Iyi akşamlar,
Bugün misafir ağırladık.
Ada nın sınıf arkadaşı Derya ve hoşsohbet annesi Canan geldiler. 50 yaşındaymış, hiç göstermiyor, darısı başıma. Yasemin de uğradı ohhh evimiz şenlendi.
Kızım sayesinde birsürü arkadaşımız oluyor. Menü kurabiye ve kek ti. Yanına da çay. Yasemin yemedi, dikkat ediyor ben ne yaptım, götürdüüm.
Sonra mı beni şeytan dürttü ve mantı yapayım dedim. Neden olmasın dedim ve şu blog dan
Mutfak canavarı link; http://mutfakcanavari.blogspot.com/2008/10/mant.html yararlandım.
Tuz miktarı çok geldi, koymadım ama siz koyun çünkü tuzsuz oldu :-)
Bide hamuru bekletemedim zaman yoktu. Ve son olarak hamurum biraz yumuşak oldu ama ne yapalım. Sonuç süper. Teşekkür ederim Mutfak canavarı.
Malzemeler:
Hamur için:
Kullandığı su bardağı = 240 ml = 1 cup
3 su bardağı un (420 gr)
1 yumurta
200 ml ılık su
1 tatlı kaşığı tuz
İç için:
300 gr orta yağlı kıyma
1 adet küçük kuru soğan
tuz, karabiber
Domatesli sos için:
2 yemek kaşığı zeytinyağ
2 adet rendelenmiş domates
1 yemek kaşığı domates salçası
pul biber, nane
Yapılışı:
Hamur
için unu bir kaba alın, ortasına çukur açın içine yumurtayı kırın. Tuzu
ekleyin. Yavaş yavaş suyu ekleyin. Ele yapışmayan ve çok yumuşak
olmayan bir hamur olacak. Hamur iyice toparlanana ve pürüzsüz olana
kadar yoğurun. Üzerine bir bez örtün ve dinlenmesi için kenara alın. Bu
sırada iç malzemesini hazırlayın. Soğanı ince rendeleyin (ben rondodan
geçirdim), kıyma ve baharatları ekleyin ve yoğurun.
Hamuru 3
parçaya bölün. Unlanmış tezgahta yufkadan biraz kalın olacak şekilde
açın. Çok kalın olmasın. Hamuru bıçakla küçük karelere bölün (1 -1.5
cm). Her karenin ortasına kıymalı içten nohut büyüklüğünde yerleştirin.
Kareleri karşılıklı köşeleri buluşacak şekilde kapatın. Unlanmış
tepsiye dizin.
Mantıları pişirmek için bir tencerede suyu
kaynatın. İçince tuz ve çok az zeytinyağ koyun. Mantıları ekleyin. Hamur
yumuşayana kadar pişirin. Mantı çok çabuk pişiyor. Ben sanırım 10 dk.
kadar pişirdim.
Mantı pişerken üstü için sosu hazırlayın. Bir
tavaya zeytinyağ ve salçayı alın. Biraz kavurun. Rendelenmiş domatesleri
ekleyin. Göz göz olunca ateşten alın.
Mantıları süzün ama
suyunun birazı dibinde kalsın. Bir porsiyonu tabağa alın. Üzerine
sarımsaklı yoğurt dökün. Üzerine domatesli sosu gezdirin. En üste de pul
biber ve naneyi serpin. Mis gibi ev yapımı mantınızı afiyetle yiyin.
Resimler çevrilmiyorrrrr, bi zahmet yan çeviriniz boynunuzu zedelemeden :-)
Yılbaşı akşamı, kereviz rendeliyorum.
Eşim dedi ki ne güzel olmuşsun. Canan kreasyon diye cevapladım. Canan da olmasa da dedi ve kocaman sarıldı bana. Teşekkürler Canan ııımm.
Hoş 40 derece de yıkadım, asarken bir gariplik var gibiydi ama korkumdan yanına gidemiyorum elbisenin. Ayakkabılar da Seda dan, ''uçuyorum'' programında giydiklerinden, teşekkürler Seda ve Şirin, Zekiye anne, teyze.
Ada ve mutluluk.
Cicoşlar da olaymış.
