Taa geçen Cumartesi gittik, Akbank Sanat ta ki, çocuk tiyatrosuna. Oyunun adı; İçerisi Dışarısı idi.
Saat 11,30 da oradaydık, tanan biraz geciktik ama şanslıyız ki, oyun daha başlamamıştı. Malum İstanbul. Gerçi bizde 09,45 tren ine binerek biraz tembellik yaptık, vapur ve tunel de bekleyip, sonra da tramway bulamayınca, oradan yerin bin kat aşağısında ki Şişhane durağından Taksim e gelince geciktik ehi..
Bileti bize, biletten çok biletix e ödeme yapan teyze Yaprak aldı. Teşekkür ederiz.
Oyuna bayıldım. Genelde yaş ortalaması küçüktü ve çocuklar pek bağlanamadılar oyuna ama günümüzde odalarında milyon tane oyuncağı olup hala orada çok vakit geçirmeyen çocuklar için altın değerinde bir konusu vardı oyunun. Sahnede resmen oyuncaksız nasıl hayal gücü ile harikalar yaratılabileceği ve eğlenilebileceği öğretildi çocuklara. Ada kız anne imagination dediğinde, Elmo kasetlerine müteşekkir kaldım. Ben bile inanamıyorum kızıma İngilizce öğrettiğime. Afferin bana.
Sahne bu kadar dı.
Oyuncular ki iki kişiydiler, harika iş çıkardılar. Emeklerine sağlık.
Ada kız, bu kadar kısa oyun için mi ( 50 dk) geldik buraya, biliyormusun anne ben bugün çok tv izlemedim dedi. Sinirlendim haliyle, kızım yeni hayal gücünden konuşmuşuz, üstelik eve 1000 km uzaktayız, daha salondan çıkmamışız ve tv pazarlığı yapılma yolundasın. aaaaa...
Çıkar çıkmaz acıktım dedi. Bugünlerde iştahımız yerinde maşallah ama sadece dışarıda.
Bayılıyor Ada kız dışarıda yemeye.
Baba kız ve menü.
Çaya limon istedim, bakarmısınız şıklığa. Bayıldım.
Birdaha kesinlikle yemeyeceğimiz Saray Muhallebisi.
Çay güzeldi.
Tavuk çorbasına limon sıkılıyor.
Baba söz verdiği için alınan ikinci tatlı. Krem karamel, berbattı.
Baba ve ona aşık kız yürüyüşü.
Mephisto kalmış, kala kala.
Bu caddede buradamıydı Yunan konsolosluğu, yeni mi taşınmışlar bilemedim.
Şapkaya bayılıyoruz. Sağol Canan.
Degüstasyon Lokantası, ahhh keşke Otantik yerine o lokanta olsaydı şimdi bu binada.
Hiçbirşey değişmeden kalmıyor, kalamıyor.
Kedinin keyfine diyecek yok. Kimsenin kristallere baktığı yok.
Robinson, ahh.. ah..
Turkcell in vitrini yine hoştu.
Salt ve parçalar.
Bu fotolar nasıl çevrilir. Asortik, helppppppppppppppp..
Kızım acıktı, simit aldık. Kaşarlı olunca fiyat 3 Tl. Vitrinleri güzel. Aslında oradan alışveriş etmemem lazım, güzelim Gramafon gitti yerine simit sarayı geldi. Oysa ne kadar hoş bir hava veriyordu Gramafon oraya.
Galata yokuşunda ki taze meyvesucular. ( meslek yarattılar yaw)
Galata ve baba-kız. Kuyruk vardı yine, Ada yı haftaarası götüreceğim artık.
Ada ve kedi bakışması.
Güzel dükkanlar.
Menü fırında makarna,
Epeyi erişte vardı elimde, haşladım onları (300 gr) 12 dk ve koydum borcam a. Üzerine 1 yumurta, süt kaymağı ( 100 gr) biraz zeytinyağı, baharat, yoğurt ve biraz süt kattım, kardım. Üzerine kaşar peyniri ve yallah fırına, önce borcam ın kapağı kapalı sonra son 10 dk aç kapağı kızarsın.
Yemede yanında yat.
Kalın sağlıcakla.
Gururlu anne
Bunun için mi geldik, ben az tv izlemiştim.
Açım diyor bu aralar
5 yorum:
Bu fotolara bakabilmek için boynum ağrıdı bana ücretsiz plates vermek zorundasın bu nedenle :))
Şaka bi yana fotoları pc ye attığında gözden geçir, üstlerine tıkla yan duranları çevirmen için fotonun hemen altında yön tuşları olacak düzelttikten sonra diğer fotoya geç o zaten otomatik kaydeder. Bu ilemi hllettikten sonra düz fotoyu koy bloga..
Öpüyorum Ada kızı
Bence becerikli annesin maşallah, evdeki şeyleri birleştirip uydurmuşsun, lezzetli bir birlikteliğe dönmüş :)
Saray muhallebisi var ya, onun bir hikayesi var bizde. İstanbul'da yerel bir tatlıcı aramıştık, Nişantaşı'ndan Beyoğlu'na kadar. Mado'ya oturmak istemedim çünkü İzmir'de de var. Bolulu Hasan Usta da öyle. Starbucks vs. zaten İstanbul'a özgü değil. Saray Muhallebicisi'nin adı bile beni çekmeye yetti. Oraya özgü bir şey olarak saray muhallebisi yedik biz de. Tabi ki BHU'nun kazandibisiyle yarışamaz ama İstanbul'un aşkına sadece İstanbul'da yediğimiz birşeydi işte bizim için. Hattâ evde yapmayı bile düşünüyorum. Offf, çok seviyorum İstanbul'u yaa...
çiğdem bizde az daha geçen haftasonu bu oyuna gidecektik ama sonra yorgunluktan vazgeçtik.
keşke tembellik etmeseymişiz ....
Meliha,
Ben dimi, süpersin.
:-)
Gezmek için bende, haftaarası seviyorum İstanbul u.
Bakalım bizi neler bekliyor Dalyan da.
Hafif endişeli anne
Elif,
Keşkee..
Tüh diyen anne
Yorum Gönder