25 Şubat 2011 Cuma

Ispanaklı Kek Tarifi



Selaaammm,

Herkes nasıl bakalım.

Pilates yapıldı. Ebru ya Allah razı olsun denildi. Resim gönderdiğimizden beri her Cuma benim ve Ada nın resmi çıkıyor. Ada kız, Ebru, şimdi resimler diyince, hemen gelip bekliyor ekranın önünde.
Annneee yine bizzzzz. Daha çok resim gönderelim beşşş tane diyor.

Ada kız sevdiği bir işi yaparken şarkı mırıldanıyor ve bunlar genelde radyoda dinlediği İngilizce şarkıların nakaratları oluyor buda beni pek mutlu ediyor. Annesi gibi kulaksız olmayacak yani. Keşek Yeşim halası burada olsaydı, ona piyano çalmayı ve notaları öğretebilirdi. Eh artık Arman a öğretir, kendi yakışıklı oğluna. 6 aylık olmuş bile, maşallah. Yeşim kilo durumun nasıll?

Büyükbabası Ada ya nanik yapmayı öğretti. Ada bu hareketi çok sevdi. Bana gelip anne Philip diyor. Nedense nanik demiyor iyimi.

Bugünkü menümuz; arpa şehriyeli çorba ve zeytinyağlı portakallı kereviz. Annemde pazı dolması ve kırmızı biber dolması yapmış. Belgin de ıspanaklı çukulatalı kek gönderdi oh....

Sonrasında Türkan Sylan ve Puf un Sihirli Elbisesi. Bizimkiler ( Ada ikinci kez gitmesine rağmen) ağzı açık seyrettiler. Ada bu aralar çok huysuz ve şımarık. Sanki ergenliğe girmiş gibi desem bilmem anlatabilirmiyim. Merkez çok kalabalıktı bugün, dans kursları v.s. başlamış 7 yaş ve yukarısı çocukları olan koşun bence Türkan saylan Merkezine.
Sonra Belgin ve kek. Arada yol kaybedip Samandıra ya bir gezi. Şehre bu kadar yakın orman ne güzel. sanki orman çöplük demekmiş gibi, tüm molozlar ve pislikler yol kenarında ormanlarda. Biz insanlar insan olmayacağız birtürlü.


Ispanaklı Çukulatalı kek in tarifi;

Malzemeler:

· 3 yumurta

· 1.5 su bardağı toz şeker

· 1.5 su bardağı un

· 1 paket kabartmatozu

· 1 paket vanilya

· yarım çay bardağı sıvı yağ

· 1 su bardağı ( püre halinde )

Üzerine:

· 1 paket krem şanti(hazır)

· 1 paket çikolata sos (hazır)

Yapılışı:

Ispanakları yıka ve püre haline getirmek için rondodan geçir.

Yumurta ve şekeri iyice çırp.(4-5 dakika kadar)

Sonra içine yağ, vanilya, kabartmatozu, ıspanak püresi ve unu ekleyip karıştır.

Yağlanmış tepsiye dök.

Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 40 dakika pişir. ( pişip pişmediğini kürdan ile kontrol et)

Kıyılarını kes. (yuvarlak, kare vs.)

Kıyılarını robotta un şeklinde kıy.

Hazırlanmış olan krem şantiyi kekin üzerine sür.(kekin soğuk olması gerekir)

Pişirilmiş çikolata sosunuda krem şantinin üzerine sıcakken dök.

Un haline getirilmiş kek parçacıklarını üzerine serp.

Bu arada en önemli ayrıntı kekin rengi. Yeşil fıstıklı gibi ama hiç fıstık yok. Resimde soluk çıkmış. Becerememişim çekmeyi.

Afiyet Olsun.
Kek yemiş şaşkın anne Çiğdem

24 Şubat 2011 Perşembe

21 Şubat 2011 Pazartesi

Sanctum / Kutsal yer


Merhaba,

Iyi haftalar.

Oh nihayet şu çok istediğim Sanctum- 3D ye gittim. Ve çok memnun kaldım. Tamam Avatar veya Sammy gibi filmin içine çok 3D gibi giremedim ama yinede memnun kaldım. Dalmayı özlemişim onu farkettim. Cem ise kardeşim ne işiniz var oturun evinizde sıcak sıcak, daraldım modundaydı.

Ben sanki ben o mağarada dalıyormuşum gibi hissedeceğim zannettim çünkü diğer 3D lerde öyle oluyordu. Ama bunda olmadı yada biz 3D ye alıştık. :-) Yine çok güzel bir filmdi. Ölümler ise beni pek etkilemedi, gerçekçi buldum. zaten nedense spor yapılırken alınan gerçekçi kararlar beni çok etkiliyor. Tabi orada bir film seyrettiğiminde farkındayım elbet. 127 Hours da spor ile ilgili ve güzel bir film, DVD sini seyrettik ve hem Cem hem de ben çok beğendik. Vayyy oluyorsunuz seyrederken hakikaten. İki kişi 3D ye Trio da 34 Tl verdik. Ben emekli indirimi aldım 3 Tl ehi ehi.. Sağolsun büyükanne ve büyükbaba. Onlara sattık Ada yı, Pazar günü. Önce Palladium a gittik ama yer yoktu. Allahtan arabayı dışarı park etmeyi akıl etmişiz yoksa gir-çık bile en az 1 saat sürebilirdi. Birde arka yolları bilmemiz çok işe yaradı tabi. Hava da çok soğuktu.

Fiyattan bahsetmişken Büyükanne ile konuşuyoruz. Zekiye anne Ada ya pazardan 3-4 tane aynı tarzda güzel oyuncaklar almış ve Ada onlarla oynuyor o sırada. Ohhhoo dedi Zekiye anne, öyle pahalıya aldımki bu oyuncakları 1 Tl, 1 dedi. Ada oradan demezki, 1 Tl pahalı değil ki dimi anne diye. Çok güldük. peki pahalı nedir sence diye soruncada şu cevabı verdi; 10-140 Dolar. Bu sefer daha çok güldük tabi. Ada ya parkta v.s. bazı şeyleri alması için büfe ye gönderiyorum ve evde oynarken bozuk paraları öğreniyor haliyle. Birde alışveriş ederken 1Tl ise alabiliriz ama 3 tl ise pahalı dediğim içinde kafasında bir ölçü oluşuyor herhalde. Ama dolar nereden geldi bilinmez.

Ara bilgi; Bu Cuma Türkan Saylan da 11.00 ve 14.00 te tiyatro var. Ücretli ama ücreti bilmiyorum. Tiyatronun adı; Puf un sihirli elbisesi. Bu oyunu Ada izlemişti ama bir kere daha izlese olur. Sonuçta evdeki DVD lerini 10 kere seyrediyor.

