27 Eylül 2013 Cuma

Moka - Ocak üstü esspresso demliği

Günaydın,

Bir gün, hadi Belgin İkea ya gidelim demiştim Istanbul dayken. Çocukları aldık, kalktık gittik. Yemek yedik, dolandık ve ben orada esspresso demliği gördüm. 40 Tl-42 Tl derken, bulurum ben nasıl olsa diyip, taaa 92 yılından bu yana aklımda olan demliği almadan çıktım Ikea dan. Belgin ''pişman olacaksın'' dedi ama kasada bıraktım, şimdi para harcamayayım o kadar diye.

Belgin haklı çıktı, herzamanki gibi. :-)

Dalyan a geldik, haftasına french press im kırıldı, bu kaçıncı press artık saymıyorum. Kaldım mı kahvesiz. Türk kahvesinin yeri ayrı bu tarz kahvelerin yeri ayrı benim gözümde. E okadar nakit verip, ruhsuz makinalardan da almak istemiyorum.

Ne yapayım derken, internetten alışveriş imkanı var ya dedim kendi kendime. İstanbul da hiç aklıma gelmeyen bu seçenek, satılan malların çeşitliliğinin az olduğu Dalyan da hayat kurtarıcı.

Ikea nın sitesine girdim, bu arada Ada ya bir yatak ( ranzamsı)  beğendim sipariş ettim ama yatak stok da yok. Bekliyoruz Ikea nın ilgisini. Aaa o de ne sitede moka yok. Fakat nasıl olur derken, gitti gidiyor un sitesinde  buldum, tamam istediğim gibi renkli değil ama çelik en azından. Acil durum sözkonusu. Aldım, iki günde Aras kargo ile geldi. Üstelik 38 Tl :-)

Kullanım ile ilgili şu filmi izleyebilirsiniz.



Moka diyince aklıma neler neler geldi, İngiltere yılları, Antonella ve diğer italyan arkadaşlarım. Acaba neler yapıyorlar, yakın zamana kadar mektuplaşıp, mesajlaşıyorduk ama sonra..

O zaman, bir küçük fincan  denemem için bana verdikleri esspresso, tadı, ne sert gelmişti  kahvenin.  Aman, bizim Türk kaavesi gibi acı bişey demiştim. Bu günlere geldim. Gelişme mi desek adına ??

Renklisi ve çelik olanı için Lauraaaaaa senden haber bekliyoruum. İlk anne ziyaretinde beni unutma lutfen. Kırmızı tercihimdir.

İşte benim kızın resimleri, Moka ya kızım diyen başka deli varmıdır?


Önce alt hazneye deliğe kadar su koy.
Benim moka 3 fincanlık. 6 fincanlığı fazla gelir diye almadım.


Sonra filtre eklenip, kaave ile doldurulur. Yaprak hala senin aldığın kahve ile geçiniyorum.
Bir ara Türk kahvesi koymayı da deneyeceğim, sonuçta kahveler aynı sadece çekim dişlisi farkı var, dimi ya.


 ve aparatı takıp, kısık ateşin üstüne yerleştir. Pipetten içecek çekipde gelmediği zaman ki gibi bir ses çıkınca da altı kapanır. Afiyet olsun.



Roka larımın hali. Büyüdüler.


Kereviz, karnıbahır,pırasa.
Deneme amaçlı.
Fide kaynak, çiftlik.


Limonlar da bayağı büyüdü. Portakal her daim veriyor zaten.


Yanın da Ada kız a Rozi den gelen orjinal çukulatalar var ama ben yemedim. Karatay cıyım yine son iki haftadır. Kilo 55. Hedef 53 bakalım. 


Kahvemin yanında kuru incir ve taze ceviz. Mükemmel. Yanında aşağıda ki manzaralar eşliğinde gazete keyfi.



ne uyudun be Boncuk.


