15 Eylül 2014 Pazartesi

Selimiye

Merhaba,

Hani Sedir Adasına gitmiştik ya, hah işte o gün, haydi dedik ve Orhaniye, Kız Kumu rotasını takip ederek Selimiye ye gittik.  


Arabadan indik ve yukarıdaki manzara bizi karşıladı. Ben renk körüyüm, ben bile büyülendim renklerden.
Zaten yol boyunca, büyülendik, heryer, bu coğrafya öyle güzel ki.


Bakarmısınız. Nasıl sakin, nasıl güzel.



İnek siz ve yan konulmuş fotoğraf olmadan olmazzz..


Moda iskelesinin çoook bakir hali diyelim. O akşam ezanı da bir çocuk okudu. Eğitimdeydi belki.
Eski, küçük sakin bir koymuş burası ve sonra keşfedilmiş.




Hedefimiz orada bir gece kalıp, güzel rakılayıp, ertesi gün, Bozburun koyunun sonuna ''dirsekbükü'' ne yada sadece ''dirsek'' gidip ertesi gün eve dönmekti. Amma   öyle pahalıydı ki, en ucuz pansiyon kahvaltı dahil 120 ve sonra sorduğumuz köpek bağlasan durmaz pansiyonlar bile 150 falan dediler, ne kadar? sorumuza cevap olarak. E bide yemek ye, nereden baksan 200 Tl bizim elimiz döner dedik.


Dönüşte hadi, karanlıkta araba kullanmayı sevmeyen Cem için, son bir deneme yaptık. Market üstü, yol üstü bozuntu yer bile 100 dedi, adama patladım 70 Tl indi ama ben de keyif kalmamıştı. 60 veririm dedi, inmeyince bye bye dedik.

Ada ve Cem zaten aç değillerdi. Ben de Şam fıstığı ve kuru kayısı yedim. Karatay. Şöyle bir dolaştık ve bir dahaki Selimiye seferini, sabah erken evden çıkıp, burada denize girip dönmeyi hedefleyerek kapattık.

Dönüşte dolunay süperdi, gece olmasına rağmen kokular muhteşemdi. Eve de 21,30 da vardık, e daha ne olsun. Melisa kokuları içinde, geceyi seyrederek sonlandırdık günümüzü.


İnsanın evi burada olunca, bu paraları vermek içinden gelmiyor açıkçası.

Kalın sağlıcakla
Fakir anne

1 yorum:

Güliz'in Dünyası dedi ki...

Uzun zaman oldu selimiyeye gitmeyeli, sayenizde özlem giderdim..