25 Nisan 2011 Pazartesi
Bisiklet, hayat, bahar, kötü havalar.
Merhaba,
Uzzuuun aralar vermeye başladım. Yapmamalıyım. Konular birikiyor, birikince bazıları yazılmıyor atlanıyor. Site işi yavaş gidiyor v.s.
Eurosportta güneşli hava ve memleketimden manzaralar var. Yola çıkasım var. Tam da mevsimi. Vursak Çıralıya, Ege ye. Bakalım bugünkü etabın galibi kim olacak.
Ben bu yazıyı yazarken kızım içeride şarkı söylüyor. Odasını değiştirdik, pek memnun oldu. O kadar güzel ve defalarca teşekkür ettiki, babasıda bende yorgunluğumuzu unuttuk. Şimdi oyuncaklarını yeniden keşfediyor. bakalım ne zamana kadar toplu kalacak. Odaya bir masa ekledik. Masanın altındaki boşluğa, bebek yatağının yanındaki çekmece ve dolabı koyduk. Bayılıyor ya dolap çekmece açmaya. Çok beğendi. Çok. Ikea masasını tekrar salona koyduk. Yanımızda oynamasını ve çalışmasını, kağıtdan hayaletler ve insan figürleri yapmasını seyretmeyi özlemişiz. Oda da bayağı genişledi.
Geçen hafta, Migros un, ücretsiz tiyatrosuna gittik. Ada, Irmak ve anneler. Sihirbaz olacaksın adlı bizim bile ağzı açık seyrettiğimiz numaralar yapılan oyunu Ada da beğendi. Evde habire bize numaralar yapıyor. Mesela bir objeyi, arkasına eliyle götürüp tere bırakıyor. Ve kayboldu diyor sonrada tekrar yerden alıp, işte buradaaa diyor. Çok yetenekli kızım çook.
Bu sabahki ölük oyunu ise çok komikti. Başka oyun kalmamış gibi. Bütün bebeklerini halının üstüne üst üste yığmış. Koltuğun önüne de yastıkları koymuş. Oraya atlıyor sonrada bebeklerini fırlatıyor. Oyunun adı '' ölük oyunu'' nasıl. Çok neşeli bir oyun değilmi.
Geçenlerde babası, büyükbaba ile ayakkabı almaya gitmeye karar verdi. Evden çıkmadam Ada anne ile kuaföremi yoksa bizimle birlikte ayakkabı almaya mı gelirsin dedi. Ada cevap verdi, sizinle geleceğim babacığım. Iyi güzel. Sonra Büyükanne ve büyükbabanın evine giderken, büyükannenin aldığı oyuncaklardan söz açıldı, o arada Zekiye anne aradı ve oyuncak aldığını teyit etti. Bir süre sessizlikten sonra. Arkadan şöyle bir cümle geldi. Babacığım ben zaten ayakkabı seven bir insan değilimdir.
Incilere devam; Cumartesi günü bir doğumgününe katılacağız. Hediyesini aldık arkadaşının, fakat kendiside birşey eklemek istedi. Olur dedim. Güzel bir resim yaptı ve o resmi paket gibi yapıp içine bir kalem koydu. Sonra da dediki hediye edeceğim en sevmediğim kalemi koydum. E kızım öyle olmaz böyle olur dedik ama anlatamadık ve kalemi değiştirtemedik.
Anneee, keşke cicoş bizde kalsa. Anneannemde küçücük yatakta bile yattı, bizde de kanapede yatardı dimi. Keşke cicoş bizdede kalsa.
Pazar günüde, odasının kapısını kapattı ve yalnız kalmak istiyorum dedi. Gülmekten ve ona güldüğümüzü göstermeyelim diyerekten bayılıyorduk az daha.
Beyoğlu gezisi ve IKSV var ama onuda sonra yazarım. Bisiklet yarışı son 5 km. Çok çekişmeli. Gittim ben.
Yarış meraklısı anne Çiğdem
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Heyyy gerçekten harika olmuş odası. Ben de olsam o odadan çıkmak istemezdim. Ada, biz de gelelim mi seninle odanda oynamaya
Lutfen.
Niye daha once aklımıza gelmediki. Buyrun, buyrun.
hadi gun kararlaştıralım.
hevesli ve unutkan anne Çiğdem
Yorum Gönder