Cm görünce '' kalk ulan benim minderimden '' diyor ama dinleyen kim. Poyraz ( yan komşunun köpeği) bu Kış bize gelince neler olacak bakalım.





Ayşe Arman okurken, seçtiği konular ve kullandığı dil dolayısıyla kendimden geçiyorum. Ara ara bu manzaralara bakarak ''Arman'' okumak beni, kısa anlar için bile olsa Dünya dan koparıyor.  Teşekkür ederim Ayşe Arman. Hımm a da çok üzüldüm.  Dünkü yazısı için link.



Bir de bu haber vardı, öldük gülmekten yaw.

Hadi kalın sağlıcakla.
Moka sever anne.


 

26 Eylül 2013 Perşembe

Cehennem - Dan Brown


Merhaba,

Dan Brown un son kitabı, Cehennem. O kadar heyecanlıydı ki, kalbim dayanmayacak tempoya diye ara vererek okudum. Son yirmibeş sayfasını okumak içinse tam iki gün ara verdim. Nasıl.

Ben çok beğendim ve keyifle okudum.

Istanbul da geçen bölümler ve detaylar beni memnun etti.

Çocukluğumun ''yere batan sarnıc''ı , yenilenmiş hali;  bazı anılar üşüştü aklıma okurken. Kitap okumak ve film seyretmenin en güzel yanlarından birisi bu sebepler. Bir de, kitabı okurken, küt,  Ada bana sesleniyor; anneeee , kafamı bir kaldırıyorum ama aslında kitapta bahsedilen yerdeyim. Şöyle bir silkiniyorum ve efendim kızım diyorum. Tabi her yazar da bu yetenek yok. Ben de uzmanım ya :-)

Brown, bayağı kıyak yapmış İstanbul a. Yorumlarda hep iyimser. Ehh satışlarda düşünülmeli tabi. Bir de ilk kitap kadar vurmuyor insanı, o beklenti ile okunmamalı bence.

Kitabın dayandırıldığı ana fikir de güzel ve inandırıcı.
Babam da eskiden trafik kazaları için ''nüfus planlaması''  evladım derdi. Bilenler bilir, kendisini sevgiyle anıyorum!

 Dan Brown Cehennem



















 foto kaynak;


 Bir de kitapta bahsi geçen belgesele ait kısa bir  filmi var. Buyrun;



Tabi okurken, yok o tabloya bakayım, aa ben oraya gitmemiştim internetten araştırayım da diyorsunuz ve kitabı okumak dahada uzuyor ve keyifleniyor.

Ne diyeyim, iyi okumalar.

Ada dan inciler, 

Anne telefüs zili çalınca - hababam sınıfı müziği -  içeri giriyoruz. Iyi dersler öğretmenler veya öğrenciler diyor kayıtta diyip gülüyor.

Telefüs :-)

Kalın sağlıcakla
Nostaljik anne

25 Eylül 2013 Çarşamba

Herşeyden biraz.

Merhaba,

Öyle çok ara veriyorum ki yazmaya, ha bugün ha yarın derken bir bakıyorum üç-beş gün geçmiş. Yapacak , yapılan birçokşey ve yazılacak o kadar çok yazı var ki, hepsi de keyif veren şeyler.

Derdimiz bu olsun.

Bir de Ada kız öğlen yemeğine eve geliyor ya, e üç öğün düzgün yemek yapmak gerekiyor. Hasbam bir yediğini diğer öğünde yemiyor. Kızmıyorum çünkü ben alıştırdım onu böyle.

Bu arada aldığımız organik tavuğu beğendik. Suyu muhteşem oldu ve eti hakikaten bizim o yediğimiz pufidik etler gibi değil. Sert, kopmuyor. Kart da diyemeyiz çünkü bayağı küçüktü. Hala 30 Tl pahalı diye düşünüyorum, bakalım. Terbiyeli çorbasını yaptım, kızım; annneee lokanta çorbaları gibi olmuş tadı dedi. Hadi oradan ''sefil'' dedim.

