Merhaba,
2006 da bir röportaj yapmışız Evrim Sümer ile. Hala sanal da olsa ilişkilerimiz sürer bu nazik hanımla. Sağolsun.
Hatırlayalım birlikte, o günkü gazeteden 3 adet almıştım ama kimbilir neredeler.
Az gittik, uz gittik’ sözünün doğruluğunu bu yollarda anladık
Evrim SÜMER
Çiğdem
Karal uluslararası hava kargo uzmanı, eşi Cem Karal endüstriyel
tasarımcı. Akdeniz kıyılarında yaptıkları tatilleri çevre yürüyüşleriyle
heyecanlı kılıyorlar. Son keşifleri Likya Yolu. Çok da komik olmuş
Likya Yolu ile tanışmaları. Olympos’taki pansiyoncu kredi kartı kabul
etmeyince, para çekmek için Tekirova’daki ATM’ye yürüyerek gitmeye karar
verip, 19 kilometrelik Olympos-Tekirova yoluna dalmışlar. Dalış o
dalış...
Likya Yolu, Türkiye’de yaşayan Kate Clow sayesinde
önem kazandı. Sonra Garanti Bankası da yol işaretlendirmeleri için
sponsor oldu. Kate Clow’un Likya Yolu kitabı da var, üstelik Türkçesi de
çıkmış.
Likya Yolu’nu nasıl keşfettiniz?
-
Yıllardır Olympos’a gidiyoruz, tatillerimizi Çıralı’da geçiriyoruz.
Birkaç sene önce çevrede yürüyüş yaparken Kaş’tan geçtik. Orada bir
arkadaşımızın dayısı ile tanıştık. Bize, yanına hiç su ve yiyecek
almadan doğa yürüyüşleri yaptığından bahsetti. Her türlü ihtiyacını
doğadan ve yoldaki köylerden karşılıyormuş. Likya Yolu’ndan ilk o
bahsetti bize. Bu fikir bizi çok heyecanlandı. Ertesi sene de
işaretlendirmelerin falan yapıldığını duyduk. İlk defa öyle duyduk ama
ilk yürüyüş hikayemiz biraz komik.
Nasıl olduğunu sorabilir miyim?
-
Geçen sene Olympos’ta kaldığımız pansiyon kredi kartı kabul etmediğini
söyleyince para çekmek için bir ATM aramaya başladık. Sorduk, en yakın
ATM Tekirova’da dediler. O sırada aklımıza Yanartaş’a (Chimera) çıkarken
gördüğümüz "Olympos-Tekirova 19 km." tabelası geldi. O, Likya Yolu’nun
parkurlarından biriymiş meğerse. Bari buradan yürüyerek gidelim dedik ve yola koyulduk. Para peşinde girdik yani Likya Yolu’na!
KAYBOLMAK ARTIK ZOR
O sıcakta yürüyeceğiniz yolun 19 kilometre olduğunun gerçekten farkındaydınız değil mi?
-
Evet ama biraz tecrübesizliğimize geldi. Çok daha fazla su almamız
gerekirken, toplam iki litre su vardı yanımızda. Yiyeceğimizse hiç
yoktu. O kadar sıcak olacağını düşünmedik nedense. Yol bazen kıyıdan,
bazen içerlerden gidiyor. Deniz kenarı iyi de, tepeden sıcak vurunca
içerideki toprak yollarda bunaldık gerçekten. Tekirova’ya indiğimizde
karşımıza çıkan ilk otelin görevlisinden su istedik ama vermedi. Üç
kilometre daha yürüyüp merkezden aldık suyumuzu. İki litreyi 10 dakikada
içmişizdir herhalde.
Kaç saat sürdü yürüyüş?
- Dokuz saatte yürüdük.
Aynı yolu geri de yürüdünüz mü para çektikten sonra?
- Hayır! Şanslıydık, bir taksi bulduk, onunla döndük.
Yolu takip etmek kolay mı? Kaybolma şansı ne?
-
Birçok yerde kaybolduk ve zorlandık o sene ama işaretler
yenilenmemişti, o yüzden. Sonraki yürüyüşümüzde çok daha kolaydı, artık
kaybolmak bayağı zor. Uluslararası standartta yol işaretleri var. Her
200 metrede bir kayaların üzerinde kırmızı-beyaz çizgiler var. Yol
buradan devam ediyor demek bunlar. Karışık noktalarda da yürüyüşçülerin
yaptığı taş babalar var. Büyükten küçüğe doğru giden taşları üst üste
koymuşlar. Bunların birini görmüyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Son
işarete geri dönüp oradan devam edin.
Likya Yolu’nun birçok parkuru var aslında...
-
Evet, geçen sene altı yaşındaki yeğenimizle birlikte daha kolay ve kısa
bir parkur yürüdük mesela. Çok daha uzunları da var. Tekirova-Phaselis
arasındakini denedik biz. 3,5 kilometrelik bir yol bu, 1,5-2 saat sürdü.
