11 Ekim 2011 Salı

Merhaba,

Açıyorum bilgisayarı ve diyorum ki önce ''blog'' uma yazı yazacağım ve sonra ne yapacaksam yapacağım. Ne oluyor, önce e-postalara bakıyorum, bakmışken '' face'' e girmeden olmaz diyorum. Bana gelip yorum yapan ''blog'' ları ziyaret ediyorum, orada bişey görüyorum başka ''blog'' lara gidiyorum, sonra başka bir şey görüp ''google'' a gidiyorum. Bi bakıyorum saat geç olmuş. Yazı yazamadan bilgisayarı kapatıyorum iyimi.

Size de böyle olyormu?

Aslında bugün harika bir gün geçirdiğimiz Heybeliada gezimizi yazacaktım ama ana bilgisayar, nasıl havalı dimi, ana bilgisayar arızalı.  E resimlerde orada, dolayısıyla geçen Cumartesi hava ve Ada çok güzeldi diyeceğim, ne diyeyim. Ana bilgisayar içerideki sabit olan, Yaprak ın bizimle sağolsun paylaştığı laptop ise gezici olan.

Bugün Ayşegül, Irmak ve Canan bizdeydi sonra Nil de kısa süreliğine bize katıldı. Menü etli yaprak sarma ve yoğurtlu köfteli çorbaydı. Herkes oradan buradan biraz çöplendi. Ohhhh bereketli olsun mutfaklarımız. Bol bol sohbet, bereket olsun inşallah. 

Yaprak sarmanın, yaprağı Tokat mı bilemem ama her zaman aynı güzellikte olan bir yaprak. Alınan yer, Pazartesi, Maltepe pazarı veya Perşembe Küçükyalı pazarı, satan bey, genç ve kırçıllı saçlı. Kolay gele.

Köfteli çorba ise;  geçen yaptığım köfteden artan eti minik minik yuvarladım. Tencereye göz kararı su koydum, inceltilmiş salçayıda ekledim ve kaynayınca köfteleri koydum. Sonra bir yumurta sarısı, yoğurt ve bir yemek kaşığı unu çırptım ve suya ekledim. Ihmm nefis  oldu. Resim yok, bitti hepsi. :-)


 Biz bu güneşli günlere geri dönmek istiyoruz. Bisiklete binmek istiyoruz. Benimki bu sabah bana soruyor; anneeee bugün dışarı çıksak, parka gitsek, arkadaşlarımı görsem. Kızım hava yağmurlu, ozaman kime gidelim anne yada kim bize gelsin??


Sportif kızım benim. Soruyorum;  Jimnastik dersi mi, piyanomu Ada. Jimnastik olmasın anne yoruluyorummm..
Kokoş kızım benim.

Kızım bugün benimle sarma sardı ve bir kere gösterdim ama vallahi güzel güzel en az 10 dolma sardı. resim yok çünkü ellerimiz yağlıydı.

Anneeee Kış geldi, artık tiyatro mevsimi başladı dimi.

Irmak çişini yaparken annesi uyardı, Irmak kızım az tuvalet kağıdı kullan. Bizimki hemen atladı; evet, yazık ağaçlara. Onlar ağaçtan yapılıyor, neden bu kadar ağaç kesiyorlar anlamıyorum!!
Oysaki bir kere anlatmıştım ve açıkçası dinlemediğini düşünmüştüm. Bu çocuklar çok beterler çok.

Kalın sağlıcaklar.
Köprü geçişi bu Pazar. Umarım yağmur yağmaz. Yaprak hanım kayıt oldunuz mu?


Kız annesi Çiğdem

6 yorum:

Feride dedi ki...

bize gelin buyrun. ben de size kurabiye yaparım, gelirken artık yaprak sarmalardan getirirsin...
Yalnız evet gerçekten ben de bazen bir kaydı taslakta süründürmekten beter ediyorum.. Oysa önce bloga yazıp diğer işleri yapsam hallolu vericek de... işte...
batının en hızlı annesi feride:)

annesiningülü dedi ki...

biz kayıt olmadık :(
hem misafir var hem dedim ya b.çekmece'den kalk git koca duymasın yok der zati :( Sen pazar ekranlara el salla ben seni görürüm haberlerde filan ;)

hintcevizi dedi ki...

off yaprak sarmasına bayılırım..
afiyet olmuştur inşallah :))

Oglak Kizlari dedi ki...

Feride,

Gel dedin bak, geliyoz.

Getiririm, yenilerini yaparım.

Batı nın 2. hızlı annesi Çiğdem :-) bayıldım buna.

Oglak Kizlari dedi ki...

Eh Bahar ım başka Bahar a o zaman.

Ironik anne Çiğdem

Oglak Kizlari dedi ki...

Hintcevizi,

Atla gel.
Yiyek birlikte.

İştahlı anne Çiğdem