Cumartesi, ada babası ile Kozzy de vakit geçirdi. Bayağı geç geldiler. Bremen Mızıkacıları ve Cd ile evde Ada kendinden geçti. Birde yatağına yatıp müziği dinlemesi var. Görülmeye değer.

Pazar günü sabah da ben onu Türkan Saylan a götürdüm. İçimdeki Sevimli Şeyler adlı, organları anlatan bir oyun. + 4 diyordu ama bizimki henüz +4 olduğu için olsa gerek biraz sıkıldı. ama Kalp e hayran oldu. kemik i sevmedi. Mikrop tan hiç hoşlanmadı. Hatta Mikrop yüzünden bir ara çıkmak bile istedi. Tiyatro yine ücretsizdi, biletsizdik, beklerken yine bir bayan bize bilet verdi ve içeri girdik. Oyun başlayınca arkaya doğru baktım, bayağı boş yer vardı. Ikinci seanslar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İnsanlar uyanıp, tiyatroya akın ediyorlar galiba.

Bugün mü, bugün minübüse binip Küçükyalı ya gittik. Ben kıl anne şöförü uyardım yine. Neden hızlı gittiğine dair. kızı tutamıyorum dedim ama sonra kötü ayrılmadık ve inerken buyrun burası uygunmu diye kibarca sorunca bizde kendisine hayırlı işler dileyerek ayrıldık. işimizi hallettik, pasajları gezdik Ada kıza 1.5 Tl lik bebek aldık, Ptt ye gittik maaşımızı çektik, sıra beklerken, Ada oradaki sevdiği fırından krikkirak aldık, bende yedim. Çorba içelim derken Ada ayran ben bir lahmacun attım. Nasıl ama. Dönüşte sıramız geçmişti Allahtan bir bayan bize yakın olan bir numara verdi ve hoop maaşımı aldım, benim aldığım numarayıda Ada ya verdim yeni gelen ve bir sandalyeye yorgun çöken bir beyefendiye vermesi için. Ada koşarak geldi, amca ona eyvallah, sağol demiş. :-) Dönüşte Maltepe ye uğradık, Ada nın yuvasına uğradık ve balıkçıdan biraz balık aldık, akvaryuma zira iki balığımız kalmıştı. Hava çok soğuktu ama eğlendik. Eh akşam oldu zaten. Menü mü, Pırasa çorbası ve Pırasa nasıl damardan Pırasa, heryer Pırasaaaaa.. Şöyle bir 3000 Tl ayırsam güzeeel bir akvaryum yapsam. Ahhh... ah.

Ada bugün Ingilizce de atak yaptı. Anne bak Ingilizce konuşuyorum diyip, onu verirmisin, şunu yaparmısın diye cümleler kurdu. İçim eridi içimmm.

Birde dün baba bak girafa diyor. Giraff ile Zürafa karıştı yani. Bizi çok güldürüyor bu kız.

Kızımın kaka düzeni de geri geldi şükür.

Aşı konusunu tartışmaya açıyorum. Bizim doktorumuz 5 yaşına kadar aşı yok dedi ama çoğu arkadaşımdan duyuyorumki 4.5 yaşında karma tekrarlanıyormuş. Merak ettim ticari bir değişiklikmi yoksa gerçekten çocuklar aşımı olmalımı. Değerli fikirlerinizi bekliyorum.

Bu arada ''kakao'' işi meclise sunulmuşa bakalım altından neler çıkacak.

Thcibo da kahvaltılık ürünler varmış. Ada okuldayken bir Carrefour-Cevizli yapayım bari.
Hem de benzinciden aldığım bedava AFM sinema biletim var. Yaseeemmiin ne yapıyoruz bu hafta. Bu bileti kullanmalıyım yoksa yanacak. Şu bilimkurgu 3D ye mi gitsek.

Resim; Kızım ve Kalp. İçimdeki Sevimli Şeyler oyunundan. Üşenmedi kızım taaa aşağıya sahneye indi, sıra bekledi ve sonunda resim çektirdi.

Haydi bakalım görüşürüz.
Twitter anne Çiğdem

19 Şubat 2011 Cumartesi

Cumartesi, ev ve yalnız ben.






















Bizimkileri bu sabah TSKM saat 12.00 deki tiyatroya gönderdim. Meğer oyun Pazar günü imiş. Sanırım bu dikkatsizlik huyum beni ipe götürecek. Ada kız kıyameti koparır diye onları Kozzy e saat 13.00 deki, Kırmızı Başlıklı kıza gönderdim, bu sefer de oyun Bremen Mızıkacıları çıkmış iyimi. Öliyim ben.

Evde hiçbir iş yapmadım. Tv seyrederek 45 dk. adım aletimi yaptım. Sonra banyo yaptım ve şıkır şıkır giyinip oturdum bilgisayarın başına. ohhhh yalnızım yalnız. :-)

Deli anne den öğrendim ve okuduğum kitabı blog uma ekledim. Allah bin kere razı olsun.
http://delianne.blogspot.com/ Şimdi bu öğrendiğim yöntemle daha neler neler eklerim ben bu siteye. Ehi.. Kim tutar beni.

Cuma akşamı cicoş lar bizi dolma yemeye davet ettiler. Offff ki offff nasıl da resim çekmeyi unuttum. Hamarat teyzem Yıldız ( daha önce tembel di ) bir salata yapmış, dolmalar cicoştan. ohhh... Bulgurlu dolmaları herkes pirinçli diye yedi afiyetle. Malatya usulu. Ayşegüüüüüüüüüüüüüüüül kulakların çınlasın. Kızım yiyemedi, ah bi yeseydi, vitamine bak. Biliyormusunuz en çok ''c'' vitamini asma yaprağında varmış.
Yeri gelmişken birde Belgin den öğrendiğim bilgiyi aktarayım size. Efendim mevsiminde yapraklar toplanır ve hiçbir işlem yapmadan 20 li 30 lu halde üstüste koyduktan sonra rula yapılarak kavanoza dizilir ve ağzı kapatıldıktan sonra içi su dolu bir tencerede ters çevrilerek sıcak suyun gücü ile kapakları sıkıştırıldıktan sonra bir kenara koyulur ve zamanı geldiğinde neffis dolmalar tazecik yapraklardan sarılır. Ah ben bu yöntemi Hülya nın bahçesine gittiğimde bileydim, Ayşegül e de fasülye yaprağı toplamazmıydım. Fasülye yaprağındanda nefis soslu bir köfte hazırlanıyor Malatya mutfağında hımmm yemede yanında yat. Tarifi bende yok. bakınız internet efem..