Daha çabuk da yürünebilir aslında, biz Arda ile yok denize taş atalım,
hadi buradan bakalım falan diye bayağı bir vakit geçirdik. Bu yolun da
çok güzel manzaraları var. Sadece Olympos-Tekirova arasındaki koy çok
kirlenmiş. İnsan ayağı değen her yer kirleniyor zaten.
HERKES KOLAYLIKLA YÜRÜR
Başka çentik var mı listenizde?
-
Evet. Dalyan-Ekincik arasını da yürüdük. Orası da nispeten kısa ama çok
keyifli bir yürüyüştü. O gün yola yakın bir yerde Doluca’nın bir aracı
geçti yanımızdan, bu deliler ne yapıyor burada deyip bizi götürmeyi
teklif etti.
Bu yol nereden geçiyor? Kıyı kıyı mı, tepeden mi?
-
Dalyan’daki antik harabelerin içinden geçtikten sonra bir köye
geliyorsunuz. Köyden devam ettiğinizde yolun işaretleri başlıyor hemen.
Onları takip ederek varıyorsunuz Ekincik’e. Ekincik’e tepeden
iniyorsunuz, çok iniş çıkışlı bir bölge orası ama çok manzara gerçekten
çok güzel. Orayı da 3,5-4 saatte yürüdük.
Herkes yürüyebilir mi bu yollarda?
-
Fazla nazlı ve kaprisli değillerse evet. Doğada yürüyüş yapan herkes
kolaylıkla yürür. Yanınıza yeteri kadar su ve yiyecek almanız kaydıyla
tabii. Arkadaşımızın dayısı hallediyormuş bir şekilde ama tedbirli
olmakta fayda var.
Yolda kalacak yerler, köyler var mı?
-
Bizim yürüdüğümüz bölümlerde hiçbir şey yoktu. Daha uzun olanlarda
vardır belki ama bilmiyoruz. 19 kilometrelik yürüyüşümüzde sadece deniz
kıyısında bir balıkçı barınağı gördük, onda da kimse yoktu. Gece kalmak
da kolay değil çünkü ateş yakmak yasak. Hiçbir şeyden korkmam, hamağımı
kurar yatarım diyorsanız olur tabii. Ha ama dolunay geceleri giderseniz,
yürüyüşte fenere bile ihtiyacınız olmaz.
LİKYA YOLU NEDİR?
Fethiye’den
başlayıp Antalya yakınlarında sona eren üç bin yıllık Likya Yolu, eski
bir ticaret yolu. Sadece insanların ve katırların yürümesi için uygun.
İÖ 1200 ile 600 yılları arasında yaşadıkları sanılan Likyalıların açtığı
yolun uzunluğu 509 kilometre ve dünyanın en iyi 50 yürüyüş parkuru
sıralamasında 15. sırada.
Türkiye’de
yaşayan Kate Clow tarafından keşfedilen ve 1999’da açılar parkurun
yürüme zorluğu orta-zor. Kademe kademe parkur seçemiyorsunuz; çok inişli
ve çıkışlı olduğu için doğa ayrı sınıflandırmaya imkan vermiyor. Ancak
Fethiye’ye yakın bölümler biraz daha kolay.
Likya Yolu’nu
yürümek için en uygun zamanlar ilkbahar ve sonbahar. Yazın sadece kısa
ve gölge olan parkurların yürünmesi öneriliyor.
Parkur
boyunca Patara, Kalkan, Kaş, Myra, Finike, Adrasan, Olympos, Çıralı ve
Tekirova’daki otellerde ve pansiyonlarda kalabilirsiniz. Yol boyunca
rastladığınız köylerde veya kamp için özel izne gerek olmayan kamp
yerlerinde de konaklanabilir.
Likyalılar demokrat ve
bağımsız, yaşam standartları yüksek bir halktı. En önemli şehirleri bu
güzergahta olduğu için Likya Yolu boyunca çok sayıda antik Likya Mezarı
ve şehir kalıntısı çıkacak karşınıza.
ÇIRALI’YA UYARI GEREK
Olympos-Çıralı’da
son yıllarda gerçekten çok güzel pansiyonlar oldu. Kimi villayı
dönüştürmüş, kimi Kanada’dan ağaç ev getirmiş. Hepsi çok güzel ama bir
problem var. Orası caretta-caretta’ların yumurtlama sahili ve bunların
ışıklarının sahile yansımaması gerekiyor. Çünkü kaplumbağaları
yanıltıyor. Son yıllarda maalesef sahile çok fazla ışık vurmaya başladı.
Üstelik otomobille sahile girmek yasak olmasına rağmen kimsenin taktığı
yok. Farlarını bile kapatmıyorlar. Ayrıca her gece sahilde ateş yakılıp
parti yapılıyor.