Bi de arada ''mürdüm eriği''  kuruttum. Bir haftadan sonra tuzlu suya batırıp çıkartım iki gün daha kuruttum. Güzel oldu haberiniz olsun. Hedef portakal kurutmak.

Bugün bizi sağlık ocağından çağırdılar; boy ve kilo ölçmek için. Ada kız 114 cm ve 19 kg. Kafa ölçüsüde 53 yani doğum daki boyu, şimdi kafa çevre ölçüsü olmuş.

Boncuk döndü bu arada. Zeytin ve Boncuk ailemize tekrar katıldılar.

Zeytin in patisinde bir problem var, şişmiş ve üstüne çok rahat basamıyor. Burada  Dave adında bir bey var, o kedileri toplayıp; 5 kedi 100 pound u veterinere vererek onları kısırlaştırıyor. Önce Cem ''hayır'' , kedilerin doğasına aykırı dedi ama onu ikna ettim. Zeytin kısırlaştırma işlemine tabi tutulacak ve bir antibiyorik iğneside yer herhalde patisi için.

Çünkü dokundurtmuyor, patisine.

Kontrolsüz çoğalınca burada hayvanları sanırım zehirliyorlar, görmedim ama hikayeler duyuyorum. Kısırlaştırıp, yavaş yavaş normal bir populasyona gelmeleri bence daha iyi.



Zeytin i yakalayamıyoruz. Mamasını bu kabın içine koyduk, o girdi çıktı, bir tek mama aldı ve bu sırada yakalanmadı  iyimi, bakalım yarın sabah neler olacak.




Ve Zeytin in bu sabah ki hali. Güneşleniyor abimiz. Panter gibi pozlar verdi zibidi.

Bu da kızımın sabah pozu.
Dişlerinde ki siyahlıklardan kurtulamıyoruz. Yeni dişlerde de var. Akupunktur yöntemleri önerdiler, bakalım. Yabancı litaratürüde tarıyorum, nedeni yok, çözümü yok. Nasıl bir iş nalyamıyorum.


ve yeni başladığım kitaplar; Bir tanesi zaten başucu kitabımdı, Permakültüre giriş te öyle olacak herhalde.


Cuma günleri bazen Ortaca pazarına gidiyoruz. Kadıköy kadar mesafede ama gitmek 10 dk sürmüyor. Dönüşte başka bir yoldan gelelim dedik; aman ne güzel ne yeşillik bir yol anlatamam. Ortaca gözümde hep çirkin bir ilçeydi ama artık öyle değil. Dönüş yolunda asfaltın ortasında bu arkadaşı gördük



önce hayret ettik, aa.. ne işi var burada diye sonra kenardaki sulama kanallarını hatırladık ve gördük.


yengeçte herhalde pazardan geliyordu.



evinin de şu koca delik olduğunu düşündük. Rastgele yengeç kardeş.

Bisiklete binerken ve ara yollarda hep tarlalarda kullanılan ilaç reklamları görüyoruz. Üzülerek söylüyorum, ilaçsız hiçbişi yok.




Gerçi bilmeden yazıyorum tabi. Bunlar besin (N,P,K ) gibi gözüküyor ama... öyle derin konular ki.

İşi ilgililere bırakıyorum ama ben kendi bahçemde, dededen kalma yöntemleri deneme amacındayım diyorum, bakalım.

Çok dağıldı konular. Ne yazacağım ben etikete.

Kalın sağlıcakla
Şaşkın anne



17 Eylül 2013 Salı

Okula başlama ve takip eden herşey

Merhaba,


İnsan, kızını okuldan alıp deniz kıyısına gidince kendini cennette hissediyor.

Arabaya bindi kızım, aa neden bisikletle gelmedin anne; denize gidiyoruz kızım, cevap; yihhuuu...