Ellerinize sağlık Cicoş ve Yıldız.

Balkonumdaki siklamen coşmuş vaziyette ve bu üçüncü senesi iyimi. Şaşkın kız.
Başka ne var balkonda. Biberiye, yasemin, parlak Mustafa, arap saçı. Boş olanlarada reyhan, dereotu neyin ekeceğim bu sene bakalım fırsat bulabilirsem. Tohumları GDO suz bulmak lazım.

Ülkeye giren içinde fare ölüsü v.s olan ürün için tv de bir program seyrettim. Ne diyor biliyormusunuz devlet görevlisi kontrolör bayan; ürün paketli ürün değilse içinden taş v.s. çıkması normalmiş, yani söylemiyor ama fare ölüsü v.s çıkması normal demeye getiriyor. Ve biz bir şekilde yedik bunları. Ne kadar dışarıdan birşey almıyoruz da desek yinede satın alıyoruz. Ve hangi firmalara bu ürünün verildiğide açıklanmıyor. Ülker bu grubun içindemidir acaba veya Eti. Offf of..

Kızım ve teknolojiyi daim takip eden büyükbabamızın kablosuz kulaklığı. Tv seyrederken kendinden geçtiği yetmiyor bu kulaklıkla dünya danda vazgeçti. Birde bağırıyor konuşurken.
şeker kız.

Hasta çocuk annelerine kolaylıklar, biz bu sefer de yırttık şükür.

Sevgiler
Yalnız ve kafa dinlemiş, mutlu ve kızını kocasını evinde isteyen anne Çiğdem.

18 Şubat 2011 Cuma

Batuvvvvaaaaan.

Merhaba,

Bize dün Ada nın arkadaşı Batuvan geldi. ( Batuhan) Geleceğine pişman olmuştur. Ve eminim hayatının ilk yıllarında ah.. bu kızlar demeyi öğrenmiştir. Kızım sayesinde. Dr. arkadaşları ile görüşebilir diyince, önceden yapılmış planımızı bozmadık, Belgin ve Batuhan geldiler dün.

Ağzındaki sivilce görünümlü şeylerde 4 tane falan ve kızım dün durup dururken ağzım acıyor diye, içimi acıtan ağlamalarını kesti Allaha şükür. Yemek de ufak ufak yiyor. Çok sevdiği soslu fıstığı bile yedi ki yakar o ağzını eminim.

Tembel anne ben çorba pişirmek hiç istemiyordum. Tarhana bile. Belgin demezmi bugün çorba pişirdim getireyimmi diye. Nasıl atladım bilemessiniz. Sağolsun, ellerine sağlık. Arkadaşımı nasıl mı ağırladım; kuru fasülye - pilav, Aysun un o gün gelmiş taze sütünden sütli kaave ve Belgin in getirdiği iki tek ama muhteşem çukulata. Nasıl sizde bööle misafir ağırlamak istersiniz değilmi, zahmetsiz.

Şaka maka Belgin benim neredeyse 20-24 yıllık arkadaşım ve hayatımızda herşey bilmeden paralel gitti. Umarım bir 60 yıl daha devam eder. Ehii abarttımmı.

Ada kız sayesinde ilk saatler hep kavga oldu. Sen yaparsın, ben yaparım v.s. gibi. Hatta tv bile açtık ne yapalım susssunlarda kavga etmesinler diye. Bu iyi geldi herhalde son iki saat süper oynadılar. Batuhan dün Ada dan bağırarak ''sus'' demeyi ve odada oynarken kapıyı kapatmayı maalesef öğrendi. Kolay gele Belgin.

Dün ekmekte yaptım. Artık ekmeğe z.yağı yerine süt kaymağı ve mutlaka yumurta ekliyorum.
Piştiğinde süper ertesi gün biraz kırıntılı oluyor ama lezzeti yerinde. Yola devam yani.

Resim çekmemişiz hiç. Bende eski resimlerden koyarım.

Apartmanda ki tek komşum taşınıyor bugün. Oysa ne severim teklifsiz kapı çalıp şu var mı bu varmı demeyi ve denmesini. Maalesef gidiyorlar, Ada pek üzülüyor. Yatarken her akşam soruyor bugünmü gidiyorlar diye. Güle güle Gökhan ve Pınar. Görüşeceğiz tabi ama kapı komşusu olmak başka tabi. Aaaa.. bu arada bana gene güzel sepetler, şişeler düştü. Kabak lifinden sabunluk sğper, evdeki eskimişti. Bingo. Yüzsüzlük edip kullanmayacakları perdeden bir tanesini istedim, uygunmuş. Süper.. yaşasın komşuluk. Umarım gittikleri evin sahibi olur ve birdaha taşınmazlar.

Cemrenin düşmesine az kaldı...

Sevgiler.
Tüm hasta çocuk annelerine selamlar.

Mutlu anne Çiğdem

15 Şubat 2011 Salı

Blog Düzenlemei - Hurrraaayyy










Merhaba,

Hayat devam ediyor. Önce kızımın haberlerini vereyim;

Randevumuz olmamasına rağmen araya girerek Gökmen bey e gittik. Muayene ücreti 1.Subat itibari ile SSK ya rağmen 70 Tl. Sürpriiizzzz. Güya Çiğdem bütçe rejimine giriyordu. Evdeki hesap çarşıya maalesef hiç uymuyor. Gökmen beye hikayemizi anlattık, ağzına damağına baktı ve evet Kızıl dedi. Sonra vücudunu kontrol etti ve dirsek içlerinde ve koltuk altlarında olması gerek kırmızı çizgiler yok dedi. O da benim gibi renk körüymüş. Olsaydı biz bile görürdük dedi. Kızıl değil zaten hastalığı atlatmış, Beta bilmem kim virüsü dedi. kızıl değil ama ne olur ne olmaz diye hemde boğazdaki oluşumu temizlemek için 10 günlük antibiyotik tedavisi veriyorum dedi. Zaten ilk antibiyotiği dedim, 10. olsa da antibiyotikle temizlemeliyiz bu Beta virüsünü bilgisini verdi.

Ada Gökmen bey e bayılıyor. Bugün muayane olurken elimi bile tutmadı. Bunda herseferinde benim daha önceden aldığım ve sanki Gökmen bey veriyormuş gibi hazırladığım hediyelerin etkisi büyük tabi :-)

Ya Bismillah diyelim. Ve akşam antibiyotiğe başlayalım.

