3 Nisan 2014 Perşembe

Dalyan da keyifli birgün


Merhaba,

 Size birgünümü anlatayım.
Neden mi, çünkü bu gece pek keyifliyim ve Dalyan da ömrüme ömür katıldığını düşünüyorum.

Arada burada da hayatın pahalı olduğunu ve gün geçtikçe ev kiralarının arttığını söylemeliyim, hatta bir arkadaşımız aynı şehirdeki gibi, yıllardır oturduğu evin kirası anlamsızca 1000 tl ye çıktığı için ev değiştirmek zorunda kalmış, Allah tan yeni bir evi zamanında bulabilmişler. 

Sabah 07.00 de kalktık, Ada kız a ve bize kahvaltı faslından sonra  Cem onu bisikletle okula götürdü, ben o ara mutfağı toparladım ve bahçede gözüme takılan yaprakların bir kısmını topladım, o ara Cem geldi ve ver elini Nermin ve Ali nin hotel i, crescent. Kahvaltıya davetliydik. Bu senenin ilk müşterileri ile beraber kahvaltı ettik. Hayırlı bir yıl diledik. Ali işlerden dolayı bizimle pek birlikte olamadı ama 'iş' ne yapalım. Çok keyifli sohbet, hikayeler, Nermin in çocukluk, İzmir ve mutfak hikayeleri beni yine benden aldı. Ekmek tarifleri, kurabiye tarifleri, biber nereden alınır, salça yapılınca, evde uğraşmayıp hangi değirmene gidilir v.b. Cevher. Teşekkürler.

Az oturmayı planlıyorduk ama saat 11.50 ye kadar kaldık valla, oradan hemen bisikletle eve ve Adaya yemek hazırlamaca. Bu arada Poyraz bizimle birlikteydi. Bayılıyorum bu hayvan a, akıllığına usluluğuna. Maşallah. 

Yemekten sonra yine mutfak toparlamaca ve ev işleri, akşam yemeği. Çamaşır ve sonunda bahçede oturup keyf yapmaca. O arada Cem istediğimiz ve çok güzel yaptığı bahçe çitlerini boyadı. 

Çitler için hammadde! yine Nermin ve Ali den. Sağolsunlar.   Odaları yenilenmiş, her odada olan kettle, iki fincan ve kahve servisine bi de, bi de şöminenenin üstünde gördüğüm Ali &Nermin yazısına bayıldım. 

Saat 16,00-16,30 civarı   Sonja geldi, Ada yı bıraktı. Bir saat sonra köpekleri ile yürüyerek gelip Hatay dan gelen salçayı da bıraktı, muhabbet ettik ve ona iki ekmek yapıp vereceğim para yerine süper değil mi. Sonra bahçeyi suladım. Akşam yemeğini hazırladım ve doooğru Edith in evine. Nermin in evine kadar gittim ve oradan aradım Edith i, dur yola çıkıyorum dedi. Çıkma yaw, tarif et dedim ama hemen önümdeymiş zaten, sokağa çıkıverdi. Gülüştük. 

Nedenn oaradaydım, yürüyüşlerde hep Edith, face in varmı diyorum, yok diyor. Tabi artık o kadar güzel fotolar var ki, sonunda Jolie yi bekliyorum, o dört hafta sonra gelecek bana bir ''face'' yapar dedi. Dört hafta beklenir mi, ben gelirim hallederim dedim ve bu akşam için sözleştik. Gerçi arada dün akşam arayıp Edith bu akşam olmasa diye mızmızlandım sadece ve sadece yorgunluktan ama sonuç iyi oldu. Türklük işte. Lisa da gelmişti, neyse biraz uzun sürdü ama Almanca, İngilizce, Türkçe anlaştık hallettik. 

Poyraz benimle gelmişti, o ada kapıda beklemiş. Yerim onu ben.  Evden çıkarken benimle gelmesin istedim, tam o esnada karşı komşumuzun köpeği Prenses sahibi ile çıkınca oh dedim, dikkati dağıldı. Epeyi bir yol almış ve Poyraz ı unutmuşken, arkadan bir nefes ve koşma sesi duydum ve Poyraz canım, yanımda bitiverdi. 

Şimdi, sizi bilemem ama bu tip hareketler, ve hayvanlarla olan ilişkim baba ömür katıyor,

Dönüş yolunda, hava portakal, limon kısaca narenciye çiçekleri kokuyor, üşümüyorsun ve gökyüzü yıldızlar ve hilal le muhteşem. Bi de yanında bir nefes, seninle koşuyor. Kafamda kafa lambası, neden çünkü bisikletin ön lambası çalışmıyor. Etraf sessiz, biskletliler, yürüyenler ve trafik yok.

Yeni bir ev gördüm, yine güzel bir bahçe. E daha ne istiyim.

Öpüldünüz.

Mutlu anne, herşeye rağmen.




2 yorum:

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Ne güzel birgün olmus,ama disarda da cok vakit gecmis,erken yatiyorsunuzdur eminim,yada belki Dalyan insani yormuyor,sevgiler size...

Oglak Kizlari dedi ki...

Terazi kızı,

Yormaz mı, şehirden daha yorgunuz burada ama nasıl derler, tatlı bir yorgunluk. Hava da temiz.

Öperim.
Keyiften yarılmış anne.