Yıldız Parkı

Günaydın,

Haftasonu hiç açamadım bilgisayarı.
Çok yoğunum ben çook.

Cumartesi sabahı kalktık, hiiiç acele etmeden kahvaltımızı ettik ve Ada ya haydi kızım gidiyoruz dediğimizde, cevap şöyleydi;  Gene nereye gidiyorrruuuzzz..

Atladık trene, oradan vapura ve ver elini Karaköy. Otobüs bekledik ama baktıkki gelmiyor ve güneşi kaçırıyoruz, tuttuk bir taksi ve acaip bir trafikle Yıldız parkına ulaştık. Beşiktaş vapuru ile karşıya geçmek daha akıllıca bilginiz olsun. Adliye nin önünden geçerken Molla Ahmet hoca nın eşrafı Beşiktaşta neredeyse yolu kapatmıştı. Bir sürü kara çarşaflı kadın ve uzun sakallı, çarşaflı, takkeli adam. Sonuç; tutuklanmış.

Bu mu, bu Cuma günkü kahvaltım. Süt kaymağı taze, üstüne kendi yaptığım nefis olan ( naçizane) şeftali reçelim ve ceviz. Karatay a selam, yola devam.

Ada kız vapurda, manzara ve hava süper.

Ada kız ın oyuncakları vapurda.

Baba Karal, tüm haşmeti ile oturuyor.

Kızım arkadaş yaptı yine, baaak Kız Kulesi dedi, önünden geçerken. Biz içine girdik biliyormusun. Kız da yanıt verdi; bilmiyorum.

Annneee orası neresi, Galata kulesi kızım. Oraya da gidelim. Olur kızım. Yolda geçerken soruyor yine burası neresi anne, Dolmabahçe Sarayı kızım, hıı saray mı, evet kızım. Sonrasında soruyor anneee dolma sarayına ne zaman gideceğiz.

Yıldız Parkı na giriş, annneee  yıldızlar nerede. Doğru ya çocuk haklı, hadi cevap verin yıldızlar nerede??

Cem ve Ada.

Allah tan, bu düzenlemede ''yıldız'' vardı da yırttık.

Biz epeyidir gitmiyorduk Yıldız Parkı na. Iyi olan bu küçük heykelcikler, yada saksılar, kötü olan
büyük havuz dışında hiçbir havuzda su yok. Eskiden bu mevsimde sarı tanecikler su üzerinde toplanır ve çok güzel görüntüler oluşurdu ama artık yok.

Kanguruuuuu... Yeşim Hala ya selam yola devam.

Geyik heykelimiz süperdi ama bacağı kırılmıştı !!

Bu soğancık zavallı dışarıda kalmıştı, toprağın dibine itmek yerine mutfak camının  önünde ki boş saksıya dikiverdim. Bakalım.

Mantar grubunu seçebildiniz mi??

Ada kız ''meşe palamudu'' topluyor.

Yaprak larda yürümeye bayıldıı..

Yine parkta birsürü gelin-damat, resim çektirenler v.s.
Araba güzel değilmi??

Meşe palamudu ağaçta.

Kızım bak Meşe Palamut larını  ağaçta görebilirsin, hani anne nerede Meşe Palamu du. Kızım işte orada derken 10-15 papağan uçarak geçti tepeden. Bir sürü Saka, Serçe, Karga ve Saksağan da vardı.

Kafanızı kaldırdığınızda hep böyle manzaralar. Süperdi.

Cem dayanamadı, Ada kız ın çantasını taşıdı.

Aaa anne bak Ayı. 

Ara ara muhteşem boğaz manzaraları da  keyf verdi. Bak kızım aradan deniz gözüküyor. Look carefully, you can see the lovely view - sea. Ada kız dan cevap '' hangi -sea- ''si''. 

Babam da babam.

Burada kahvaltı edilirdi eskiden. Şimdi bir faliyet yok. BelkiYaz ın.

Malta köşküne girmeden az önce. Kızım en az 6 kere acıktım dedikten sonra vardık nihayet.

Giriş.

İçerideki her iki tarafta ta olan, çeşmeler.

Camlardan gözüken yeşillik. Şehirin içinde bir harika bahçe.

Merdivenler, tuvaletler yukarı katta. Eski kocaman delikli tuvaletleri de cam arkasından görebiliyorsunuz.