Blogumda sağda saat ve hava durumu, ziyaretçi sayısı gibi ''gadget'' ları gördünüzmü. Ne kadar sevindim bilemessiniz. Hep istediğim birşeydi. Daha sırada okuduğum kitabı, islediğim blog isismlerini v.s leri de koymak var amma daha onların dummy ( aptal) açıklamalarını yapan yerli veya yabancı siteler bulamadım. Teşekkür ederim Kurbağa. http://firikblog.blogspot.com ( Sevgili Kurbağa ek soru; Burada sizin adresi yazdığımda farklı renk ve link vermesini istesem ne yapmalıyım?)

Hava çok soğuk dışarıda bugün. Şapkasız asla çıkmayın. Ben kapişonumla bile üşüdüm.
Gerçi sağ taraftaki hava durumu bilgilerimden de görebilirsiniz. Ehi..

Dün sevgililer günüydü, ya ekmeklerimizi Ada ile kalp şeklinde yaptık ve Cem eve gelince ona gösterip '' happy valantine's day'' ''Sevgililer günümüz kutlu olsun '' dedik. Oda her ikimize ayri çiçek almış. Ada pek mutlu olduyor çiçekler ayrı gelince. Üç kere filan teşekkür ettik. Bu arda benim kız 4 yaşında ve beni babasından acaip kıskanıyor. Ben annemden güzelim diyor. Sizde de varmı bu tür davranışlar.

İki gün sonra Caminin ışıkları yanar demiştim Ada ya. Unutmamış. Annne hani yanacaktı diyor. kandil kızım yanmıştır dedik. Bizim camimiz uzaydan bile gözüken güzel bir cami. Minareleri evden gözüktüğü için bu tip şanslarımızda oluyor. Pek sevindi Ada ozaman anneannemi, büyükanneyi, cicoşu herkesi arayalım iyi Kandiller diyelim dedi. Gerçi okadar yorgunduki Cicoş un sesini duyamadan uyudu bitanem. Yemeklerden önce de amin diyoruz. Okulda öğretmişler. Güzel değerler bunlar ama aşırı olsun istemiyorum. Hiçbir konuda aşırılık sevmediğim gibi.

1. resim; sevgililer günü ekmeklerimizin pişmiş hali.
2. ve 3. resim; kızım pilates yapiyor.
4. 5. ve 6. resim; kızım ekmeklerimizin üstüne fırça ile süt sürüyor. Fırındaki ekmekler gibi parlasın diye.
7. resim; kozzy de oyuncakçının önünde top attırdılar ve topu delikten geçirenlere Winnie the pooh dergisi verdiler. Bizde dün evdeyiz madem aktivite olsun dedik. Bir baktık dergi Ekim ayına ait. Amma olsun bugünde dahil eğleşiyoruz.
8. resim; kızımın diğer faliyetine bakarak, tahtasına yaptığı resim. Benim kızım ya kendisinin dahi ve sanatçı olduğunu düşünüyorum.
9. resim; Ben Çıralıda göbeksiz ve midesiz ikene. Bide saçsız :-)

Kızım havuç istedi yiyemedi. Boğazı acıyor bitanemin. Patetesli yumurta istedi, yaptım. Bakalım yiyebilecekmi?

Yeşim cim bu arada senin emektar ile salonda çalışıyorum. Çok ağır çalışıyor ama iş görüyor. Teşekkür ederiz. Yaprak yenisini verene kadar bizim baştacımız. Iyiki teyzeler, halalar var.

Soran arayan herbikeze teşekkürler.

Şükreden anne Çiğdem

14 Şubat 2011 Pazartesi

Kızıl hastalığı

Evvvet, internetten yaptigimiz arastırmalara gore Ada kız Kızıl. Damakta kırmızı döküntü, benim göremediğim ama Cem in gördüğü vücutta kırmızı lekeler. Dil de pasli beyaz. Pazar günü bogaz kültüründe üreme negatifti ama kimbilir belki dr. kültür alamadı. Ada pek bi ağlamıştı.

İstah az. Akşam kıza bide sando. yaptım. Allahtan öglende çorba vermiştim. Muhallebesini bile boğazımı acıtıyor diye yemedi kuzu. Insanın bazen basireti bağlanıyor işte.

Enerjisi yerinde aktivitelerimizi yaptık bugün. 2011 bize iyi gelmedi vesselam. Daha toparlayamadık. Biri bitiyor, biri başlıyor.

Cuma günü kustu gece. Cumartesi ateş 39 ve Pazar boğazda benekler,Pazartesi damak ve ve vücutta döküntüler.

Yarın dr yolları gözüktü bize.

Haydi bize kolay gele.

Buyrun Bilgi; Kaynak Dr. Nilüfer Toprakçı

Kızıl, çocuklarda görülen ateşli ve döküntülü bir hastalıktır. Anjine yol açan streptokok adlı bakterinin bazı türlerinin ürettiği bir toksin, hassas kişilerde kızıl döküntüsüne yol açar. Diğer çocukluk çağı döküntülerinden en önemli farkı antibiyotik tedavisi gerektirmesidir.

Kızıl Hastalığın başlangıcında boğaz ağrısı ve ateş vardır. Çocuk kendini oldukça kötü hissetmekte, başağrısı, karın ağrısı, bulantıdan şikayet etmektedir. Mikrop, boğaza alındıktan 2 gün sonra döküntü görülür. Döküntü yüz ve enseden başlayıp vücuda yayılır. Kasık ve koltuk altında daha yoğun olabilir. Hafif ciltten kabarık, kaşıntılı bir döküntüdür, dokununca zımpara kağıdı hissi verir. Bu sırada, hastanın dili de beyaz veya kırmızı çileğe benzer bir görünüm alabilir.

Kesin tanı, boğazdan alınacak kültürde streptokok bakterisinin gösterilmesiyle konur.

Streptokok anjini geçiren biriyle yakın temas, aynı bardak, çatal-kaşığı kullanmakla mikrop bulaşır. Temastan sonra kuluçka dönemi 2-5 gündür. Ancak, kişinin hassasiyetine bağlı olarak aynı mikrobu alan başka biri, cilt döküntüsü olmadan sadece anjin geçirebilir. Hasta kişi, tedavi başlandıktan 24 saat sonra artık bulaşıcı değildir.

İlaç Kızılda, en önemli nokta doktorun önerdiği antibiyotik tedavisini uygun şekilde kullanmak, önerilenden önce kesmemektir. Doktorunuz, eğer iğne değil de ağızdan tedaviyi tercih ederse, antibiyotik şurubu 10 gün vermeniz gerekecektir. Bu, boğazdan mikrobun tam olarak silinebilmesi ve romatizmal ateş gibi komplikasyonları önlemek için gereklidir. Çocuğun boğazı acıyacağı için kolay yutabileceği sıvı, yumuşak kıvamlı gıdalar vermek, ılık tuzlu suyla gargara yaptırmak rahatlatıcı olacaktır. Ateş için doktorunuzun önereceği ateş düşürücüyü birkaç gün kullanmanız gerekebilir. Günümüzde kızıl artık korkunç bir hastalık değildir, ancak tedavi edilmesi gereken bir döküntülü hastalık olduğu da unutulmamalıdır.


