Kleopatra hamamı ve Akbük-gökgemile koyları yürüyüşü

Merhaba,

Yine yeniden çok güzel ve özel yerlerde yürüdük bugün. Önce Sarsala koyuna gittik.

Arabadan indik, şöförümüz Ali bey e hoşçakal dedik.

Şöyle bir koya göz attık. Yaz ın nasıl kalabalıktı, şimdi sadece zeytin toplayanlar ve balıkçılar var.

Heryere tarih, heryer muhteşem.
Hiç güneş çıkmadı bugün ama manzaralar, renkler bir harikaydı bugün.

Pek şekerdi kendisi.

Ve ilk mola. Thermos um ve Dorata nın İkea bisküvileri. Daha ne isteyebilirimki hayattan.
Şükür bin kere şükür.

Eşşek taşıyorlardı teknede. Bağırdık, selamlaştık.

Kızıl göğüslü minik bir kuş. Orada öyle durdu, sanki oda bayanmış ve sohbete katılmak istiyormuş gibi.

Bizküvi kırıntısı bıraktım ona biraz. Gerçi şeker onlara yaramıyor ama arada olur değil mi??

Diyorum ya epeyi kaldı, bayağı bir fotoğrafını çekebildim.

Heryer keçiboynuzu ağacı. çiçek açmışlar, nasıl güzel bir koku yayıyorlar, arılar da tepesinde.
Vızzz, herye vızzzz, bızzz.

Atlayasım vardı, çağırıyor.

ben ne diyeyim, ne yapayım, ne yazayım ki.
Harkulade bir coğrafya.
Sohbet muhabbet, yemek şahane.

Yaz ın ne şenlikli olur burası, teknesi olan arkadaşlarım, uğrayınız, uğrattırınız.
 Biraz pahalı ama olsun be yaw.

Evet, bizde '' ikinci bahar'' ımızı yaşıyoruz burada.

Bunu çekicem derken, kovanların yanında biraz fazla kaldım. e bir tanesi ne kadar kovalasamda illa sokucam dedi ve beynimden soktu. Bir yarım saat zonkladı başım.
Cem duysa, hangi beyin der. :-)

Kleopatra hamamı.

Bir dört kişi öğle yemeği mola yerinde kaldı, diğer dört kişi Gökgemile koyuna yürüdük. Iyiki.

Dönüş yolu.

Ve geldiik.
Kaavede bir adaçayı molası ve eve dönüş.

Kalın sağlıcakla