Kızım öksürükten uyuyamadı, annesi alemde. Küpelerimi pek beğendim, Yaprak dan d. günü hediyesi, yada Yılbaşımıydı. Sağolsun.
Mantı için hamur hazırlandı.
Et de hazır.
unlu tepsi
Şekiller anca bu kadar.
Pişerken.
Salça ve yağ. Üzerine domates rendeside eklendi daha sonra.
Cem in tabağı.
Kızımın tabağı
Ve kızım.
Çayırbaşı güzeli.
Ben tabi mantının şekillerini pek tutturamadım ama zamanla olur dimi??
hamarat anne
3 Ocak 2013 Perşembe
2 Ocak 2013 Çarşamba
Hope Springs - Aşk yeniden Film kritiği
Merhaba,
Dün akşam Merly Streep ve Tommy Lee Jones un yeni bir filmini seyrettik. Pek ağır aksak ama içinde güzel sözler ve tanımlamalar olan bir filmdi. Streep yine döktürmüş ama kolay rol olmuş onun için bence.
Haftasonu filmi değil kesinlikle. Bir çiftin evlilişkleri konu edilmiş. Çocuklar büyümüş ve evden gitmişler, çiftler kalmış birbirlerine. İlgisizlik, yavan hayat ve gelsin terapist. Biraz havada kalan konular, dalga mı geçilmiş, ciddi mi ele alınmış konu kavrayamıyor insan. Seyrettik ama seyretmesek kayıp diil açıkçası.

Steve Curral bizi nerede güldürecek diye bekledim ama bayağı ciddi ( ona göre tabi) bir uzman rolünde. Hevesimiz kursağımızda kaldı.
2012 yapımı filmi; David Frankel ?? yönetmiş. Tanımıyorum. Bu oyuncuları oynatmasa herhalde kendisini tanımayacaktımda.
Bugün ağır eleştri günümdeyim.
Ada da inciler;
Ada cım bak ağlama ltf, yoksa burnun tıkanır, anne ağlamıyorum, dudak büzülerek söylenir. E kızım bunlar ne ( gözyaşlarını gösteriyorum) annecim ter onlar. Kahkahalaarrr..
Cimnastiğe başladık, piyanoya ara verdik.
Kalın sağlıcakla
Dingin anne
Dün akşam Merly Streep ve Tommy Lee Jones un yeni bir filmini seyrettik. Pek ağır aksak ama içinde güzel sözler ve tanımlamalar olan bir filmdi. Streep yine döktürmüş ama kolay rol olmuş onun için bence.
Haftasonu filmi değil kesinlikle. Bir çiftin evlilişkleri konu edilmiş. Çocuklar büyümüş ve evden gitmişler, çiftler kalmış birbirlerine. İlgisizlik, yavan hayat ve gelsin terapist. Biraz havada kalan konular, dalga mı geçilmiş, ciddi mi ele alınmış konu kavrayamıyor insan. Seyrettik ama seyretmesek kayıp diil açıkçası.

Steve Curral bizi nerede güldürecek diye bekledim ama bayağı ciddi ( ona göre tabi) bir uzman rolünde. Hevesimiz kursağımızda kaldı.
2012 yapımı filmi; David Frankel ?? yönetmiş. Tanımıyorum. Bu oyuncuları oynatmasa herhalde kendisini tanımayacaktımda.
Bugün ağır eleştri günümdeyim.
Ada da inciler;
Ada cım bak ağlama ltf, yoksa burnun tıkanır, anne ağlamıyorum, dudak büzülerek söylenir. E kızım bunlar ne ( gözyaşlarını gösteriyorum) annecim ter onlar. Kahkahalaarrr..
Cimnastiğe başladık, piyanoya ara verdik.
Kalın sağlıcakla
Dingin anne
1 Ocak 2013 Salı
Kardan adam - Snowman
Merhaba,
Parmaklarım kaşınıyor, kısa da olsa yazmalıyım.
Pilates bitti. Yine çok yoğun kendimden geçtiğim bir hafta geçirdim. Tabii bu sefer ''telafi'' olduğumuz için en az 4 gün saat 15,00 civarı çıkabildik. Pazar günü de erken çıkarım dedim ama maalesef saat 17.00 idi çıktığımızda. Yazılı sınavı bu sefer sabah olduk, sanki geçer seferki sorulardı ama öyle çetrefilliki sorular, hala doğrumu yaptım acaba diyorum kendikendime.
