Yoktum ya 3 gündür, Likya yolunun devamını yaptık Dalyan lı kızlarla.
Aman nasıl soğuk. Vallahi mont giydim ve şapka taktım. Güneş var ama nasıl Poyraz esiyor.
Dağlar da kar var.
Yine de İstanbul dan gelen bir arkadaşımız, bu da soğuk mu dedi. Çok mu soğuk ki oralar?
Transfer aracımıza elveda ve başlar yürüyüş.
Phellos hedefimiz.
B koca kafa da, hurma ları pek sevdi. Leblebi ve badem yemedi kereta.
ohh bayılıyorum kuruyemiş kutuma
ters açtığım için dökülüverdi birazı ama olsun yetti bana o gün ve arkadaşlarıma.
Flora müthiş.
Yabani armut ağaçları. Bu sene armut bol.
Bu da koca yemiş ağacı. Hani kırmızı kırmızı meyveleri olur.
Çiçekler bol, Kasım da gelip hapur hupur yemeli
Bayıldığım fotoğraflarım.
Phellos. antik Likya şehri. Harikulade. Bizans imparatorluğu çökünce terkedilen çoook eski bir kent. Sözcük anlamı ayakkabı ökçesi yapılan ağaç! Çukurbağ köyüne sadece 2 km. Kaş a 5 km.
Ne yazıyor bilmiyorum.
Kardeşim bilir mi ki ya da Defne yada Bora.
Ve geldik, köyün içinde biraz dolaştıktan sonra Çukurbağ yerimizi bulduk. Çok beğendik. O da yarın.
Bugün Sarıgerme ye bisiklet yaptık, yorgunum valla.
Bu arada seneler önce tanıştığım Atilla ve Beti ayrılmış ve işi birlikte yürütrmrmişler. Atilla Katrancı da Beti İstanbul daymış. Bilgi ve yazılı bulunsun istedim blog da.
Kalın sağlıcakla
Gezerek anne
1 yorum:
gezerek anne ne iyi yapıyorsun gez gez gezzzzzzzzz bu arada istanbul sabahları buz gibi ,öğlen sıcak ve akşam serin bir tuhafız bizde :)
Yorum Gönder