Hava da bir güzel ki buralarda. Çok sıcaklar gitti. Tatlıııı bir sıcak geldi, artık akşamları denizden çıkınca üşüyoruz.

Ada kız, okula başladığı ilk gün, yüzmeyide öğrendi. Önce kolluksuz girmek istiyorum dedi, sonra dizimden denize atladı, benim gibi dalıyormuş gibi yaptı ve snorkel i takıp yüzdü be yaw. Çocuklar.... nazar değmesin. 

Denize gitmediğimiz günler var arada.  Temizlik yapıyoruz, etrafta keşif yürüyüşleri yapıyoruz v.s.

Ada kızın çantasına Nar ayıklayıp koydum dün. Sağolsun Kerim abi. Ada nın haberi yoktu, okul çıkışında anne sayende arkadaşlarım hep başıma toplandı, herkes Nar yemek istedi dedi. Ben çok iyi bir anneymişim. :-)



Nar lar, Kerim abi nin bahçeden. Kerim abinin bir evinde gözüm var, kiracı boşalınca bakayım dediydim.  Hatırlamış, Pazar günü bizi de aldı. Pek hoş ve kirası bizi aşan bir ev. Giderken Ada scooter  ile gitmek istedi, bayılıyor motora binmeye.


Üstündeyken çekemedim. Sadece kaskı kaldı foto ya.



Arkada ki Nar bahçesine domuz geliyormuş. O yüzden nöbetteymiş Kerim abi. Vurunca oh kasaba satıyorsunuzdur, burada çok yabancı var dedim. Yok canım veriyorum yiyiveriyorlar dedi. Meğer bazan duyduğumuz sesler onun tüfeğine aitmiş.


 Kızımın ön dişlerinden biri düştü, tam da okula başladığı gün. Diğeride fena halde sallanıyor.




Okul fotolorı buyrun;






Hayırlı uğurlu olsun tüm öğrencilere.

Börülce yaptım bugün, kızım ağladı önce yemem diye, sonra da gelip, anne harkulade olmuş, ellerine sağlık dedi. Bürülce hep yapmalıymışım. :-)

Boncuk - kedimiz -  sabah yemek yemeye gelmedi, hala yok. Endişeliyiz.
Veterinere uğradık, geçen sefer başına gelen gelmesin  ( detay için bir tık ) diye ama orada da yok.
Kısırlaştırmak için onları toplayan Ingiliz beyin kaldığı yere bile gittik yok.. yok..

Kalın sağlıcakla
Endişeli anne










14 Eylül 2013 Cumartesi

Portakallı, haşhaş tohumlu kek

Iyi akşamlar,

Bahçemizde ki portakal ağacının alt kısmında sürekli olmuş portakallar var. Bazan kendi kendine düşüyorlar. Sulama yaptığımda görüp ah ne yapsam diyordum.





Dün 10 adet portakal toplayınca, net ten bir tarif bakayım dedim ve şu tarifi denedim. Süper leziz ve tam ağzımıza layık oldu teşekkürler Dilekçe.

Harika çıtır çıtır bir tat. Tarifte ki şeker miktarlarını neredeyse yarı yarıya azalttım, portakal suyu yeterince fruktoz zaten diye. - Karatay a selam -

Blender ım bozulduğu için, kayısı çekirdeklerini havanda ezdim. Tarifte badem denilmiş evet, bademim yoktu.



