26 Kasım 2014 Çarşamba

Haziran böceği

Merhaba,

Yine önceden kalan bir yazı, kayıtlar için paylaşayım.
Bu yazılar, taslak olarak kaydediliyor ve orada, listede gördükçe beni rahatsız ediyor. O yüzden buyrun;


İçimde bir sıkıntı. Ha diyeceksiniz ki, hayat devam etmiyor mu ? Ediyor ama işte bugün huzursuzum.
Bana olmaz pek hayırdır diyelim.

Sizlere bana bilimkurgu hikayesi gibi gelen bir olay anlatayım.

Günlerden birgün, gülün dibini havalanması için çapalarken, az daha zarara vereceğim diye ürktüğüm  bir tırtıl çıktı karşıma. Aman zarar vermeyeyim diye hemen kapadım üstünü bu şekerin. Sonra bir tane daha, yine kapadım üstünü.

Çapalama bitti, öğleden sonra Nermin e gittim, bahçede biraladık, sohbet ettik. Yine nice güzel hikayeler anlattı bana, bilgiler verdi. Derken, geçen sene bazı bitkilerin kökleri ile birlikte hoop ellerinde kaldığından ve tırtıla benzer bir böceğin bu işi yaptığından bahsetti, tanımlama yaparken, anladım ki benim bahçede bizim gül ün dibinde bulduğum tırtıllardan bahsediyor. E ben onları çok şirin diye geri yerine koydum.




Büyük hata meğer bu sevimli şeyler, bitkilerin köklerini yiyorlarmış ve bitkinin yaprakları sararıyor  aa... ne oluyor derken elinizde kalıveriyormuş.

Büyüyünce de böcek olup uçuyorlar.

Yan komşumda zehirli onlar hem büyüyünce ortadan kesilse bile iki tane oluyorlar falan diyince merakım iyice arttı. İnternete bakındım ve bakın neler buldum.

Bilgi, ağaçlar. net ten;

[Polyphylla spp., Melolontha spp.,Anoxia spp. (Col.:Scarabaeidae)]
Tanımı, yaşayışı ve zarar şekilleri

Yurdumuzda Haziranböceği, Manas, Kadılokması ismi verilen Polyphylla turkmenoglui Petr. ve P.fullo L.; Mayısböceği ismi verilen Melolontha melolontha (L.) ve M.albida Friv. ile Çizgili haziranböceği ismi verilen Anoxia orientalis Kryn., çeşitli meyve fidanları ve ağaçlarının köklerinde zarar yapmaktadır. Bu böcekler büyük yapılı olup, renk ve şekil bakımından birbirinden oldukça farklıdır. Erginlerde vücut dışbükey ve sağlam bir yapıdadır. En tipik özellikleri, antenlerinin uç kısımlarının yelpaze şeklinde olmasıdır. Yelpaze şeklindeki anten, erkeklerde daha bariz şekilde büyüktür. Larvaları tombul ve daima C harfi şeklinde kıvrık olup, ağız parçaları ısırıcı çiğneyicidir .Larva dönemlerini toprakta geçirirler. Haziranböceği erginleri, haziran-temmuz aylarında güneş battıktan sonra, Mayısböceği erginleri ise mayıs-haziran aylarında uçarlar.
Haziranböceği dişileri, çiftleştikten sonra yumurtalarını, toprağın 1-20 cm derinliğinde bir yuva içerisine bırakırlar. Haziran-temmuz aylarında yumurtadan çıkan larvalar, toprağın daha derin kısımlarına inerler. Eylül-ekim aylarında ikinci dönem larva haline geçerek, bitkilerin ince kökleri ile beslenirler. Daha sonra toprağın 50-90 cm derinliğine iner ve burada kışı geçirirler. Haziran başında üçüncü dönem larva haline geçer ve ertesi yılın mayıs ayına kadar bu dönemde kalırlar. Mayıs ayında bir yuva içinde pupa olur ve haziran-temmuz aylarında erginler çıkar. Bu zararlılar genel olarak iki yılda bir döl verirler.
Bu zararlılar polifag olup; elma, armut, ayva, şeftali, erik ve kiraz gibi kültür bitkieri ile paulownia köklerini tercih ederler. Yumuşak çekirdekli meyve fidanlarında ve hümüslü kumsal topraklarda, daha fazla zarar yaparlar. Bu türlerin erginleri bitkilerin toprak üstü kısımlarını, larvaları ise köklerini yiyerek zararlı olmaktadır. Ancak esas zararı, fidanların ve ağaçların köklerini yemek suretiyle, larvalar yapar. Bu zararlılar, özellikle fidanlıklar için çok önemlidir.
Doğal Düşmanları
Bu zararlıların bilinen en önemli doğal düşmanları, hem larvaları, hem de alacakaranlıkta uçan erginleri yiyen çeşitli kuş türleridir.
Mücadelesi
a) Kültürel önlemler
Bu zararlılarla mücadelede kültürel önlemler çok önemlidir. Fidanlıklarda ve plantasyonlarda alınması gereken kültürel önlemler aşağıda verilmiştir:
Fidanlıklarda alınması gereken önlemler :
- Ergin böcekler, yumurta bırakmak için otlu yerleri tercih ettiklerinden, haziran-temmuz aylarında ot temizliğine özen gösterilmelidir.
- Temmuz-ağustos aylarında toprak işlemesi yapılarak, yeni bırakılan yumurtaların güneş ışınlarına maruz kalarak ölmesi sağlanmalıdır.
- Fidanların sulama, gübreleme, vs. gibi bakım işlemleri zamanında ve tam olarak yapılmak suretiyle, sağlıklı olmaları sağlanmalıdır.

