6 Eylül 2011 Salı

Ayvalık - Badavut ve özet.

Merhaba,

Tüm dostların geçmiş Bayramı mübarek olsun. En büyük benim. Bayram da aramayan küçüklerden hesap sorulacaktır. :-)


Epeyidir davet edildiğimiz ama birtürlü katılamadığımız Şenay ve Hakan ı Ayvalık - Badavut taki yazlığında geçirdik biz Bayram tatilimizi. Güzel evsahiplikleri için çok teşekkür ederiz.

Daha önce hiç gitmediğim Badavut koyunu beğendik. Doğa muhteşem, deniz pırıl, prıl ve tertemiz. Serin de.

Tabi Yazlıkçı mantığı ile yine katledilmiş bir koy o ayrı. Tüm çirkin binaları arkanıza alıp denize ve ona kavuşan ormana baktığınızda içiniz açılıyor ve bu güzel memlekette yaşadığına şükrediyor insan.

Sarımsaklı sahilinden bir önceki koy diye tanımlanabilir aslında. Şeytan sofrasının eteklerinde bir bölge. Bir de benim göremediğim ama Cem in gördüğü bir tuz gölü var; Bu gölün kenarında kurulmuş ve 150 evet yanlış duymadınız 150 hane içeren bir sitenin resimleri Kış mevsiminde yani önünde su varken çekilmiş ve hainler tarafından zavallı Almanya da çalışan vatandaşlarımıza, deniz kenarı diye satılmış. Vatandaşlar Yaz mevsimi geldiğinde evlerini ziyaret etmişler ve görmüşlerki ortada deniz, meniz yok. Hakan diyor ki; Deniz e sefer tası ile gidiliyor. :-) Güleriz ağlanacak halimize.


Küçükköy Badavut mevkiinde bulunan Tuz Gölü, 1500’lü yıllarda Osmanlı’nın tuz kaynağı olmuş bir göl. Deniz kenarında bulunan Tuz Gölü’nün kurumasına, küresel ısınmanın yanı sıra, her yıl yaz aylarında yaşanan gel git olayları neden gösteriliyor.


  

Üstteki resim; bizim bulunduğumuz yerden uzak, taaaa öbür uçta olan kayalık. Tur tekneleride misafirlerine koyun bu ucuna getiriyor. Oraya kadar yürüdüm ve döndüm ama narin ayaklarım mahvoldu. Sahil kumu belirli bir noktadan sonra çok çakıl ve ayaklarıma masaj olur dediğim halde olmadı maalesef. Neyse geçti bile ve çok keyifli bir yürüyüştü. Bugün olsa yine yürürüm.

 

Üstte; Badavut koy unun genel görünümü. Çok ama çok kalabalıktı. Yine de biz kendimize sakin köşeler bulabildik. Şnorkel de yaptım bayağı. Mırmır, Tekir, Karagöz,Kayabalığı ve Kefal en çok gördüğüm balıklardı. Çıralı sahillerinde sık sık gördüğüm Çupra lardan eser yoktu.

Bir akşam dolapta kalanlarla ,sarımsaklı yoğurtlu kızartma, bir diğer akşam Ayvalık dan alınmış lezzetli Çupra lar ve yanında hep çok lezzetli olan tarla domatesleri ve acı biberle  ile yapılmış nefis salatalar. Bir türlü pişmeyen ama leziz taze fasülye ( gel de düdüklü tenceremi arama)yanında çok kötü pilavım. Amma, paçangayla herhalde kendimi affettirdim. Dimi Şenaaayyy, Haakkaaaan.

Bir önemli konu, bizim aklımıza gelmedi ama Şenay çok yoruldu. Çünkü 7. ayın başında bir hamarat hamile o. 
Siz siz olun hamile arkadaşlarınızın davetine HAYIR diyin. Biz düşünemedik. Gerçi Şenay ın misafirperverliğinden ve nazikliğinden hiçbirşey eksik değildi. Haşaa.. Amma siz siz olun hamile davetlerine hayır diyin ve onların 7. aydan sonra plan yapmalarını engelleyin.