Portakal Suruplu Hashasli Kek
(kaynak: Dr. Oetker)
4 yk hashas tohumu
150 ml taze sikilmis portakal suyu

Kek icin:
200gr tereyag, oda isisinda
150 gr seker
1 cimdik tuz
biolojik bir portakalin kabuk rendesi
4 yumurta
350gr un
3 cayk kabartma tozu
100gr toz badem

Serbet icin:
225gr seker (ben daha az kullaniyorum)
200ml portakal suyu (iki katini kullaniyorum)
5 yk limon

Hashas tohumlarini yarim saat portakal suyunda islattin.
Kek icin malzemeleri karistirin ve portakal suyunda hashas karisimini ekleyin. Keki 160° de 45 dakika kadar pisirin. Kalibinda 10 dakika sogumaya biraktiktan sonra kaliptan alip bir izgara üstüne yerlestirin. Kürdanla keki düzenli bir sekilde delin.
Malzemelerin hepsinin 2 dakika kaynamasi ile elde ettiginiz serbeti yavasca kekin üzerine dökün. Bütün serbeti cekene kadar islemi tekrarlayin.


Çiftlikten gelen karma ekmeklik un kullandım. 


fırından çıktı. 25 dk da pişti benim kek. Aman dikkat yani.
 

Sos süper kokuyor.


Ve kek sosu yemeye başladı.


Bu da kızım tarafından çekilen foto.



Kızım pürdikkat ''pou'' oynuyor. Boncuk da ona yoldaşlık ediyor.

Arka taraf çiçeklenecek Bahara merak etmeyin.

Epeyidir gazete okumuyorduk. Bu sabah okuduk ve offff BARIŞ istiyoruz, hiçbir gazeteci içeride olmasın istiyoruz.

Kalın sağlıcakla
Dertli anne


13 Eylül 2013 Cuma

Karatavuk / Blackbird

Günaydın,

Kendimle gurur duyuyorum. Sabah bahçemizde bu kuş vardı, Karatavuk mu acaba derken, evet Karatavuk.
Nereden biliyorum yahu dedim. Vallahi kıçım kalktı. :-)

Keneleri çok severmiş bu kuş. Oh ne güzel, bizde böyle bir korku yok ama arkadaşlarımız hep bu konuyu soruyorlar. Diyorum ki burası doğanın kendisi, sistem işliyor - henüz -



Şimdi de biraz bilgi; Kaynak için bir tık.

Yetişkin erkekler, isimlerinin de belirttiği gibi tamamen siyahtırlar.
Parlak sarı/yeşil bir gagaları, gözlerinin etrafında yaz ve bahar aylarında görünen temiz sarı bir halka vardır.
Yaz sonuna doğru gagaları kararmaya başlar.
Dişiler kahverengi renkli olup göğüslerin uçlarına doğru koyu çizgili beneklere sahiptirler. Genç olanları daha çok annelerine benzerler fakat onların üst taraflarındaki benekler daha soluktur.
Alarm sesine benzer ‘pli pli pli’ gibi yüksek ses ile flüt sesine benzer olanlar da dahil olmak üzere çeşitli haberleşme sesleri çıkarırlar.
Tüyleri kara, meyve ve böceklerle beslenen ötücü kuş türüdür.
Erkeği dikkat çekici derecede siyahtır (özellikle yemyeşil ormanlık alanda), gagası ve göz halkası parlak turuncu-sarıdır.
Dış kanadı ve kanat altı uçuşta açık renktir.
Dişisi koyu kahverengi, gagası koyu ya da sarıdır; boğazı açık renk ve çizgili, alt tarafı hafif beneklidir, ancak hiç bir zaman belirgin bir deseni yoktur.
Yerdeki rengi ‘benekli’ ardıçlardan her zaman daha koyu ve mattır.
Genci benzer ya da daha kızıldır, başı pas kızılı sırtı ve kanat örtüleri pas rengi-kirli sarı beneklidir.
Ergen erkeği mat siyah, kanatları daha kahverengi, gagası ve göz halkası koyudur.

Sürücül bir kuş değildir.
İki ayağı üzerinde zıplamayı tercih eder, ancak kurt vb. yiyeceklerini ararken bir iki ufak adım atar,durur ve hareketsiz bir biçimde bekler, sonra tekrar aynı şekilde birkaç adım atar ve avını avlayana kadar bu böyle devam eder. 

