8 Ekim 2014 Çarşamba

Beyobası, eski su değirmeni maceramız 2

Merhaba,

Nermin ciğimden aldığım buğday durup duruuydu ( yerel dil)
Buğday salatasını seviyorum, Karatay yaşam stilinde de ekmek yok amma, çoluğum çocuğum güzel ekmek yemesinler mi a canım. E.. zaten arada ben de yiyorum ekmek, neden dışarı ekmeği olsun. Dedim. Dedimmm.




İstanbul a kargo işi çıkınca haydi önce Ortaca, Yurtiçi kargo ya, sonra da Beyobası na dedim.
Kalktık gittik. Hava da Yaz, tam deniz havası. Bize değirmen havası oldu o ayrı :-)


Yollar, manzaralar hiç değişmez hep harkulade. Pislik hep aynı, diz boyu. Mahvediyoruz şu yaşadığımız muhteşem doğal ortamı.

Değirmenin yolunu da hiç şaşırmadım. Navigasyon süper. 


Çok hoş ve sıcak bir karşılama, sohbet başlar, tabi öğütme işi de.


Cem de bayıldı ortama, makina çıktı ortaya.


Ah o kokuyu anlatabilsem size.


Yeni taş sırasını bekliyor hala değişmemiş.
Değişmesin zaten, yenisini nereden alacaklar.
Problemm.



Sihir, kutsallık, farkındalık.
Değirmen diyip geçmeyin, insanın duygularıyla oynuyor. Pozitif yönde tabi.


Ada kız da kendi hayvanlar alemin de,
Sonun da yaklaştı nazlı, ürkek keçilere.



Yakışıklı oğlan değil mi?


Yaban mersini buldum, bir tanesini keçiye verdim. Sonra Ada gidip kendi topladı ve keçi arkadaş buna bayıldı.








Yok böyle birşey.
Maşallah.


Aaaa.. yumurtaları niye almıyorsunuz. Toplayınız. Cevap; Ah kızım o yumurtalar orada kalmalı yoksa tavuklar nereye yumurta yapacaklarını bilemezler.
Yer belirleyici ''yumurta''  onlar akıllı şehirliler.


Keçilerin ilgisi tabiki, Ada yı daha çok yaban mersini toplamaya itti. Henüz tatları kekremsi, tam olunca meyveler, tadı tatlı olur dedi değirmenci dayı. Ağaçtan düşen bir ayva yı da kaptım, haber de ettim dayıya.


O arada unlar da hazır oluyor.



Tavuk arkadaşların evleri.


Daha çok ev. Kalabalıklar tabi.


Değirmenin içinden geçen su, çok hızlıca dışarıya akıyor. Arada böyle hava penceresi açmışlar, önünde durunca sanki havalandırma gibi nasıl bir hava akımı var inanılmaz.
Keçilerde bunu farketmiş, zaman zaman gelip hava akımının önünde serinliyorlar.


Bir diğer havalandırma da bu oturma alanının altında, akıllıca değil mi.


Profesyonelleştik, kaptan veriyoruz otları v.s.
Hem eğlendik, hem de mis gibi unumuz oldu. Yerel tohum, eski su değirmeni o lallalalalllaa...
Arzu, ''ekşi mayayı''  hazırlayayım ekmek de gelir. Hava da tam maya kurmalık, şeker gibi, ne çok soğuk ne çok sıcak.



Kalın sağlıcakla

3 yorum:

Nil dedi ki...

Biz de ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz, unumuzu değirmenden alıyoruz. Ama kızım hala vazgeçemiyor beyaz ekmekten :( Ee fırıncı torunu kendisi.
Ama Ada kız pek cesurmuş. benimki arabadan inmezdi bile kesin. Çok tırsak :)

Oglak Kizlari dedi ki...

Merhaba, gizli bahçe,

Ada da şehir çocuğu ama hayvanları benim sayemde pek sever.

Çocuklar beyaz ekmeği seviyor tabi. Ama zorlamayınca da ekmeğe başlamıyorlar.

Siz nerede ki değirmeni kullanıyorsunuz.

Blog a geldim ama gizli diyor, beni de alırmısınız bahçenize.

Meraklı anne

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çok güzel. Doğal hayatın içinde olmak. Şahane...
Evde yapılan ekmek çok leziz oluyor ...
Sevgiler güzel anne :)