8 Aralık 2013 Pazar

Akyaka - Gökova gezisi

Merhaba,

İstanbul da kar varmış dediler. Soğuk dediler. Bizim buralarda da yüksek dağların tepesi beyaz dı.
Gece de fırtınamsı rüzgar esti.
Sabah kalktık, heryer günlük güneşlik, e ne yapalım, haydi Akyaka ya gidelim. 


Sabah yemek faslından sonra Poyraz ın güneş keyfi.


Araba ile 45 dk sürdü galiba. Yolda Padok a da baktık. Ada nın ata binebileceği güzel bir çiftlik.
Haftasonu kalmalı aktiviteleride varmış. Bakalım sırada.

Arabayı merkez sayılabilecek biryere park ettik Akyaka da  ve indik şehir merkezine. Arkadaki dağ, Muğla ya çıkılan Gökova çıkışı.


Hava güneşli ama rüzgar ısırıyordu. Biz hırka ve üstü yelek mont ama Ada kız a bayağı mont giydirdim. Ne olur ne olmaz diye.
Rüzgarsız yerler süperdi ama. Ohh bayağı bir güneşlendik.

Keyif yapan da çoktu.


Menü.


Baba kız güzel yolda.


sanatsal çalışmam.



Yıllar önce Yorkshire gitmiş, bayılmış ve birsürü foto çekmiştim. O zamanki landleydim, aman sıradan çekmişssin tüm York u demişti. Ama ne yapayım çok güzeldi. Akyaka da  muhteşemdi.
Deniz, doğa harikaydı. Denize giresim geldi.


Şehire gittiğimizde spor malzemeler aldığımız dükkanda bir bey ile tanıştık. Onlar Akyaka ya yerleşmiş, buarada çocuk sahibi olmuşlar ve fakat çok sıkılıp dönmüşler.  Akyaka, bayağı insanın olduğu, bir o kadar da açık lokantanın olduğu bir yer. Demekki o aile Dalyan a gelse Cem den beter olacaktı. Hem daha büyük hem de dere kenarı lokantaları bir harika Akyaka nın.



Kite yapılan mevkii, küçük klubemsi yerler, bir de Yaz ın gelip bu güzelim denize girmek lazım.






Ada yine tüm gün yürüdü bizimle. Araba dışında hiç şikayeti olmuyor. Araba da öfleyip püflüyor.




Bizimle yürüyüşe katılan arkadaş. Cem yine taktınız tüm mahlukatları peşinize diyor.


Doğa muhteşem.



kuzular.











Kocaman biryer. Biz bitiremedik. Kesin üç beş daha gidilmeli. Balık tutanlar, kulağında müzik takılanlar, sevgililer. Burası Muğla ya da yakın tabi. Karasal iklimden haftasonu için buraya gelen de çok olur tahminimce.



 Balıkları seçebiliyormusunuz.



Bu yol boyunca yürüdük.





nasıl kıyıyorlar anlayamıyorum. Çöp.
,

Kızımızın objektifinden.


Ada kız yol buldu. Anne keşif yapıcam ben, beni takip edin. Ve hakikaten çok güzel bir patikaydı.


Diyorum ya Bahar geliyor buralara Kış değil.


patika sayesinde çıktık tepeye.


Manzaralar harika, nasıl fotoğraf çekmeyeyim.


Mantar. Çintar değil tabi. Bu hafta yine aldım pazardan. Nefisss. Bugün de yolda satanlar vardı.
Arkası çam ormanı, hanımlar ellerinde torba topluyorlar. Yol kenarında da satıyorlar. Akşam dönerken de ateş yakmışlardı, pişirip satıyorlarmış. Nasıl fikir, süper değil mi.





Durup öyle baktım.


Ateş yakmak yasak diyorlar ama, karavanların yanına ocak yapan bile vardı !!
Kış ın kalan bir-iki karavan vardı.
Yaz ın düşünemiyorum bu camping i, herhalde çok kalabalık olur. Ağaçların altı, hava güzel, deniz hemen aşağıda. Daha ne olsun.




Burası bir kamping alanı. İnsanlar karavanlarını kapamış gitmişler, buzdolapları, fırınlar hatta çamaşır makinaları bile gördük. Nasıl güzel bir yer ben olsam bende yıllık öder, karavanı yerinden kımılşdatmam bile.




Bungolovlarda varmış. Neden böyle Kışlık gibi inşa edilmiş, ve Kış ın kapalı anlamadık.
Pek bir eski ve sefiller. Korkuluklar, korkunç.


Ama yer ve manzara, tek kelime ile muhteşem.


İçeride koca bir taş şömine, açık mutfak ve asma kat var. Minik ama çok güzel.