En sevdikleri 5 yer
Dalyan Bozcaada Patara
Kaş Likya Yolu
BİR ARPA BOYU YOL
"Az
gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik.Bir de baktık ki, bir arpa boyu
yol yürümüşüz"sözünün doğruluğunu bu yollarda anladık. Bir inip, bir
çıkıyorsunuz, canınız çıkıyor.Sanıyorsunuz ki, acayip yol aldınız.Dönüp
bir bakıyorsunuz, yola çıktığınız nokta hemen arkanızda. Biliyorum
tekrar olacak ama bu yollarda manzara gerçekten çok güzel. Çevreniz
ağaçlarla çevrili; lacivert bir deniz, uzaklarda ufacık yelkenliler.
Yanınızda onlarca çeşit kuş, envai çeşit kertenkele. Ses yok, müzik yok,
huzur var.
seyahatte ne okuyorlar
İkisi de o sırada okudukları romana devam ediyorlar.
ne dinliyorlar
Seyahatte müzik dinlemiyorlar, sessizliği seviyorlar.
ne giyiyorlar
Çok
rahat giyiniyorlar. Likya Yolu’nu yürüyeceklere ince ama uzun kollu ve
uzun paçalı, güneşten ve doğadan koruyan kıyafetler öneriyorlar. Ve
tabii ki bileği koruyan çok iyi bir yürüyüş ayakkabısı.
ne yiyor, ne içiyorlar
Her şeyi denemekten yanalar. Pansiyon pizzaları, makarnaları ve patates köfteleri favorileri.
neyle seyahat ediyorlar
Kendi otomobilleri ve otobüs ile.
nerede kalıyorlar
Pansiyonda ve çadırda kalıyorlar. Ama çadırda konfor seviyorlar, mutlaka şişme yatağı olması gerek.
kimle seyahat ediyorlar
Birbirleriyle ve aileleriyle.
çantalarının olmazsa olmazları
Kolonyalı mendil, çöp torbası, dürbün, fener, havlu, kuruyemiş, ekstra çorap ve iççamaşırı, kitap, şapka ve güneş gözlüğü.
Çok yönlü anne Çiğdem
8 yorum:
Okuyunca heveslendim bu yaz ne yapsak diye düşünmeye başlamışken acaba biz bu kadar yürüyebilirmiyiz bilemedim :) 2 saat de bağdat caddesini yürümekten yorulan bir kocayla :)
Cigdem Hanim,
Ben sizi bu güzel röportajdan,eski blogunuzdan ve Tijen Inaltong'un sayfasindan hatirliyorum.
Bu blogunuz ile tesadüfen karsilastigim zaman cok sevinmistim. Adiniz ve soyadiniz bana cok estetik geldigi icin de hemen hatirlamistim.
Zevkle okuyorum.Cok seyler de ögreniyorum. Mesela,Karatay Diyetini sizden ögrendim ve Türkiye geldigimde kitabini aldim ve 16 yasindaki kizimla birlikte bu beslenme seklini benimsedik.
Bakin yazdiklarinizla nelere vesile oluyorsunuz:-)
Cok tesekkür eder, ailenizle mutlu günler dilerim.
Avusturya'dan sevgiler! Huriye
Biz de üç günlük bir parkur yapmıştık birkaç sene önce. Unutulmazdı...
Alev,
Cadde de yürüyünce biz de yoruluyoruz. Doğada yürümek bambaşka yaw.
Olur, olur süper olur. Kısa parkurlarla başlarsınız, mesela Tekirova-Phasalis yaparsınız önce.
Biz 6 yaş Arda ile yürümüştük.
haydi diyen anne Çiğdem
Huriye,
Bir meleksin.
Ne güzel bir yorum bu, bayıldım. Hem size hem kendimize.
Bidaa ki sefere görüşelim yahu.
Karatay diyetinin sonucu???
16 yaş kız, maşallah.
Yakın zamanda Tuna boyunda ailesi ile bisiklet turu yapmak isteyen anne Çiğdem
Hande,
Evet, Umarım şu Beyşehir e yakın olana da adım atarız birlikte.
Trekking annesi Çiğdem
Esas biz sahip oldugunuz bilgi ve güzellikleri bizlerle paylastiginiz icin tesekkür ederiz, sevgili paylasimci anne Cigdem!
Ben 47 yasindayim, kizim da 16.
O hemen benimsedi Karatay beslenme seklini. Ben de kismen ;)
Benim verecek cook kilolarim var.
Kizim ise bence normal, ona göre de -5 kilo verse iyi olur- durumdaydi. Bol bol yiyerek sadece un ve sekeri keserek 1 ayda 4 kilo verdi. Sevgiler! Huriye
E Huriye süper.
Tebrikler kızına.
Bende yavaş yavaş, tatlı da yiyerek, bir senede 4 kilo verdim.
Ehi, hedef iki kilo daha ama yavaş.
Azimli anne Çiğdem
Yorum Gönder