Sıtkı sıyrılmış anne Çiğdem

Kandil + Sevgililer Günü



































































Merhaba,

Hayırlı Kandiller.
Sevgililer gününüz kutlu olsun.

Sevimsiz bir haberle başlayayım. Çok üzgünüm. Dün gazetede PATARA ile ilgili bir yazı okudum. Patara, çoook uzun ve yapıya kapalı, Caretta ların geldiği muhteşem bir doğal plajdır. Gerçi son 10 yıldır gitmiyorum ama gittiğimde hayran kalmıştım. Uzuuuun bir yürüyüş yapmıştık ve kumsalda karşılaştığımız yegane yaşlı çifte tesadüf çok uzun bir süre sonra dönüp baktığımda iki çıplak popo görmüştüm. Hiç gözümün önünden gitmez Patara diyince. Öylesine güzel ve bakir, sakin bir yer. Kalıcak yerlerde barakalardan ibaret ve sahile uzaktır.Arada tarihi muhteşem kalıntılar-şehir vardır. Herşey birarada yani. Süper bir cevher.

Bir firma oraya evler yapıyormuş ve ağaçları kesmiş bile. Devletten, belediyeden izin aldık. Ağaç katliamı yapmıyoruz. Evler için birkaç ağaç kesiyoruz o kadar demiş. Densiz.

PATARA, bence sadece Türkiye nin değil, Dünya nın değeri. Lütfen bloglarınızda bu konudan bahsedin ve ne yapabiliriz bir araştıralım.

Ada kız ateşlendi yine. Bir hafta gezi arası verdik ve hoop yine ateş. Ama ateşlenmemesi mucize olurdu zaten. Bir hafta boyunca günde herhalde bin çocuk ve en az üç mekanla iletişimde olduk. Boğazında benekler var. Kültür alındı. Üreme yok. Antibiyotiklik diil. Üç gün takipteyiz. Sonrası Allah kerim. Bu sebeple dün akşam ki Alladdin on Ice gösterisine gidemedi. Yaklaşık 3 saat öncesinden bilet şifrelerini birilerine vermek için uğraştım ama maalesef yandı. Yine de sağol Auntie.

Ayşegül Malatya ve Hatay gezisinden döndü. Bir torbada bana düştüki sormayın. Firik mi ararsınız, bulgur mu, kuru meyve mi ohhhhh ölmem valla. Sağol Ayşegül, kesene bereket, ayağına sağlık.

Belgin in Kırklareli nden getirdiği keçi peyniri ise yine bahsetmeye değer, süper bir lezzet. Bir dahaki sefere utanmayacağım ve teneke isteyeceğim ve herkese dağıtacağım. Olmaz böyle bir peynir. Keçi sütünden yapılma muhteşem bir lezzet. Seninde ellerine, kollarına, kesene bereket Belgin im.

Ben iyiyim. Suyun tadı geldi ama hala yemeklerden sonra ağzımda bir teneke tadı mevcut. Nasıl tarif ama :-)

Haftasonu bir sebzeli pilav yaptım ki sormayın. Nasıl leziz oldu anlatamam. Mütavazilik yapmayacağım ve en kısa zamanda karideslisini deneyeceğim. Resim yok çünkü firsat olmadı anında bitti. Ada yemedi, o kadar karışık şeyleri maalesef yemiyor. Ben chop stick lerimle, Cem de kaşıkla afiyetle yedik. Tarifmi buyrun;

Tabi ben bizim pilav usulü pişirdim. Aslında pirinçleri önceden yağsız, tuzsuz demleyerek pişirip bu tarifi vog da yapmak lazım.

1 su bardak basmati pirinç
2,5 su bardağı su
1 havuç ( rendelenmiş)
1 parça küçük doğranmış tavuk
soya sosu
Sukiyaki sosu
5-6 dal taze soğan.
Yarım demet dereotu ve maydanoz.



İstenilen miktarda zeytinyağını tavaya koydum. Bir havuç rendeledim ve kavurdum. Avucumun içi kadar tavuk parçasınıda çok küçük doğradım ve kavurdum. Pişince yine zevkinize göre soya sosu ve Migros dan aldığım sosu kullandım ve bir iki çevirdikten sonra pirinci ekledim. Sonra ikibuçuk bardak suyu ekledim ve pişmesini bekledim. Demlenince, taze soğan, maydanoz ve dereotu karışımını ekledim ve hemen yedik. Aman yarabbim. Tam ağzıma layık.

Haftasonu kek de yaptım. Bu sefer İpek hanm çiftliğinden aldığım kestane unundan bir bardak kattım. Leziz oldu. Kek tarifimi buyrun. Kaynak Füsun Fırat, '' yemek saati '' kitabı.

4 adet yumurta
2 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
1 limonun suyu ve kabuğunun rendesi
3,5 su bardağı un ( 1 su bardağı ketane unu koydum ben)
1 paket kabartma tozu ( ben karbonat kullandım)
1 paket vanilya ( Arifoğlundan doğal olanını alıyorum)
1 çorba kaşığı kakao ( Altın marka diye bir kurum bize fareli ve böcekli ithal ettiği kakoları senelerdir yediriyor. Dün okudum haberi, açmak, yazmak hiç istemiyorum. Hep ünlü firmalara hatta Viyana ya bile ihracı var bu adamların)

Yumurta ve şekeri mikserle iyice kabarıncaya kadar çırpın. Süt ve sıvıyağ ilave edin. Limon kabuğunu ve suyunuda katın. Unun içine kabartma tozu ve vanilya karıştırıp eleyerek malzemelerin içine ekleyin. Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına malzemenin yarısını yayın. Kalan malzemeye kakaoyu karıştırıp sade hamurun üzerine dökün. 170 derece daha önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 1 saat pişirin.

Afiyet olsun.

Her limon kullandığımda kabuklarını rendeleyip toz şekerle karıştırıp bir kaba koyuyorum Kek yada kurabiye yaptığımda karışım hazır oluyor bilginize. O karışımı içkilere bile ekleyebiliyorsunuz süper oluyor.

İpek hanım ın çiftliğinden nohut unuda istemiştim. Onuda ekmeklerde kullanıyorum. Daha geç bayatlıyorlar.