Karatavuk-batak,potak,battak,karapotak,cukcuk ( Denizli ) wolfkenan
Kastamonu – Abana / karatavuk – karabakal / ( naktan )
bakal, bakkal, bakul, botak, bukal, cabıb, cakılı, cayık, coz bakal, cuka (tokat ağzı), cukcuk, cukcuruk, cükka, gara gavuk,, kara bakal, kara bakkal, kara bukal, kara baştan, kara cuka, kara patak, zesku

Kalın sağlıcakla.
Renk körü olmasa kuş bilimci olacak anne

11 Eylül 2013 Çarşamba

Turvak ve Peygamber devesi

Merhaba,

Geçen sene katılmıştık Turvak etkinliklerine, bu sene de Yaprak tan rica ettim, aman sömestre ayarla bize diye ve  Turvak tan gelen e-mesajı ona ilettim. O da tamam dedi ve ekledi, aa..aa fotoğrafta ki Ada değil mi.

Evvet, artist kızım benim. Nazar değmesin.



Dün gece ki, ot toplama seansında karşılaştık kendisi, ile tam da aynısı değil sanırım ama aynı ağır hareketler. Bi de sevimli. Gitmedi el arabasından.

Daha önce de denk gelmişti, hep otların arasına saklanmış oluyorlar. Elime gelmiyorlar. Ama yusufçuklar ( Dragon fly) geliyor :-)



Sıcak ve ılıman ülkelerde yaşayan, genellikle yeşil renkte ve ortalama 5 cm boyunda, düz kanatlı, çok obur böcek türü.

        Eski biyoloji kitaplarında Peygamber devesi, bitki ve küçük böcekler ile beslenen böcek türü olduğu yazılıyor. Radyasyonun mücizevi etkisi sayesinde Peygamber devesi çok iri ve tehlikeli canavara dönüştü. Onların büyüklüğü ve fiziki kabiliyetleri tüm canlılara meydan okuyacak derecede gelişmiş. Normalde cızlarla beslenir, insanlara pek saldırmaz, ama göç mevsimlerinde çok saldırgan oluyorlar. Peygamber devesi yakın mesafede çok tehlikelidir, jilet gibi keskin pençeleri ile bir kaç saniyede herkesi param parça ediyorlar. Böyle bir saldırıya uğrayan Peygamber devesinin kurbanı bazen felç oluyor, bazen ise hiç bir şey göremez, yani kör oluyor.


        Peygamber devesi çevredeki zaralı böceklerin denetim altında tutulması için oldukça yararlıdır.Özellikle bahçelerini böcek ilaçlarının zararlı etkisinden,uzak tutmak isteyenler,bahçelerindeki böcek miktarlarını dengelemek için doğal yollara yönelirler.En etkili çözüm yollarından biri de,zararlı böcekleri yiyerek beslenen peygamber devesini daha yakınan tanımaktır.Böcek ilaçları yalnızca tehlikeli olmakla kalmayıp,genellikle yararlı böcekleri de öldürüp,köklerini geride bırakabilirler. 
Türkiye de zararlı böceklerin denetimi için,kimyasalların yaygın olarak kullanılmasına karşın,zararlı olmayan yöntemler üzerinde de çalışmalar yapılmaktadır,Örneğin,Antalya da Narenciye ve Seracılık Enstitüsü,turunçgiller için iki tür yararlı böcek satmaktadır.Dünya nın hemen her yerinde zararlı böcekleri yiyerek beslenen ve böylece doğaya çok yararlı bir hizmette bulunan, hem de ücretsiz olarak, peygamber develerine rastlanmaktadır. 
Peygamber devesi yaşamının büyük bölümünü kıpırdamadan başının altında büktüğü iki ön ayağı ile dua eder ya da meditasyon yapar gibi geçirdiğinden,pek çok insan doğaüstü bir canlı olduğunu düşünmektedir.

