gittik. Zekiye anne ve Yilmaz babayi da aldik. Hava çok sicakti orasi serin olur dedik. Nispeten serindi. Dondurmalar ( ben yemedim), çevre yol yürüyüşü güzeldi ve serindi. Ada için de mükemmel gölge bir çocuk parki vardi. Birsürü arkadaş edindi, herbiri giderken ağladi. Tavsiye edilir.
Dün ise kabul günümüzdü, once eskiden spora gittiğim salondan bir arkadaşim kızı ile geldi. Ada ile çok güzel oynadılar. Hülya kizini bize bıraktı ve Maltepe deki küçük bir işini halletti geldi. Sonra oturduk biraz sohbet ettik. Onlarin Akfirat yakınlarındaki köylerine davet edildik. Bize organik şekeri az erik suyu getirmişler onu içtik. Sonra Nil i gidip aldik. Akşam yemekten sonrada parka gittik. Yasemin ler Rize den döndü, akşam parkta kara kiz Beliz i de gördük. Ne güzel mahallemiz var bizim.
Bu aralar kizim çok ağlak. Herşeye ama herşeye ağlıyor.
Elif Şafak in, ''aşk'' kitabı bitti. Çok beğendim. Arada minik bir kitap '' Bir Asinin hayati'' Kirci Akdemir okundu. Şİmdi ise Paula Coelho nun, ''Beşinci Dağ'' adli kitabina başlkadim. Ve ne farkettim biliyormusunuz, İki yazar in yazım tekniği aynı, konular bile bu kitapta değil ( henüz okumadım) ama bir başka kitabı ile ayni. ILGINÇ.
Balkondaki Melissa ve Arap Yasemin i çok güzel büyüyorlar.
Son olarak yoksa pilates te yapamayacağım; arkasinda koltuğu olan bisiklet ariyorum duyurulur. Odünç de olabilir.
Sevgiler
Telaşlı anne Çiğdem
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)