6 Haziran 2013 Perşembe

Kucak meselesi

Günaydın,

Tembelim bu aralar. Canım hep oturup tv seyretmek, internet e girip yazılanları takip etmek istiyor. ''Gezi''  müptelası oldum ben.

Başından beri '' kucak meselesine'' takmıştım ben. Ne de olsa Duygu Asena kuşağı bir vatandaşım ben. Üstelik bir kız çocuğu büyütüyorum ben :-)

Başbakan ve Altaylı, konuşmasında da en çok, ''siz kızınızın, kucağa oturmasını istermisiniz?'' sorusuna, hem Başbakan tarafından kullanılmasına hem de Altaylı'nın '' istemem tabi''  yanıtına pek bir içerlemiştim.

O günden bu yana Cem in başını yedim. Ulan, ''oturur oturur sanane''  niye diyemedi Altaylı diye, zaten tüm küfürlerde bizim ( kadın) üzerimize oysa kardeşim, biz kadınlar da tabiki istek dahilinde bundan hoşlanıyoruz. Fakat bitürlü istediğim gibi ifade edemiyordum.

Ayşe Arman yazmış bugün. İlk gördüğüm yerde kendisine sarılacağım haberiniz ola. Bu kadar mı güzel yazılır;

Başbakanımız o meşhur mülakatında..
Hiç aklımdan çıkmayan bir cümle kurdu.
'' Kim kızının birilerinin kucağına oturmasını ister ki!''
HEP PARMAK SALLADILAR
Derin bir iç çektim.
Yine aynı terane dedim.
Benim bütün hayatım böyle geçti.
Eminim yalnız değilimdir.
Bu ülkede milyonlarca. '' Benim de benim de ! diyecek kadın vardır.
Bize hep parmak salladılar.
Neyin ahlaklı olup, neyin ahlaksız olduğunu anlattılar.
Başkalarını bilemem ama ben '' edepsiz'' olmakla çoook suçlandım.
Suçum neydi?
Birilerine göre ahlaka aykırı, bana göre asla öyle olmayan bir sürü şey..
Sevgilimle bir bankta sarılmak, öpüşüp koklaşmak..
Evet, bazen de kucak kucağa oturmak..
Artık kazık kadar oldum.
Umursamıyorum.
Vız gelir tırıs gier.
Ama bu ülkede bir kız çocuğu yetiştiriyorum.
Ve birden yine o aynı naftalinli lafla karşı karşıya kalıyorum;
'' kim kızının birilerinin kucağınma oturmasını ister ki''
İyi de akıl var mantık var.
Oturuyorsa d bir bildiği var.
Hangi kız hiç tanımadığı, ilişkisinn olmadığı, herhangi bir duygu beslemediğ adamın kucağına oturur ki?
İsterdim ki, '' Kızlarımızın ne yapacağına biz karar veremeyiz. Onlar veriri. Onların seçimidir' '' densin, denebilsin.
Ama ı-ıh.
Fatih diyemedi.
Bu ülkenin kadınları yine gürültüye gitti.
Ki onun da bir kızı var.
Ve kimseye pabuç bırakmayan, cesur bir karısı var.
Eminim, Hande, kendisinden de ileri gidecek bir kız yetiştirmiştir, yetiştiriyordur.
Ama işte Başbakan'ın karşısında Fatih, tısssssss.
Oysa herkesin ahlakı kendine...
 O YASAK BU YASAK
Allah aşkına, o kızların kişiliği yok mu?
O kızlara bu kadar mı güvenmiyorsunuz?
Akılları, fikirleri, duyguları yok mu?
Müsaade edin de herkes kendi ahlakını yaşasın.
Ama etmiyorlar.
O yasak, bu yasak...
Sonrada bu gençlere, '' Neden isyan ediyorsunuz?'' diyorlar.

Helal olsun Arman.
Yine mi diyen anne 

 
 

2 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Çok güzel yazmış, sende iyi ki paylaşmışsın ben yoğunluktan yazıyı görmemişim,hoş bizim Nemo olayından sonra pek takip etmedim onu.İşine gelmeyince önem vermedi annesinden ayırmak istenilen Nemoya.. Kız çocuğu olsaydı daha duyarlı yaklaşır mıydı bilmiyorum,neyse..

Bence kızı erkeği var mı hala bu işlerin.Onursuzluk ve şerefsizlik sadece kucağa oturularak yapılmaz ki..? Kadına bu kadar görev yüklemek fazla ağır bir sorumluluk değil mi..? Bence bir ülkede kızların kucağa oturup oturmadığından çok onların yaşadığı hayat daha önemli değil mi..? Daha önemlisi de bence bu hayatı paylaştığı erkeğin kadına bakışı, kendinden aşağı gördüğü kadını her seferinde yerden yere vurmak,namus kalesi göstermek ama her fırsatta onun üstünden puan kazanmak,onu baskı altına almak, her davranışına kısıtlama getirmek,kaç çocuk yapacağına karışmak,içinde büyüttüğü çocuğun doğup doğmayacağına karışmak, zorla fikirlerini empoze etmek,mahalle baskısı uygulamak eğer öyle bir tanım varsa gerçekten kucağa oturtmaktır.! ki olduğuna inanmıyorsan bunları yapan birinin fiziksel anlamda bir erkeğin kucağına oturmasını düşünene kadar diğer yönden kadını düşünmemesi de ayrıca bir çelişkidir.O kadar büyük bir çelişkidir ki bunu ancak tekrar tekrar kadınlara söyleyip,ondan daha iyi düşünemeyeceğini SANIP, ne kadar komik duruma düştüklerini görmemektir.Nokta.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çok haklısın ben de beğendim o yazıyı, Altaylı'yı da nedense pek sevmem ben ...