        Yaklaşık 1800 farklı türü bulunan peygamber devesinin boyu 1 santimetreden 25 santimetreye dek değişim göstermektedir.Kutuplar dışında,dünyanın hemen her bölgesinde yaşayan peygamber devesinin yaygın olarak görüldüğü yerler tropikal ve güneşli iklimin yaşandığı bölgelerdir,Türlerine göre açık kahverengidenn,parlak yeşile dek değişim gösteren renkleri genellikle çevrelerinde bulunan otların,yaprakların,çiçeklerin ve dalların rengiyle uyum içindedir.Egzotik lavanta ve pembe orkideye benzer renklerde olan en güzel türleri Güney Asya da yaşar.Bunlundukları ortama uygun renklerde olmaları, hem düşmanlarından gizlenmelerine,hem de avlarını kolaylıkla yakalamalarına yardımcı olur. 
İyi bir danak zevkine sahip olan peygamber devesi,başarılı bir avcıdır da.Av stratejisi,kusursuz görüş açısına,sessizliğine,sabrına ve şaşırtıcı hızına bağlıdır.Kanatları olmasına karşın,zamanının büyük bölümünü kıpırdamaksızın geçirir ve onu çevresinden ayırt etmek oldukça zordur.Bire yaprağı ya da çiçek tomurcuğunu andıran hayvan avının üzerine atlamak için en uygun zamanı sabırla bekler.Saldırdığında,bir hayvanın sahip olabileceği en hızlı kas hareketlerinden biriyle hareket eder.O denli hızlıdır ki bir insan onu göremez bile.Beslendiği böceklerin çoğu,insanlar tarafından zararlı olarak nitelendirilen böceklerdir. 
Yaşam aralığı,bir yılın ilkbahar aylarından,sonbahar aylarına dektir.Yavrular,ilkbaharda havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte yumurtadan çıkmaya başlarlar.Yumurtadan çıktığında,tıpkı kanatsız erişkinlere benzeyen yavrular sonraki birkaç ay boyunca,dış kabuklarını 5,10 kez değiştirirler.ve her seferinde biraz daha büyürler,Yaz sonlarında ise artık erişkindirler.Çiftleşmeleri de oldukça ilgi çekici bir konu olmuştur.Çünkü bazen dişi peygamber devesi,çiftleşme sonunda erkeğinin başını yer.Daha sonra da dişi,içinde 30 dan 300 e dek değişen sayıda yumurta bulunan yumurta keselerinin üzerini kaplayan koruyucu tabaka sayesinde kış boyunca korunur.Yeni yavruların yaşam ilkbaharla birlikte başlar. 
Sık sık çekirgeyle karıştırılır ama benzersiz üçgen başı onun en belirgin ayırt edici özelliğidir.Altı bacağı vardır,ama öndeki iki bacağı sürekli başının hemen altında kıvrılmış olarak durur.Başını bir yandan diğer yanına döndürebilen tek böcektir.Bu hareketi,avını araştırması sırasında iri gözlerini odaklarmasına yardımcı olur. 
Yukarıda okuduğumuz bu yazıdan da anlaşılacağı gibi,aslında böceklerin ne kadar yaralı olduğunu anlamışızdır,ama ne yazık ki pek çok insan hala, En iyi böcek ölü olandır,bu zihniyet halen değişmedi,.Her böcek zararlı değilidr,Bu yazımda Peygamber Devesi nın doğa nın dengesini koruma da ne kadar çok değerli olduğunu anlatmaya çalıştım,umarım az da olsa bilgilenmişizdir. 
Ezerek öldürmeden lütfen bir kez daha düşünelim,böceklerin aslında doğal dengenin önemli yapıtaşlarından bir olduğunu unutmayalım............................ 
En Kanlı Birleşme: Peygamber develeri en kanlı cinsel birleşme örneğini sergiliyorlar. Dişi peygamber devesi çiftleşme anında kendisini yiyecek olarak sunan erkeğin kafasını kopararak yemeye başlıyor. Ancak peygamber develerinde sinir sisteminin merkezi kafada değil de vucutta olduğu için çiftleşme devam ediyor.