Türkan Saylan Kültür Merkezinde Çarşamba günleri de aktivite koymuşlar. 10,30 ve 14,00 e. +4 yaş çocuklar için. Ben Ada yı götüremiyorum malum o gün yuva da ama siz gidin ve takipte olun ltf. Ücretsiz. Biz Sömestr aktivitelerinden de çok memnun kaldık merkezin. Üstelik zıplama yeri acaip enerji atıcı ve çocuklar için karın acıktırı bir yer. Aman sebil e dikkat edin suyu soğuk. Yanınızda aşağıya inmeden alınmış ılık bir su olsun ltf.

Maltepe Yapı Kredi bankasının karşısındaki kırtasiyeye tüm annelerin uğramasını tavsiye ederim. Fırçalı sulu boya setleri. ( Sulu boya fırçanın içinde, dolma kalem gibi), oyunlar, acaip güzel ve değişik şeyler var. Bilginize.

Birde site önermek istiyorum; What do we do all day. Çok güzel aktiviteler oluyor bu blog da.
www.momondkiddo.blogspot.com

Uzun zamandır kek kalıbı arıyordum. Muffin moda ya. Oradan buradan, amazon.com dan derken. Kozzy Esse de buldum. Hemde 9,95 e. Orada ne mi arıyordum?? Cuma günü tiyatrodan çıktıktan sonra Belgin ve Batuhan ı alıp, Kozzy e gittik. Orada Aydan ve muayyen gününde olan Billur ile buluştuk. Çocuklar pek eğlendiler ve bayağı bir aktiviteye katıldılar. Play Land deki o büyük parkta bir yarım saat. Oyuncakçıda yarım saat daha, onlarla süper ilgilenen genç kızlarla en 40 dk lego çalışmaları. Arada Cızbız köftede yenilen yemek. Çok ilgisizler ve menülerle ilgili hiç bir uyarıda bulunmuyorlar. Ben Ada ya köfte ısmarladım. Öyle sap gibi köfte geldi. Hani yanında garnitür. O çocuk menüsü istersen geliyormuş. Anlatsanıza. Hizmette sıfırdı. Bizde bahşiş bırakmadık. Oh olsun.
Yinede daha büyük ve güzeli için bakınız; http://www.hafiftarif.com/


1. Resim; Ben Ada kadarkenkine. Yer sanırım Malatya. Nasıl ama.
2. Resim ; Ada hanım ın sticker çalışması. Teyzesi almış ona Koket diye bir dükkandan. sağolsun.
3. ve 4. Resim; Koket in, tam da koket paketi. Torbasıda aynı. Süper detaylar.
5. Resim; Kadıköyde bulduğumuz ikinci el kitapçıdan aldığımız güzel Ing. kitap.
6. Resim; Kızımın sevgilisi Pamuk Prenses. Türkan Saylanda son oyun harikaydı.
7. Resim; Atina tuzun varmı? Hagop Mintzuri. Aras yayımcılık ın birsürü, çok değişik konular içeren, Anadolu da ve tabiki burada azınlıkları çoook güzel anlatan birçok kitabından biri. Anneannemin anlattıkları ile birebir örtüşüyor. Ne kötükü azınlık diye tanımlıyorum ben bile. Onlarda biziz. Tavsiye ederim.

Piknik kuşu tarafından mimlendim. Itiraflarım. Pek yakında burada efem.

Sevgiler
Antibiyotik canavarı anne Çiğdem

10 Şubat 2011 Perşembe

Pinhan































































































Merhaba,

Aydan bugün dediki, kızım bıkmadınmı bizden. Yoooooo... sömestr işte ne bıkıcam. Keşkem Berrak da bizle olsaydı. Bidahaki sömestre inşallah. keşkem bütün çocuklu arkadaşlarımla birlikte kocaman bir grup olarak gezssek. Ohhhh ne güzel. Ne şanslı bir kadınım ben yaw. Bir sürü arkadaşım var ve birde benim kzıımla neredeyse yaşıt çocukları var onların.


Sabah yine Türkan Saylan Kültür Merkezine gittik. Müzik notaları ve müzikle ilgili bir oyun vardı. Bizim kız biraz sıkıldı amma oyun değişikti. Birde hep aynı parça yerine farklı parçalar çalsalarmış daha iyi olurmuş. Yine biletsizdik yine 6. sırada gayet rahat seyrettik. Sağolsun Maltepe Belediyesi.

Resim 10-11-12, Çıkışta Pamuk Prenses vardı bu kes birde bir peri ama kimdi bilmiyorum Pamuk Prenses e ada , Peri Kız a Billur takıldı. Ada yine yüzünü boyattı. Çıkışta -4 e indik kızlar bayağı bir zıpladılar, ter ve enerji attılar. Benim kız akşam 20,00 de kanapede neredeyse uyuyordu billahi.

Çıktığımızda karnımız acıkmıştı. Nereye gidelim. Sahilde ki IBB tesisleri mi yoksa bir diğer belediye tesisi Pinhan mı. ( Küçükyalı da Cheff in e çok yakın) Pinhan da karar kıldık çünkü geçen sefer içtiğim balık çorbası beni çağırdı resmen. Yine çok lezizdi. Biraz pahalı oldu ama gelecek ay bütçe perhizine gireriz artık. Ohhh sefamız olsun.

Birde orada üst kattaki restaurant ta kendimi prenses gibi hissettiriyorlar bana. Parasınıda alıyorlar tabi. Sonra en alt kata cappucino içmeye indik, aynı katta çocuk oyun odası var, Billur ve Ada bayağı eylendiler. Bizde sohbet ettik. Çay dan şaşmayın derim. Diğer içecekler eften püften çünkü. Bu arada bu mekanı bana Şenay öğretmişti, kendisine buradan teşekkürlerimi sunmayı ve geçmiş olsun demeyi bir borç bilirim. Sabah açık büfe kahvaltı var üst katta ne derler ala-kart lokanta ve ayrıca öğleden sonra açık büfe çay saati var. Büfe de yok yoktu. Fiyat tuzlu tabiki; 27,5 Tl. İçki yok. Gördüğümüz kadarı ile envai çeşit bayan, aman neler neler giymişler. Hiç sıkılmıyor insan vallahi. Ama bakmadan olmuyor hele dedikodu yapmadan hiç olmuyor. :-)

Kızlar odada resimler yapmışlar. Oradaki bayanlarda çocuklarla çok güzel oynuyorlar, ellerine yıldız falan çiziyorlar. Çocuklar başıboş değil yani. Billur un bana yaptığı resmi masanın üstünden gazetelerle birlikte almışlar, aradık ama bulamadık. Oysaki ne güzeldi ve dolabın üstüne Ada nın yaptığı resimle birlikte asacaktık. Tüh.