Bu sefer pilates e hiç ara vermediğim için çok zorlanmadım. Kas gevşetici ve ağrı kesici almadım şükür. Doğru ''hundred'' duruşu ile de ( sağolsun Ibrahim hoca) boynum hiç ağrımadı. Kendime daha güvendim bu sefer. Tabi kurs bittikten sonra ehi.. Hele yeni 1. kademe antrenör adaylarının bizi Reformer yaparken seyredişleri vardı ki, off güzel bir duygu yaşadık, sonunda bir de İbrahim hoca dan '' tebrikler '' sözünü duymak bana güzel bir doğumgünü hediyesi oldu. Bu sefer gururluyum, mutluyum. Haa tabi herzaman alamama şansı var, İbrahim hoca bu. Yok, yok kızgın değilim adamı ve öğretim tarzını seviyorum. Kişiliğini ve espri anlayışınıda. Umarım ara ara olsada ilişkiler kopmaz.
Bu arada Cem bir e- posta göndermişti, onu seyrettim, 1970 yıllarda yapılmış ama ben daha yeni öğrendim ve bayıldım. Ada da bayıldı. Sizlerle paylaşmak istedim;
Becerebilirsem hem şarkıyı ki harkulade hem de filmi buraya eklemek istiyorum, olmadı link i vereceğim, lütfen vakit ayırıp seyredin.
Daha önce bilip de benimle paylaşmayanlara da kızgınım haberleri olsun.


İnanılmaz birşey herkesin aynı olayı yaşaması ama bir kişinin bu kadar güzel anlatabilmesi.
Çok güzel bir iş.
Şarkıyı da kesin kızıma öğreteceğim.
Kalın sağlıcakla.
Iyi yıllar.
Mutlu anne, belki de eğitmen anne :-)
Parmaklarım kaşınıyor, kısa da olsa yazmalıyım.
Pilates bitti. Yine çok yoğun kendimden geçtiğim bir hafta geçirdim. Tabii bu sefer ''telafi'' olduğumuz için en az 4 gün saat 15,00 civarı çıkabildik. Pazar günü de erken çıkarım dedim ama maalesef saat 17.00 idi çıktığımızda. Yazılı sınavı bu sefer sabah olduk, sanki geçer seferki sorulardı ama öyle çetrefilliki sorular, hala doğrumu yaptım acaba diyorum kendikendime.
Bu sefer pilates e hiç ara vermediğim için çok zorlanmadım. Kas gevşetici ve ağrı kesici almadım şükür. Doğru ''hundred'' duruşu ile de ( sağolsun Ibrahim hoca) boynum hiç ağrımadı. Kendime daha güvendim bu sefer. Tabi kurs bittikten sonra ehi.. Hele yeni 1. kademe antrenör adaylarının bizi Reformer yaparken seyredişleri vardı ki, off güzel bir duygu yaşadık, sonunda bir de İbrahim hoca dan '' tebrikler '' sözünü duymak bana güzel bir doğumgünü hediyesi oldu. Bu sefer gururluyum, mutluyum. Haa tabi herzaman alamama şansı var, İbrahim hoca bu. Yok, yok kızgın değilim adamı ve öğretim tarzını seviyorum. Kişiliğini ve espri anlayışınıda. Umarım ara ara olsada ilişkiler kopmaz.
Bu arada Cem bir e- posta göndermişti, onu seyrettim, 1970 yıllarda yapılmış ama ben daha yeni öğrendim ve bayıldım. Ada da bayıldı. Sizlerle paylaşmak istedim;
Becerebilirsem hem şarkıyı ki harkulade hem de filmi buraya eklemek istiyorum, olmadı link i vereceğim, lütfen vakit ayırıp seyredin.
Daha önce bilip de benimle paylaşmayanlara da kızgınım haberleri olsun.

İnanılmaz birşey herkesin aynı olayı yaşaması ama bir kişinin bu kadar güzel anlatabilmesi.
Çok güzel bir iş.
Şarkıyı da kesin kızıma öğreteceğim.
Kalın sağlıcakla.
Iyi yıllar.
Mutlu anne, belki de eğitmen anne :-)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)