Önce yer bulamadık, oradaki abiden rica ettim, kızım aç. Güzel içinde yarıya bölünmüş cherry domates olan peynirli kocaman bir sando yapıp verdiler. Ucret te almadılar. O ara yer bı-uldu garson abi bize. Ada kız o koca sando yu bitirdi.. Başka zaman olsa, çok büyük, ağzıma sığmıyor gibi şikayetlerde bulunurdu ama öyle açtı ki, lüfüşledi. Üstüne Cem in tabağından az biraz patates ve benim tabağımdan peynir yedi.

Oturduğumuz masa dan görünen manzara. Harita gibiydi. Çok güzeldi. Gözümün önünden gitmiyor.

Tarhana çorbası içtim. Kıymalı ve hafif tuzluydu. Değişik ve lezzetliydi. 

Kızarmış Hellim peyniri istedim. Salata üstünde geldi ve salata sirkeliydi. Günün sürprizi. Ada bile yedi. Evde de yapılacak olan sunumlara dahil edildi.

Cem in tabağı.

Ada kız götürüyor.
 

Anneee ne olur zürafayı da çek. Kızım karanlık. Olsun çıkar anne. Ve çıkmış.

Dönüşte aydınlatılmış Çırağan Sarayı ve Four Season ın önünden yürürken  şöyle bir arkaya döndük, harika bir ay manzarası vardı, sanki yarım ay gibi ama puslu, muhteşem. Birşeyler değişik, hissettik ama anlayamadık. Meğer o akşam ay tutuluyormuş ve millet Avustralya lardan gelmiş izlemeye. Biz ne yaptık sırtımızı döndük. Kendimizi teselli ettik tabi, bundan öncekini sahilde oturup seyretmiştik diye.

Beşiktaş ta açılan Bahçeşehir üniversitesi de o bölgeye kitapçı ve sanat galerileri açısından bayağı bir hareketlilik getirmiş. Hele mimarı ile ilgili kitaplar satan bir dükkan vardı ki, vitrininden ayrılamadık. Cafe ler, birahaneler güzel olmuştu.

Beşiktaş-Kadıkoy iskelesi, Barbaros Hayrettin Paşa iskelesi olmuş. Haberiniz olsun. Hani eski tütün fabrikası karşısında olan iskele. Biliyormusunuz ben orada çalışan ve öğle tatillerine denk düştüğümüzde, yarı bellerine kadar sarkan mavi önlüklü, fabrika da çalışan  kızların bize el salladıklarını hatırlıyorum. Şimdi bina yenileniyor, deniz müzesi de hala yenileniyor, daha açılmamış.

Ver elini Kadıköy. Biraz dolaştık, kızıma Pepe dergisini bulduk, küçük bir oyuncak aldık ve oturduk Hamsi Pub a .

Kızımın bütün akşam ve dönüş yolunda otobüste (double ducker 16D ) oynadığımız oyuncakları. 
Uyuyunca ters dönüyorlardı, en komik halleriydi.

Menümüz.

Salatamız.

Rakı mız.

Hamsi lerimiz.

Ada mızın dergisi. Dergi de bir anne tarafı bir de çocuk tarafı var iyimi. Fiyatı 5 Tl.

Leziz tabağım.

Mezeler. Haydari, Acılı ve Levrek marine.

Cem ve Ada keyfi.

Kızım hamsi yiyor, baba rakı içiyor. 

Evet, dışarıda oturabildik. Boru şeklinde doğal gaz sobaları var ve resmen sokağı ısıtıyor adamlar. Gerçi birara tuvalete gittik ve anladıkki popomuz üşümüş. Ama kafamızın tepesi de fırın. Ada kız da resimde ellerini ısıtıyor.

Ellerine resimler çizdi, mendille silip tekrar çizdi. Pürdikkat.

Tavşan öyle minik ve şekerdi ki. Niyet çektiriyorlar. Biz niyetle değil tavşanla ilgilendik. Yinede adam niyet çekti ve 3 niyet için 15 Tl istedi. Sefil adam. 6 Tl verdik ve kızdık ama tavşanı çok sevdik.

Bu da Pazar günü Cicoş a gitmeden az evvel.
 Kokoş kızım. Ayakabılar Şenay -Nil den. Çok güzeller, teşekkür ederiz.

Bu da kapıdan girmeden az önce.

Aşure de yedi kızım, tabi ki açlıktan.

İşte bir gezi daha bitti. Sevgiler.

Gezenti aile annesi Çiğdem