4 Ekim 2010 Pazartesi

Haftasonu- Mickey on the ice


Günaydın,

Evvet Yasemin sayesinde Mickey on the ice gösterisine gittik. Bir davetiye fazlamız vardı, kuzenimiz Arda yıda aldık. Sabah saat 11,00 seansı oldugu için çok kolay gittik. Gerçi bir Topkapı gümrük bölgesi ziyaretimiz oldu ama kısa sürdü. Yasemin gecikeceğiz diye endişelendi ammma neyse kazasız belasız atlattık.

Ayşegül ise bize hayatımızın teklifini yaptı. Biz ailece bizim gibi insanlarda varmış ne güzel dedik ve çok mutlu olduk. Sağolun varolun.

Abdi İpekçi hatırladığım yerde durmuş bunca zaman. Ne kadar buyuk olduğunu unutmuşum. Otoparkın ücretsiz olması ayrı bir kıyaktı tabi.

Girişte içecek ve yiyecekleri topluyorlar ama içeri girince bir görüyorsunuzki tüm sular bardakta satılıyor. Yahu ben nasıl bardakta su içireceğim 3 yaşındaki kızıma. Şişe olunca içsin ağzını kapatsın, bardakta bu şans yokki. Neyse ufak bir krizden sonra şişenin ad yazan bölümü söküldü ve içindeki sular döküldü !! İçeriden bardak su alıp şişelere doldurduk ama bu arada çoçuklar aktivitelere katılamadılar neyseki ara ve çıkışta Ada hevesini aldı. Efendim getirilen içecekler reklam oluyormuş. İçerisi karanlık ve çocuklar çoğunlukta, ebeveynler ise çocuklara bakmakta. Nasıl reklam olacak anlamış değilim.

Ustelik istikrar da yoktu, Yasemin in suyu çantasında kalmış ama benimkini almışlardı.

Aktiviteler; Yüz boyama, boyama, resim çektirme ve oyuncak reyonlarını gezmek olarak sıralanabilir.

Yanımda fotoğraf makinası yoktu, Yasemin de varmış ama oda çekmeyi unuttu.

Resim çekilen yerde Ada nın bir resmini çektireyim dedim, fiyatı 17 Tl olarak gördüm ama Pamuk Prenses li çerçevenin 28 Tl olduğunu görünce vazgeçtim ama Ada vazgeçmedi. Orada ki Amerikalı bayana lütfen çekiyormuş gibi yaparmısınız dedim. Kabul etti. Sonra şişşşş diyerek çekmiş olduğu fotoğrafı Ada ya çerçevesiz verdi. Çoçukları seven bir ablaymış. Arda ve Ada ile ingilizce konuştu ve şaşırdı. Bende kabararak ben öğretiyorum ama telafuzda ve anlamada beni geçti dedim.

Davetiyelerin yeri en arkadaydı ama güzeldi. Ondeki yerleri boş görünce yayıldık tabi. Ohhh en pahalı bilet yerlerinin bir arkasındaydık. Ada mest oldu. Arda bile ( 10 yaş) seyretti. Ada ile ilgilendi. Bir ara ben kaave almaya gittim onları yalnız bıraktım. Dondurma bakındım ama sadece kocaman magnum lar vardı. Yiyemezler diye almadım. Çıkışta da biraz takıldık ve eve dönüş.

Dönüş yolunda Sirkeci den vapura binip Harem yaptık. Saat 15,00 civarı evdeydik.

Ada Mickey in resimlerini çok güzel boyadı evde. Sagolsun büyükannesi. Sabırla oyle ilgilendiki Ada yla. Artık oda taşırmadan gayet güzel boyama yapabiliyor.

Resimdekiler yeni kaplumbağalarımız. Boncuk 1 ve Boncuk 2. Pazardan birer hafta arayla aldık. Cem yalnız kalmasın dedi. Iyiki almışız. Balkonda güneşi görünce güneşleniyorlar böyle.

Dün akşam 4,4 luk Marmara denizli orijinli ve 7,7 km derinlikte olan depremi hissettinizmi. Ada yı nasıl kucakladığımı ve mutfak tezgahının dibine yerleştiğimizi hatırlamıyorum bile. Ada yı tedirgin etmemek için orada epeyi bir oyalandık, oyun oynadık v.s. Hüffff umarım ölümümüz ezilerek ve ayrı ayrı olmaz. Kimsenin olmasın.

Büyükbabamız rahatsız. Dün oda içsin diye yoğurtlu çorba yaptım. Çok güzel oldu. Tarifmi buyruuunn;

Tencereye bir iki yemek kaşığı z. yağ koyunuz. Küçük küçük doğradığınız soğanı kavurunuz. Bir litre kadar su koyunuz ve içine bir bardak kadar yıkanmış pirinç ekleyiniz. Kaynayınca ve pirinçler yumuşayıncaaaaa bir bardak çırpılmış ve içine kaynayan pirinçli sudan karıştırılmış sıvıyı çorbaya yavaş yavaş, karıştırarak ekleyiniz. Diğer tavada bir kaşık z. yağı, nane ve kırmızı biberi ısıtıp, çorbaya eklyip, bir taşım kaynatıp servis ediniz....

Malzemeler;

2 yemek kaşığı + 1 yemek kaşığı z.yağı.
1 su bardağı pirinç
2 su bardağı yoğurt ( ev yapımı biraz suluca )
1 adet soğan
1 litre su
1 tatlı kaşığı nane
1 çay kaşığı kırmızı biber
İstenildiği kadar tuz.

Afiyet olsun.

Becerikli anne Çiğdem

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Yine hareketli dakikalar ,deprem konusunda paniğinizi anlıyorum.Çorba için ellerine sağlık.Sevgiyle kal.

Oglak Kizlari dedi ki...

Arzu, Ne korktum ama.
Afiyet olsun.
Tırsık anne Çiğdem