- Bu zararlılarla bulaşık fidanlıklarda, kullanılacak çiftlik gübresi önce ilaçlanıp, iyice karıştırıldıktan sonra, açıkta bekletilmeden toprağa karıştırılmalıdır.
- Fidanlar sökülürken ve söküm tamamlandıktan sonra, parseller derin sürülmeli ve görülen larvalar toplanıp imha edilmelidir.
Plantasyonlarda alınacak önlemler:
- Yumurta bırakmak için, hububat ekili ve yabancı otlu olan yerleri tercih ettikleri için bahçeye, ara tarım şeklinde hububat ekilmemeli, özellikle haziran ve temmuz aylarında ot temizliğine özen gösterilmelidir.
- Bahçe sonbaharda, 20-30 cm derinliğinde sürülerek, larvaların açığa çıkması ve kuşlar tarafından yenilmesi sağlanmalıdır. Mayıs ayında 15-20 cm derinliğinde sürülerek, toprakta bulunan pupalar tahrip edilmelidir. Temmuz-ağustos aylarında yapılacak toprak işleme ile de yumurtaların güneş ışığına maruz kalarak ölmesi sağlanmalıdır.

b) Mekanik mücadele
Gerek fidanlıklar ve gerekse plantasyonlarda böceklerin uçuş saatlerinde(saat 20.00-22.00), erginler toplanarak öldürülmelidir.
c) Kimyasal mücadele
Bu zararlılara karşı, bütün ağaçlarda değil, sadece larvaların bulun-duğu fidan ve ağaçlarda kimyasal mücadele yapılmalıdır. Zarar belirtisi gösteren ağaçlarda ise, sadece taç izdüşüm alanları ilaçlanmalıdır. Fidanlar için izdüşümü alanı 1 metrekare olarak kabul edilir.
İlkbaharda, 0-20 cm toprak derinliğindeki toprak sıcaklığı 9-10°C ye ulaşıp, larvalar faaliyete başladığı zaman (genellikle mart ayından itibaren ) ikinci ve üçüncü dönem larvalara karşı bir ilaçlama yapılır. Sonbaharda ise, yörelere göre değişmekle birlikte, ilk yağmurlardan sonra, larvalar toprak yüzeyine yakın ve özellikle çoğu ikinci dönem başlangıcında olduğu zaman (genellikle eylül ayında) bir ilaçlama yapılabilir. Ancak önemli olan ilkbaharda yapılacak ilaçlamadır.



Kalın sağlıcakla
Toprak anne
 


2 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

Okuyunca tüylerim diken diken oldu:(( Neden mi? Bak, iki yıl önce ne yazmışım:
http://begonvilliev.blogspot.com.tr/2012/09/iste-leylak-ve-gullerin-katili.html
Bu zararlı korkunç bir şey. Moralini bozmayayım ama mücadelesi çok zor.Umarım bahçeni bu korkunç yaratıktan kurtarabilirsin.

Asortik Krep dedi ki...

Güzel ve faydalı bir yazı olmuş :)