İnsan durup dururken başına ''bela'' alır mı?
Ben alırım, vazgeçemedim şu herşeye karışma huyumdan, kasıtlı yapmıyorum, kendiliğinden oluyor.
Dün parkta oturuyoruz, Süleyman bey de geldi, başladık 4+4+4 hakkında konuşmaya fakat o sırada farkettim ki, arabanın tekinden gelen yüksek ve kalitesiz ( bana göre) müzik birbirimizi duymamızı engelliyor. Kalktım gittim ve beyfendiye !! müziği biraz kısarmısınız, arkadaşımı duyamıyorum dedim. Rahatsız mı oldun dedi, evet dedim. Ben de senden rahatsız oluyorum dedi. Hadi buyrun, orada herifle ( herif oldu bakınız) polemiğe girdim. Kendime güveniyorum ya, istediğin kadar güven burası Türkiye ve üstümde mini etek ve bluz var ve parkta oynayan bir kızım var. Üstelik uyardığım adam ın seviyesi, gelip benimle değil Süleyman bey ile kavga edecek kadar düşük. Diyorum ki beyefendinin bu konu ile ilgisi yok benimle konuş, eşin değil mi yani dedi, bende hayır dedim. Bir bakışı ve hıh işte sen busun der gibi bakışı vardı ki görmeliydiniz. O seviyesiz in gözünde ''orospu'' yum ki bana göre en karektersiz fahişe bile bu adamdan daha seviyeli ve akıllıdır.
Vay o Karabüklü ymüş, ee bana ne. Polis çağırıyorum dedim, dedim valla.
Aradım 155 i. Polis şak açtı, anlattım, şu parktayım dedim, Polis sormaz mı, parkın hangi tarafındasınız diye, ee şaşrdım tabi, plakayı istedi verdim. Araya bir bey girdi, Süleyman bey girdi, herif üstüme yürümekten vazgeçti ki, herifi dövebileceğim inancı o an içimde mevcuttu.
Gece bile kendimi herifi döverken hayat edip mest oldum.
İnsanlar nasıl katil oluyor az biraz anladım sanki.
Polis geldi o sırada hiçbişeye karışmayan çevredekiler gelip ne oldu diye sordu, üç beşini paraladım çekildiler. Ulan o zaman destek çıksanıza herif kalabalık görüp gerilesin. Ay ben haklıymışımda, herif zaten köşede içki içiyormuşta ( ben görmedim) ..
Adamı alıp götüremediler, arabasını ve ehliyetini almışlar. 03..440 plakalı bir araçtı. Afyon plakasıymış. Bir sohbet, beni gösteriyor, filan.. neyse sonra kayboldular, herkes gitti ben de gazetemi okumaya devam ettim. Bir ara kalkıp gitsem mi dedim, sonra kendime dedim ki, ne korkacam, o benden korksun ( bak.. bak..)
Sonra bir hanım geldi ve o çocuk ve arkadaşları arabasız geldiler ve seni işaret ettiler dedi. Ben de polisi tekrar aradım. O arada geç oldu kalktım, tesadüf kardeşim gelip araba ile aldı bizi, kimse yoktu etrafta.
Akşam Cem beni fena paraladı tabi, haklı.
Memleketim insanları beni şaşırtmıyor, ben değişmedim diye kendimi suçluyorum. Kapat çeneni, hiçbirşeye karışma, devrin adamı ol daha ne.
Güzel bir yazı link i; http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21283159.asp
Mutsuz yazı olmasın,
Tatilden dönüşte Kilitbahir de indik feribottan, Eceabat a doğru direksiyon kırmışken, bir tabela gözümüze ilişti;
Bak, bak, şaraphane , tadımmmm... kırdık direksiyonu dar ve bizi çağıran yola.
Sonra bu tabela... Kilye ne ola ki.
Bahçesi çok güzel ve bakımlıydı.
Mağazanın girişi.
Herkes kapıya asar ya, bu müessese ağaça asmış, çok hoş bir fikir.
Kızım, nevar olaki diye heyecanla mağazaya gidiyor.
İçerisi böyle iştah açıcı, şişeler, susam, üzüm kurus v.s ürünlerle dolu.
Tadım kadehlerimizden ikisi.
Ada kız su tadımı yapıyor.
Kendi evimi yaptıracak olsam bende bu tarz bir cam duvar olsun isterim, bahçeye bakan yönde.
Mahsenleri de pek şık.
Diğer tadımlıklarımız.
Cem ve ilgili bey sohbette.
Uluslararası tadımcılar ne demişler ..
Çok hoş detaylar vardı.
Sohbet koyu.
Araya girmiş resim, kızımla Cahide hanım ın tarlasında domat ve biber topluyoruz, hatta Ada çatur çutur yiyor.
Suvla şarap yeniymiş, bazı üzümlerden yapılan ürünleri henüz şişelenmemiş bile. Okmeydanı Migros da ve pek yakında Metro larda satılacakmış.
Bize düşen ve beğendiğimiz bu şaraplar. Bir de Ada nın beğendiği zeytin kavanozu.
Toplam 107 Tl verdik 4 şişe şarap ve Zeytin e.
Pazar günü de, Büyükanne, Büyükbaba ve biz kahvaltı ve sonrasında boğaz gezisi yaptık yine.
Hava nasıl sıcaktı, Kandilli bile esmiyordu yahu.
Karal lar motor keyfin de.
Vazgeçilmez vapur um.
Keyfte olan bir başka aile.
Kızım köprünün altından geçerken dilek tutuyor.
Kanlıca.