Kaynak için bir tık. 
Yine vakit yok.
Kalın sağlıcakla.

Not;  kızım bir snorkel yaptı ki bugün deniz de. Diyor ki; geçen balığı gördün mü anne. Bi balık kumun altına saklanıyor anne. Dönüşte net ten gösterecektim. gördüğü balıkları  ama bitap düştü, uyudu.

Kızı yemek yemeyen anne


10 Eylül 2013 Salı

Baştankara kuşları ve okul hikayeleri

Merhaba,

Bu aralar yoğunuz, malum okul işleri. Ne yaptın derseniz, hiç ama yoğunuz :-)

Dün saat 09,00 da okulun bahçesinde hazır olduk. O ne müdür bey çıktı, listede 100 öğrenci vardı, 60 kalmıştı e gelenler 40 kişi. Okulumuzda birinci sınıflar için 3 öğretmenizmiz var, çocukları iki sınıfa böleceğiz ve bir öğretmen açıkta kalacak. Siz şimdi gidin, yarın aynı saatte gelin dediler. Yaw şunu önceden niye ayarlamadınız dedik içimizden ama üstünde de durmadık sonuçta biz köye geldik dimi ya. Buralarda telaşa gerek yok.

Kura çekilecek dendi, bizde kızımızın şansına güveniyoruz inşallah iyi bir öğretmene düşer dedik ve hoop sahile.

Ertsi gün yani bugün, okul bahçesinde çekilecek kurayı bekliyorduk, aa bir baktık öğretmenler ellerinde listeler ile geldiler ve isim okuyup çocukları alıp gittiler, kura önceden çekilmiş ! ee bizim kızın oynadığı tüm kızlar başka sınıfa gitmesin mi. Haydaa e canım ne olacak sınıfını değiştirelim dedik. Ama olmadı. Ne yapsak bilemedik. Bide işin orasını düşünmedik ama öğretmenlere de ayıp oluyor ama kızıma da anlaşacağı arkadaşlar lazım.

Münevver hanım, çok tatli, pozitif bir hanım gördüğüm kadar ile. Perran hanım da öyle, bay olan öğretmende öyle.

Kızımız bi keyif başladı, okula. Hemen arkadaşta yapmış. Biraz önce geldi, yarın için çantasını da hazırlamış. Önümüzde bir hafta var, değişiklik olursaaaaa,  ok, olmassa kader diyip yola devam edeceğiz.



Okulumuza 20 dk da gidiyoruz.




Dün dönüş yolunda keyif de yaptık kızımla.


Baba-kız bu sabah.



Hayırlı olsun.

Veranda daki masanın üstüne cevizleri ve fındıkları koyuyorum. Yerken, bir kısmı kırıp, saçılıyor etrafa. Eve bir geliyoruz heryer kabuk, Allah Allah neler oluyor derken. Bir şarkılar bir türkiler
geliyor dışarıdan;  kuşlardan. Ne kuşu derken bulduk;






Baştankara lar grubuymuş.
Hoşgelmişler, onlar için planlarım var bakalım.


Bu arada hafiften bahçe çalışmalrım var. Bunlar Roka lar.


Biber denemesi.



Kereviz, çiftlikten.


Pırasa pek pas vermiyor sanki.


Mine çiçeği, inşallah kocaman bir çalılık olacak.


Kızım bence güzel bir anımı yakalamış. Saçlar beyazlaşacak derken, sarışın olacağım galiba.


Kaç gündür oturma planları vardı Ada nın, bugün kapı açıktı :-)


 Hayırlı olsun.
Tüm çocuklara okulları hayırlı uğurlu olsun.

Kalın sağlıcakla
Hafif hüzünlü anne.