Eve gelirken bugün Aysun un süt günü olduğunu hatırladık. Allahtan Tayfun bey bakkala bırakmış. Hemen sütü koyduk tenceremize. Sağolsun Tefal- düdüklü; sütü bile onda kaynatıyorum. Zamanında iyi para vermiştik ama kendini en az 3 kere amorti etti. Tefal teflonlarda bize ülke olarak, daha doğrusu sırf Tefal değil tüm bu ürünleri satan firmalar bizi kandırmış!! ama düdüklü tencerede hakkını yememek lazım. Yeni kızartma makineleri nasıl acaba, hani şu bir kaşık yağ ile patates kızartması yapan?? Süt ün hemen iki litresi yoğurt, bir litresi muhallebi, geri kalanda Paşabahçeden aldığım ağzında kapağı olmayan sürahime alındı bile. Ne deniyordu kapağı olmayan sürahilere, kafal, yok kabal, ıhhı o da değil. Hatırlayan varmı?

Resim 7, Arada muhallebi tarifini vermek istiyorum, çok basit ve leziz oluyor. Hazır almaya gerek yok, aynı sürede pişiyor. Az katkılı, çocuklarınıza gönül rahatlığı ile yedirmek için muhallebi tarifi buyrun;

4 su bardağı süt ( 1Lt)
1 su bardağı şeker yada harnup pekmezi.
1 yumurta( evet tamamı)
Yarım su bardağı un
4-5 yemek kaşığı kakao.

Çok harlı ateş olmasın. Karıştırarak pişiriniz ve kaseler koyunuz.
Afiyet olsun.

Resim 3, Bu ayki ''meraklı Minik '' i aldınızmı. Biz aldık, nerdeyse bitti. Bitmesi bir günümüzü bile almıyor. Ellerine sağlık ne güzel bir dergi yapıyorlar. Bu aralar Bilim, teknik in bir dergisi daha var, çocuklar için. Onuda denemek istiyoruz, bakalım Ada yapabilecekmi. Bu ayki derginin konusu Kangrular ve Avustralya. Kızım kim var Avustralya da diyince Auntie Yeşim diyor bizim cadı. Ve Veysel ve Arman. :-) Kan işte çekiyor derler ya, kesinlikle doğru.

Yeşiiim iyimisin, bizi aramışssın biz evde yokmuşuz. Programımızı görüyorsun, yoğunuzzz:-) teşekkür ederiz. Tebrik kartınıda aldık, çok nazik ve düşüncelisin. Ada bayıldı, bayıldı. Ah bir de zarfta onun adı olsaydı. Artık adını yazıyor biliyorsun. Biz öğretmedik, kendi öğrenmiş. En akıllı bizim kızımız bunu herkes biliyor :-) :-)

Kızıma yavaş yavaş posta arkadaşları yapıyorum. Henüz biz gönderiyoruz. Daha bize cevap yazan olmadı. Postahane kavramı otursun diye çalışıyoruz işte. İsteyenler posta adreslerini bize ckcigdem@yahoo.com a gönderebilirler. hadiii... yokmu mektuplaşmak isteyeeen.

Resim 8, Eve dönünce karnıbahar yaptık. tarif anonim. Güzel oldu.

1 kase yoğurt
2 yumurta
3 yemek kaşığı un
Tuz
Yarım çay bardağı z.yağı ( bence fazla daha az koyulabilir)
Üzeri için kaşar peyniri rendesi bolca

Karnıbahar ı bütün veya parçalara bölerek tencerede veya buharda pişirin. Yine sağolsun Tefal düdüklü. Sepetini içine koyuyorsunuz ve buharda pişiyor sebzeler. Amma reklam yaptım ha. Bir komisyonum yok mal iyi efenim. Çiçekleri bu karışıma batırıp, fırın tepsisine diziniz, sonra kalan karışımı üzerine boca ediniz. Fırına veriniz 220 derecede üzeri kızarana kadar. Sonra çıkarıp üzerine kaşarları koyup bir 10 dk daha kızartın ve sonra yemeyip yanında yatın. Ada nasıl nazlanarak yedi anlatamam, yanına da portakal suyuyla ite ite. Kendisini Calliou yu seyretmemekle tehdit ettim. Sonra kakasınıda yaptı hoop yatağa. Küt. Bugün bayağı koşturdular tabi.

Bu arada utanarak yazıyorumki Ayşe Kulin in kitabını korsandan 5 Tl ye aldım. Özür dilerim.
:-( Orjinali 15 Tl ydi. Şimdi elimde Ahmet Ümit in, Istanbul Hatırası var. Güzel, akıcı beğenerek okuyorum.

Dün Yasemin ile Çarşamba pazarına gittik ve 50 krs a bir kilo portakal aldik. Ne kadar ucuz değilmi. Yedik güzel. Ne yedik orası şaibeli tabi. Dönüşte Nuga da çay, pasta keyfi yaptık. Sahilde LC Waikiki ye gittik. Hemşehri ya. 34 Tl den 14,90 a düşen bir kazak gömlek aldım kendime. Yeşil. Güzel bugün giydim. Aydan dan bi ütüleseydin fırçasıda yedim o ayrı. Pasaklı gelsim, pasaklı gidicem. saçım fönlü o ayrı. Lc ye bir uğrayın derim. Bazı şeyle pek bir düşmüş. Sonra Pelit te Pınar ve kızı Duru ile buluşup çay da içtik. Ay ben yazarken yoruldum. Bir durayım.


Resim 1, Kızımın küçüklüğü bu resmi duvarda asılı oradan çektim.
Resim 2, Yeşim in Ada ya gönderdiği d.günü kartı.
Resim4-5-6, Kızım haftadabir gittiği okuldan karne aldı. Pekiyi, pekiyi herşey pekiyi. Vesikalık resim yapıştırın üstüne demişler. Bu vesileyle kızım ilk vesikalıklarını edindi. Görgüsüz annesi neredeyse tüm pozlarını aldı.
Resim 9, tatlı arkadaşım Aydan. Çekme, çekme dedi, kendini Istinye Parkta -Masa restaurantta zannetti ama acar muhabirden kaçmadı. :-)

Sahi Komşu Fırının ''yayla eklmeğini'' ve '' zeytinyağlı ekmeğini'' deneyen varmı. Muhteşem tavsiye ederim. Migros ların içindeki fırınlar çaktırmadan Komşu olmuş hu...

Bir anı daha. Beyaz Fırın da bir bağyan Macoron ların kilosunu sormuş 96 Tl cevabını alınca iki tane istemiş, o iki adet içinde 6 Tl isteyince kökten siparişinden vazgeçmiş ve gitmiş. Kaynak Aydan.