Kiminse güle güle otursun, bayıldık.
Ada, Bebek te havuz keyfinden sonra biraz üşüdü, büyükannesinin hırkası ile.
Oturuş nasıl.
Hepsi güzel ama son iki ev favorilerimizden.
Dönüşte tekrar dilek tutulur.
Sahil de evlerden insanların denize gireceği yer yok bırakın girecek görecek yer bile yok.
Uzun oldu bu yazı hadi kalın sağlıcakla.
Yağmur yağıyor, parka gidemeyeceğiz, hay allah. ( Yusuf yusuf :-))
Cengaver anne Çiğdem
18 yorum:
o şaraplara içim gitti :)
Çiğdem hanım malesef türkiyenin acı gerçeği.duymuş görmüşsünüzdür neden bana bakıyorsun diye adam bıçakladılar. yani kimsenin tavuğuna kışt demiceksin diyor büyükler ama ben size helal olsun demek istiyorum yanınızdaki beylerede büyük bir yuh diyorum. siz bir bayan olarak ona laf söylerken onlar cesaret bile edememiş.işte biz ne kadar susarsak konuşamazsak toplumumuz o kadar deforme oluyor. umarım herkes sizin gibi cesaretli olur.bu arada şaraplar harika görünüyordu..selamlar..(yazım hatalarım varsa kusura bakmayın çok hızlı yazdım)
Çiğdem'ciğim bu tip durumlarda susamama hali bende de var.Bir gün çok pis dayak yiyeceğim de ne zaman allah bilir:)
Veeee şaraplar nasıl canım çekti anlatamam benim yerime de bir kadeh iç olar mı;)
Size helal olsun,delikanlı bir davranış olmuş.Ama etraf maganda dolu, genede dikkatli olmak lazım.Resimler harika çekilmiş,paylaşım için teşekkürler.
Bahar ve Kızısı,
Biz hepsini çok beğendik. Hele Rose soğuksa harika.
Afiyet olsun.
Keş anne Çiğdem
Tolga,
Teşekkür ederim.
Ama bundan böyle ben de de cesaret olmayacak.
Ben ne diyorduuummm adam ne diyordu ..
İnanılmaz.
Yusuf yusuf anne Çiğdem
Gülay ım,
Ben pıstım bakalım ne zamana kadar.
Evlenince bi sakinlemiştim, kocam dayak yemesin diye ama.. yeterli diil demekki.
Bir de bu tip hareketlerin cezası 180 Tl ve içeride tutamıyorlar bile iyimi??
İçmem mi??
Korkmuş anne Çiğdem
Ihlamurcum,
Takip edeiyorum seni, sen de harikasınm.
Umarım herif bidaa gelmez de unutulur.
Operim.
Tırsık anne Çiğdem
vay ne macera diyeceğim ama ben düşününce biraz korktum.Ben de böyle durumlarda susamam ama karşımızdaki böyle laf anlamaz biri çıkınca olay çok kötü sonuçlara gidebiliyor...cesaretli bayansın kutlarım.tatil manzaraları harika...belasız günler dilerim...
Merhabalar,
Bu insanları nasıl eğitip te onları adam edeceğiz? Ağaç yaş iken eğilirmiş, onlar ise kurumuş, kırmaktan başka çare yok!..
Bu tatsız olayda yaşanmamış olsaydı elbette güzel olurdu. Ama ne yapalım ki, malesef böyle şeyler de yaşanıyor.
Suvla şaraplarını ilk defa duydum. Herhalde yöresel bir şarap olsa gerek. Boğaz geziniz de bir harikaydı.
Selam ve dualarımla.
Yanında çocuğun varken asla ama yalnızken dal gitsin :))
Ben öyle yapıyorum :))
bence de yusuf yusuf delilik yapma bir daha ben de kendimi sanırdım böyle herbişeye girişiveren yok anacım seni geçemem şu durumda
geçmiş olsun geziye falan bakamadım valla içime oturttun !
Arzu,
Cesaretliyim ama sonradan çok büyük düşüncesizlik ettiğimi anladım. Gerçi benim için gayriihtiyari bir uyarıydı ama adam rezil çıkınca. Neyse, parka uğramayacağız bir süre.
Ne olur ne olmaz.
Benim üzgünlüğüm, parka benden daha yakın olan ve benim yüzümden beni korumak zorunda kalan Süleyman bey in durumu.
Sağol bidenem.
Endişeli anne Çiğdem
Recep bey,
Sert ama yorumunuz çok güzel. O adamda hakketen bu saatten sonra eğitim bir işe yaramaz. Kırılması şart.
Teşekkür ederim.
Endişeli anne Çiğdem
Asortik,
Bence yalnızken de yapmamak gerekiyor, çünkü zaten bu bela arayanlar gelip kocanı buluyor, ya da o anda yanında ki adamı.
Sağol.
Üzgün anne Çiğdem
Mine,
Sorma ben de hayat kalitemi düşürdüm.
Üff leyen anne Çiğdem
Çiğdem Hanım,
Ben olsam aynısını yapardım hani dayak yiyeceğimi bilsem yine yaparım yine yaparım :))) Tebrik ediyorum ondan dolayı sizi Ada kızı da öptüm yanaklarından :) sevgiler
Hande ve Kuzusu Poyraz
Yaw Handem,
Bi görüşeli,m, tel neyin aç bana ltf. Benim telefon değişti yine.
Bir hafta parka gidemedik ama ne haber, muhtemelen bu hafta da gitmeyeceğiz. :-(
Operim çokcana.
Özlemiş anne Çiğdem
Yorum Gönder