Cumartesi günü bir acele kalktık, evde mi kahvaltı etsek, kanal kenarında mı, pastahaneden mi alsak derken, ben kahvaltıyı hazırlamıştım bile, yedik, yolluk hazırladık ve evden çıktık.
Teyzelerimizden biri ile Kaunoss tarafına geçtik ve güzellikler, güneş içerisinde bütün gün sürecek olan yürüyüşümüz başladı.
Bu bitkilerin adını yılan yastığı diye öğrenmiştim güzel bir Bodrum-Güllük gezimiz de ama internet ten kontrol ettiğimde başka bir bitki ile karşılaştım. Adını bilen var mı güzel bitkinin.
Yağmur dan sonra heryer göl.
Nefis manzaralar, makinayı elimden bırakamadım.
Ada kız ve ben, çevrede köpeksiz olur mu. Bu iki haylaz bize epeyi bir eşlik ettiler.
Bir de belediye çalışsa ve bu görüntüler oluşmasa.
Her yer Taksim heryer ebegümeci.
Satılmayan narlar ağaçlarda çok komik kalmışlar.
Bu bitkiyide bayılırım ama adını bilmem.
Ada kız ın objektifinden biz.
Bana kalsa böyle komşusuz bir evde yaşarım.
Manzarası da bu.
Ana yoldan ayrılıp, dağ yoluna saptık.
100 metre sonra bir arkamı döndüm ve müthiş manzara.
Dalyan da arkada kaldı.
Bu çalılardan süpürge yapıyorlar.
Kış mı geliyor, Yaz mı anlamadım. Öyle yeşil ve heryerde arı sesi. Çiçekler... çiçekler.
Bu soğanlı bitki zehirliymiş. Ada kızı ın katıldığı yürüyüşte Murat söylemiş.
Dağ taş bu zambak türü otlardan mevcut.
Güzel, rengi kaçmış bir peygamber devesi.
Taaa o uca yürüdük ve döndük. Helal Ada kız a . Toplam 10 km yapmışızdır herhalde.
Kent duvarları.
Geçen sefer geçtiğimizde bu kuyunun dibini görebiliyorduk!!
Ada kız ve ben, Cem objektifinden.
Kertenkelelerin büyüklüğünü seçebiliyormusunuz??
Süperlerdi, yaklaşmaya çalışınca kaçtılar tabi. Ada kız da Allah susturmasın hiç susmuyor ki :-)
Manzaraya bakıyoruz, kendimizi alıkoyamıyoruz, çünkü nefis.
Sopa buldum, Cem taşıma dedi ama ben eve getirmeyi başardım.
Yollar, yollar. Manzaralar, güzelim ağaçlar. Arada Ada ya verilen mesajlar.
Meşe Palamutlarını topladı Ada, eve götürünce suya koyarız, dibe batarsa ekeriz onları dedim, fikre bayıldı. Ağaçların ne kadar zor büyüdüğünü de anlattım,gözlerini açıp ilgiyle dinlemesi beni çok ne desem ki, o duygunun adı ne ki.
Şelale bulduk, Yaz ın gelip kesin kahvaltı filan yapmalıyız burada.
Mimlendi burası haritada.
Bisküvi zamanı. Ada kız ın gözleri parladı.
Artistiktik pozum.
Yavaş yavaş yaklaşıp, meraklı kuzular kendilerini sevdirdiler. Burada kuzu mevsimi hiç bitmiyor.
Pek şekerlerdi, nasıl yiyoruz, biz caniler... off.. of..
Önce limana gittik, sonra aunı yoldan dönüp Kaunos tabelalarını takip edip dönüş yoluna düştük.
Burada da yaşayabilirim dedim ama ahır çıktı iyi mi?
Yanıma meyve almadım, ortalık yıkılıyor. Nitekim mandalinalar kısmetimizdi o gün.
Liman.
Aaa bu optimist in burada ne işi var dedik, dedesi yapıyor, torun da çok özeniyormuş, dede bir küçük de toruna yaptırmış.
O kadar huzur dolu ve dingin biryerki. At sandalyeni, oku kitabını ohhh...
Çok meraklı ve şekerler.
Son mola da ceviz yedik. Kızım çok yoruldu, Sonja bizi bu kadar yürütmüyordu anne dedi.
Sanırım ilk haftasonu gezisinde Sonja yı sarılıp öpecek.
:-)
Haydi, Lokanta yapalım dedik, Ada kız ellerini ısıtıyor.
Ben ateş e millet yemeğe geliyor bu lokantaya.
E bunsuz olmaz tabi.
Cem kareye sığmamış. O ara kızım başladı hecelemeye annee, baabbaa ''s'' nasıl okunuyor... süylüyoruz, o zaman ''restaurant'' yazıyor orada. Aferin kızım, nazar değmesin kızım, maşallah kızım. Ne guru verici bişey. Arda ilk okuma yaptığında da böyle gururlanmıştık.
kendi özel face ime giriyorum diye instagram a giriyor. Kalp veriyorum anne diyor. Sen ne zaman öğrendin, o parmaklarr...
Sonra yürüyerek ve mahallenin tüm köpekleri ve yıldızlar altında ev. Kapıda Boncuk tarafından karşılanış. Ben köpekleri bilirdim, Boncuk da bizi hem gönderiyor hem de karşılıyor. Güzel kedi.
Gün boyunca yapılan masraf lokanta olmasa 4 Tl. Süper yaw. Araba da kullanmadık ohh beaaa..
Kalın sağlıcakla
ZEvkten dört köşe anne
2 yorum:
Günaydın Çiğdem'cim,
Süper gezi, gezen ayaklarınıza& buraya yazan ellerinize sağlık..
Öptüm!
Harika bir gezi, nefis fotograflar. Bayildim.
Yorum Gönder