Merhaba,
Kuzum Poyraz. Bu sene 4 gün kadar ortadan kayboldu. Esas sahibi, ki bu da şaibeli.
Hikayeye baştan başlayayım, Poyraz aslında bizim evin olduğu 3 evi kapsayan ilk evde doğmuş, fakat orada pek iyi bakılmamış, arada atılan pizza yada ekmek artıkları ile beslenmiş. Bunları kim mi anlatıyor, bizim yan Alman çift komşularımız.
Komşularımız Poyraz ı İstanbul dan ısmarlanan mamalarla beslemeye başlamışlar fakat tabi Kış mevsiminde burada olmadıkları için, Kış ın , ilk sahiplerinden beslemeye devam etmelerini istemişler. Anladığım kadarı ile bu iş gerçekleşmememiş, ikinci Kış ise tüm mamayı porsiyonlara ayırıp, vermişler ama maalesef gelince tüm mamaların verilmediğini ve küflendiğini görmüşler.
En azından bana anlatılan bu, üçüncü Kış, Poyraz a biz baktık, Yaz gelince, komşularımız geldiler ve beslenme işi hemen yan komşumuza geçti, biz de haliyle alıştığımız, sevdiğimiz, arkadaşlığını çok benimsediğimiz Poyraz yan tarafa geçer dedik. Klubesi, mamaları yan komşumuza verildi.
Ve fakat ne oldu, Poyraz yemeğini yan tarafta yedi ve beş dakika sonra bizim bahçeye geri geldi. Bizden ayrılmadı, hayırlı çıktı. Biz komşularda birbirimizi kıskanmadık Poyraz ı paylaştık, Poyraz da her iki aileyi kendince çok mutlu / idare etti,öediyor.
Bu iki yıl boyunca Poyraz hiç oratadan kaybolmadı.
Dolayısıyla, bu sene Agustos ortasında dört gün eve gelmeyince çok merak ettik. Ben Face book dan ilan bile verdim 3. Günün sonunda bir arkadaşım Poyraz ı çok neşeli, üç- beş arkadaşı ile dolanırken görmüş olabileceğini söyledi. Haliyle emin olamıyordu. Hemen gittim, el çırptım, Poyraz diye bağırdım, görenler deli demiştir ama kimin umurunda. Poyraz el çırpınca hemen yanımıza gelir. Bakındım ama yoktu, sonra biraz alışveriş edeyim derken bir telefon geldi, Fazile demez mi, Ada nın bisikletini bahçeye bıraktık, Poyraz perişan halde ama bahçede diye.
Dünyalar bizim oldu. Hemen eve geldim, ve evet, Poyraz perişan halde evdeydi. İki gün boyunca tüylerini taradım ama adam edemedim düşünün.
Bir de her iki saatte bir yemek verdim. Evet anlaşıldı ki iş kız meselesydi ve Horst haklı çıkmıştı.İki gün sonra Poyraz tekrar ortadan kayboldu.
Bu sefer tecrübeliydik, gelir dedik, ve nitekim iki gün sonra geldi ama bu sefer daha perişan haldeydi. Kafasını bir başka büyük olduğu anlaşılan bir köpek ısırmıştı, hem de ne ısırma. Dişinin birisi resmen gözünü çıkaracakmış ama Poyraz şanslıymışki yırtmış. Çok üzgünken, o halde bile Horst un yorumuna çok gülmekten geri kalmadık. Poyraz yanlış kızı öpmüş dedi.
Hemen veteriner Salih geldi, bir antibiyotik ve yaraları büzüştürücü, eczane de hazırlanan bir pomat reçete etti. Poyraz da nasıl yorgun. İlaçlarını sürdük, o gece saat 5.30 civarı köpek kavga sesine uyandım. İçim rahat etmedi, kalktım aşağıya indim. Dışarı çıktım, hava mis, Poyraz bahçede değil, seslendim, el çırptım, ses yok. Allah Allah derken bir baktım caddenin başında buranın sahibi benim der gibi oturuyor ve hiç yapmadığı şey, yanıma gelmiyor. Bahçeden içeriye sokamadım. Sonunda pes ettim ve içeri girip yattım.
Sabah bir baktık ki, off ki offf, yaralar artmış. Anladıkkki, yanlış kızı öpen Poyraz ı mahallesine ziyarete geliyorlar. Ne yapsak derken çareyi Horst un bahçesine Poyraz ı kilitlemekte bulduk. İki gecedir rahatız ama o köpekler yine geliyor ve başka köpeklerin canını yakıyor, hele dün gece yavru bir köpek bayağı bağırdı. Poyraz bir hafta içeride kalacak geceleri. Başka türlü iyileşemez. Bu rada hakikaten de çabuk toparlıyor. Artık beni eldivenli görünce, ucunda yemek bile olsa kaçıyor. Yaraları kapanmak üzere. Başında ki yara hala sulu ama iyileşecek,
Ya işte böyle.
Geçmiş olsun bize.
Hiç böyle 10 postada yazı da yazmamıştım.
Sabrınız için teşekkür edererim.
Kalın sağlıcakla
Tembel anne