Kocam ben çamaşır asarken kızımın donu ile benim donumu karıştırdı a dostlar. Seviyo beni bu adam. Bu seneinmi Ada nın mı dedi bana . Gözlerim parladı yav. bende nerede o kadar küçük kıç. Yakında rejim listem geliyooo...

Kızım Ananas ve Kivi ye bayılıyor bu aralar. Bir yiyişi var. Deneyiniz tam zamanı efem. Hemide vitaminli.

Hani duruyodum, hadi ben gittim.


Sevgiler
Yoğun tempolu ve geveze anne Çiğdem

8 Şubat 2011 Salı

Türkan Saylan Kültür Merkezi









Herkese merhaba,

Sahalara döndük. Iyi dileklerini bizden esirgemeyen tüm dostlara teşekkürler. Hastayken yazamasamda, yorumları okumak o kadar iyi geliyorki insana. Iyiki varsınız. Sağolun varolun.

Sahalara rakı partisi ile döndüm. Tabi bu bana iki gün daha öksürük olarak döndü ama Cem diyorki çivi çiviyi söker. Pazar günü teyzesi Ada yı, Disney e götürdü ee havada çok güzeldi. Bizde Büyükada ya gittik, büyük tur yaptık ve sonundada acıkmış halde Kapri adlı restorana oturduk. Manzara güzel, mezeler güzel, sohbet güzel, sağlıklı olmak hepsinden güzel. İçtik, buyrun resimler. Dönüşte Maltepe motoru ve iskeleden Yaprak tarafından alınarak eve bırakılış. Arabaya bindiğimizde kızım teyzesinin yeni Ipod unu sanki son iki yıldır kulllanıyormuş gibi rahatça bakıyordu resimlere. Minicik parmağını ekrana basıp duruyordu. Bizede yüz vermedi hemen. Güzel bir gün geçirmenin huzuru ile herkes mışıl mışıl uyudu. Sarhoş ben motordan uyuklamaya başlamıştım, evde devam ettim. Cem Ada yı yatırmış filan hiç bişi hatırlamıyom vallahi. Eh hastalık adamı zayıf düşürüyor birde kendini çok yorarsan olacağı bu. Amma iyi geldi, iyi. Pişman diilim.

Kapri ilk kez oturduğumuz bir lokantaydı. Tavsiye ederim, mezeler çok güzeldi. Otlu bir meze, uskumru marine çok lezzetliydi. Beyaz peynir de bir değişik lezzetti. Lütfen gidiniz ve tecrübe ediniz. Mezeler 5-6 tl. Salata ve Uskumru kazıktı ama çok lezzetliydi. Toplamda 95 ödeyip ayrıldık oradan.

Geçen hafta Cuma gününden itibaren de Türkan Saylan Kültür merkezindeki ücretsiz tiyatro aktivitelerine katılmaya başladık. Cuma günü malum Hatice hnm bizdeydi, sabah 10,30 da gidelim de bilet alalım dedik, oraya vardık ve dedilerki 11,00 de tiyatro başlıyor buyrun. Hobaaaa 2. sıraya yerleştik ve oyun başladı. Oradan -4 kata hoplama zıplama yerine indik. Ada çok eğlendi, zıpladı, terledi v.s. O arada anons ettiler yeni tiyatro başlıyor diye, tekrar gittik salona , kapıda tatlı bir bayan bize bilet verdi hopp içeriye, bu sefer merdivenlerde oturduk. Aynı oyunu ben kabus içerisinde Ada huşu içerisinde seyrettik. Sonra Aydan ve kızlar sonra ev. Güzel bir gün oldu. Billur ve Berrak ın kızımı paylaşamaması çok hoşuma gidiyor. Öyle güzel oynuyorlarki. Iyiki varlar. Umarım birlikte büyürler.

Pazartesi günü ( dün) de yine erkenden gittik bu sefer Aydan ile Billur uda aldık. Bir oyun seyrettik yine 2. sıradan, bu sefer hoplama zıplama yeri kapalıydı.Tam çıkacakken Ada prenses gibi giyinmiş ablayı görelim dedi, meğer o salonda bir başka tiyatro başlıyormuş. Tembeller Ülkesi ne girdik. Yer yoktu sahneyi iyi göremediğimiz üst locaya geçtik. Aydan la ben uyuduk, kızlar oyunu seyrettiler. Çıkışta prensesle bir fotoğraf ve ver elini Cadde, Beyaz Fırın. Çorbalar iyi geldi ama yağları fazla kaçmıştı. Oradan Iyi Cüceler, orada Cafe Negro, Migros, jet alışveriş ve ev.

Bugün engelliler günü, Cuma günüde aktivite yok. Ama Çarşamba ve Perşembe biz Türkan Saylan da olacağız bilgilerinize. Gelmek isteyenler bizi arayabilirler.

1. Resim, Billur ve Beyz Fırın koltukları. Güzel kızım benim. Allah bahtlarınıda açık etsin. Iyi insanlara rast getirsin. ( Cümlemizinkini). Ah Berrak da olaydı.
2. Resim, Şebek Ada ve Billur un havalı güneş gözlüğü.
3. Resim, Yarim vapur. Ada ya Ada vapuru ile gidemiyoruz artık ne üzücü. Giderken yolda tekne durdu ve daire çizip ( 3 kere) tekrar yoluna devam etti. Allahtan Ada yoktu yanımızda yoksa kıyameti koparırdım. Motorlarında böyle sevimsiz yanları var. Nerede o Ada ya vapurla gitmenin keyfi, nerede bu sefil motorlar.
4. Resim, Yaşlı ve hasta anne içerken. Insan resimlere bakınca ve hastalıkları böyle ağır geçirince yaşlandığını anlıyor. Yaşlanmak kötü değil. Keyifli bence ama gençlikde özleniyor yaw.
5. Resim, Sonu kalmış marine Uskumru. Hımm... leziz.
6. Resim, Adını hatırlamadığım, lezizi bir ot. taze soğan gibi gözükenler taze soğan diil.
7. Resim, Masadan genel görüntü.
8. Resim, Ben hasta iken kızımın kendi kendine yaptığı faliyet. hayranım meleğime ben. Beni uyutmadı ama çok uyumluydu ben hastayken kızım. Ben öksürüken etrafta olma demiştim ona, hala ben öksürünce uzağa kaçıyor. Kızım da kızım. Iyiki doğurmuşum.

Bugün kuaför günü. Saç baş ve Ada nın deyimiyle cırt cırt günü :-)
Jinekolog mu, menopoz gibi duruyor. Spiral çıkarıldı, kanamalar şimdilik durdu bakalım.

Öperim.
Hayata geç kalmış, hastalıkta gün kaybetmiş yoğun anne Çiğdem