Merdivenle aşağıya harika bir iskeleye iniliyor. Burada da tutmasa Cem denize atlayacaktım. Snorkel için de muhteşem olurdu.



Aaaa aşağıda da evler var. Süper yaaa..




iç mekanları böyle.

İşte tam burada makinanın şarjı bitti iyimi. Neyse aksi takdirde kızabilirdiniz, bu ne çok foto diye.

Dönüşte Nadir in yerinde, dere kenarında yemek yedik. Şömine güzel, mezeler güzel, ailemin önemli bir kısmı yanımda ohhhh...gerisine selam olsun.

Cem, biraz daha oturalım da şöminenin keyfini çıkar hatun dedi. Evde de var ya dedim, gülüştük.
Gelir gelmez, bir yaktım Prity sobamızı ohhhh çatur çutur. Ve fakat; bir koku var, sanki plastik yanıyormuş gibi. Cem bacanın içinde bir sticker vardı, herhalde o dedi. İnşallah odur, başka ne olabilir değil mi ya. Yarın bizi iş bekler.

Ada kız yattı bile. Elektrikli battaniyeleri de yarın alayım bari. Geceleri yatağa sıcak girelim dimi ya. Merak etmeyiiin, yatmadan önce fişten çekeceğiz. Yahu yıllar önce Safranbolu da, fişi çekmeden yatmıştık, ne bilelim biz, hiç yatmamıştıkki elektrikli battaniye ile, gecenin bir yarısı kan ter içinde uyanmıştık, Tarçın bile kendini, annemden ayrılmak pahasına da olsa yorgandan dışarı atmıştı rahmetli. Hala zaman zaman hatırlar güleriz bu anımıza.


Kalın sağlıcakla.
Sobanın üstünde mandalina kabuğu seven anne.

8 yorum:

ilhan dedi ki...

Ne kadar iç açıcı bir paylaşım olmuş. Bana da yabancı olmayan yerler. Nefis doğa manzaraları çekmişsiniz. Her yerde kar fırtına oralar baharı yaşıyor. Ama orada yaşamaktan sıkıldım diyen beye de hak verdim bu arada. Uzun süre yaşamak gezmeye gitmeye benzemiyor. Ben de aynı sıkıntıyı Bodrum'da yaşadım. Teşekkürler bu güzel paylaşım için.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Şahane ne iyi yaptın oralara gitmekle :)

Elifim uyurken dedi ki...

ah be Çiğdem..
imrendim valla...

emreyle hayat dedi ki...

of yaaa şimdi böyle sıcacık bir yere gidesim geldi, daha yaza da çoook var :(

Recep Altun dedi ki...

Merhabalar.

Akyaka-Gökova gezintileriniz esnasında fotoğraf karelerine taşıdığınız manzaraların güzelliğine ve ihtişamanına diyecek yoktu. Gerçekten insanı büyüleyen ve tatlı bir huzur veren gezilesi ve görülesi yerlerdi.

Paylaşımlarınız için teşekkür ederim.

Selam ve dualarımla.

Ozlemaki dedi ki...

Her yaz Yunus'la Akyaka'ya kamp kurmaya gideriz. Yazlık hafta sonları içindir. Ve nihayetinde kışın beton içinde yaşıyoruz, yazın da yazlıklarda benzer şekilde. E peki çocuklar toprakta uyumanın, bir orman içinde uyanmanın tadını nasıl alacaklar? Sincapların ekmek kavgasına nasıl tanık olacaklar? Yüzlerini denizde yıkayamayacaklar mı? İşte bu yüzden en çok Akyaka olmakla beraber, Çubucak, İnbükü, Akbük vazgeçilmez mekanlarımız.

Gel zaman git zaman şimdi bakıyorum da resmen 1 oda dolusu malzememiz birikmiş.
Anılar, kamp alanında başlayan arkadaşlıklar ise paha biçilmez.

=)

Mine Tozanlıoğlu dedi ki...

haydaaa nerde yaşıyosunuz siz ya çok kıskandım soğuktan burnumu bile dışarı çıkaramıyorum neredeyse soğuk değil de ayaz mahfediyor beni bu arada eşin de bırakmış doğala kendini harikasınız

Karyatid dedi ki...

" her yere taşıyorsunuz şu mahlukatları " ay kahkaha attım enişte...
Bu yaz o kadar kalıp kite'a gitmeyen kişi olarak, vallahi utandım kendimden. bu yaz hedef koydum gidiciim kite'a...

Soba da soba .. soba da soba... çıtır çıtır.. bakalım ev yanacak mı ben gelmeden :)
hihhihihii
seviyorum sizi Karallar:)