Badavut pazarına bile gittik. Ayvalık yada Cunda gibi değildi ama yine de güzeldi. Gerçi kötü dediğim pazar varmı acaba. Kilosu 70 den, bir kilo dolmalık fıstığımı aldım. oh.. hemi de el kırma. Imren pastahanesinden sakızlı kurabiyemizi, bademlisini aldık afiyetle yedik. Yanımızda getirmedik, tat orada daha güzel. Gelince bayatlıyor. Buzluğa girince de tadını ben sevmiyorum. Bayram üstü olduğu için nasıl kalabalıktı dükkan anlatamam. Baklavalar üstüsteydi. Birde çok güzel ( Şenay çok beğendi ama saat 11 de börek bittiği için alamadık) börekler vardı, geliyor satıcı sıcak sıcak kesiyor ve satılıyor. Orada yiyenlerde vardı. karınca sürüsü gibiydi insanlar. Lezzet!!

 Kesilen ve anında kaybolan, kıymalı, peynirli börekler.

 Baklavalarrrrra geaaalll. Resmi yok ama lorlu tatlı dan da götürdüm bayağı.

 Kızların dondurma keyfi.

 Ada kızın yeni kuaför oyuncağı. Sağolsun Canan.

 pek eğleniyor Ada.

Ciddi ciddi dizim yapıyor Ada. Herbir yıldızada isim veriyor; ÖmerKaan, Niill,Hakaaan, Şenay, Irmak v.b. 

Ayvalık tan çıkmadan, Ayvalık tostu yedik. Avşar büfe de. Offff ki offf. Süper di. Hülya Avşar ın da resimleri vardı. Sanırım büfe sahibi hayranı. Gerçi ''sanırım'' yanlış oldu. Teşekkürler Şenay ve Hakan. Nil ve Ada çok eğlendiler, denize birlikte girip çıktılar, hatta çıkmadılar :-). 
Dönüş de trafik açısından kabus olmadı. Yoğundu ama kabus değildi. Tuzla da köfte ile kapattık gezimizi. Kızların iştahı bir açıldı sormayın. Bence çocukların bütün Yaz ı böyle yerlerde geçirmeleri gerek. Örneğin Dalyan da :-) Nazar değmesin.

Kızım salonda bisikletini parketti ve şöyle dedi;  Şuraya parkedeyim de çekmesinler.
Bayramda o kadar çok çekme muhabbeti oldu ki, çocuk öğrenmiş.

Yazacak çok şey var ama sırayla dimi.

Gezgin anne Çiğdem















8 yorum:

Unknown dedi ki...

Ayvalık ve Sarımsaklı hayranıyım.Bu yıl gidemedik çok istedim kısmet değilmiş.Bu arada geçmiş bayramın kutlu olsun.Güzel bir tatil olmuş.Ada kız çok tatlı maşallah...Güzel bir geçirmeniz dileği ile sevgiler...

Oglak Kizlari dedi ki...

Arzu,

sağol varol.
mevsim daha bitmedi, gidiniz sarımsaklı ya ltf.

Gezgin anne Çiğdem

annesiningülü dedi ki...

Gezgin anne geçmiş bayramın kutlu olsun ;)
Bizde bu yaz bir günlüğüne uğradık Sarımsaklı'ya çok kalabalıktı ama deniz harikaydı :D

Oglak Kizlari dedi ki...

Dimi ya Bahar. Koy güzel amma kalabalık.... offf ki off.

Dikkatsiz bir kalabalık.

Mahsun anne Çiğdem

Limon çiçekleri dedi ki...

Bir çırpıda okudum ve içime hüplettim yazınızı.Sizinle gittim geldim:))Oh sefanız olsun nede güzel geçmiş öyle..Muhabbetle..

Karyatid dedi ki...

'Bisikleti parkedeyim de çekmesinler" cümlesine en az " dünyayı görmemi engelliyorsun" kadar güldüm kardeşimmm.Yarın geliyom size kardeşim Leyla ile:)

Oglak Kizlari dedi ki...

Limon çiçekleri,

Geldin mi, dur hemen iadeyi ziyaret yapayım sana.
Bu aralar ben de Leyleği havada gördüğüm için ( gerçek) pek sanal ortamda diilim.


Hoşgeldin.
Sevinçli anne Çiğdem

Oglak Kizlari dedi ki...

Yarın gel bize, Leyla kalsın. Cık... cık..
Sinirli anne Çiğdem